Hayvancılıktaki maliyet artışları nedeniyle süt üreticileri zor durumda kalırken, birçok üretici çareyi hayvanlarını kesime göndermekte buluyor. Bu durum, süt üretimini de ciddi bir krize sürüklüyor. Mayıs ayından beri sabit kalan çiğ süt fiyatları, artan maliyetler karşısında üreticileri zor durumda bırakıyor. Şu anda çiğ süt için tavsiye edilen fiyat 14,65 TL iken, TÜSEDAD tarafından açıklanan üretim maliyeti 18,37 TL'ye ulaşmış durumda. Süt üreticileri, ya ekonomik koşullara rağmen "çok para kazandıkları" gibi bir algıyla karşılaşıyor ya da bilinçli olarak zarar etmeyi göze aldıkları bir yolda ilerliyor.
Kasım ayının başında çiğ süt fiyatları yeniden gözden geçirilecek olmasına karşın, Tarım ve Orman Bakanlığı, Ekim, Kasım ve Aralık ayları için süt primi desteğini yalnızca 1 TL olarak açıkladı. Bu durum, üreticilerin beklentilerini karşılamaktan uzak görünüyor.
Tire Süt Kooperatifi Başkanı Öztürk, 1 liralık çiğ süt desteğinin yeterli olup olmadığını değerlendirerek şu ifadeleri kullandı:
"Şöyle bir durum var; 14,65 TL fiyatı kaç aydır aynı seviyede, değil mi? Devlet, Ulusal Süt Konseyi'nin açıkladığı bu fiyata 13 ay boyunca sadece 1 lira katkı yapmaya karar verdi. Devletin desteği yalnızca 50 kuruştu, şimdi bu destek 1 liraya çıktı. Ancak Ulusal Süt Konseyi'nin süt fiyatına bir artış yapmadığını görüyoruz. Yani burada ters bir durum var veya girdi maliyetlerinin artışından kaynaklı bir sıkıntı yaşanıyor.
Fakat şu bir gerçek; Yeni yılda fiyatların artmasından ziyade, çünkü fiyatlar artarsa bu durum tüketiciye yansıyacak, özellikle hayvan kesimi konusunda ciddi sorunlar yaşayacağız. Bu da süt ve et miktarlarına yansıyacak. Bu sıkıntıyı yaşamamak için 2025 yılında Ulusal Süt Konseyi'nin süt fiyatını artırması veya devlet desteklerinin 1-1,5 lira seviyesine çıkartılması ve zamanında ödenmesi gerekiyor. Şu anda devletin yaptığı destek 1 lira, ancak bu desteği Temmuz hasadında öderse bunun bize hiçbir faydası olma. Destekler zamanında ödenirse ancak o zaman tüketiciye ve üreticiye faydalı olur."
Bu nedenle desteklerin bir an önce ödenmesi gerekiyor ve Ulusal Süt Konseyi'nin de daha aktif bir şekilde hareket etmesi şart. Eğer Konsey harekete geçmezse, devletin 1 liralık desteği 1,5 liraya çıkarması gerekebilir."
Üreticinin maliyetleri hakkında da açıklama yapan Öztürk zarar ettiklerini vurgulayarak şöyle konuştu:
"Özellikle Türkiye genelinde bazı bölgelerde 11-12-13 lira civarında süt alınıyor ve bu, o bölgelerdeki sıkıntının ne kadar büyük olduğunu gösteriyor. Bizim bölgemizde de bu sorun mevcut. Ancak kooperatif desteğiyle bazı ödemeleri kendi imkanlarımızla yapıyoruz. Şu anda süt satış ortalaması 15,30-15,40 civarında. Ben 15,80-16 lira fiyat ödüyorum. Bunun ortalamasını alırsanız, belli bir zararı kooperatif olarak ürettiğimiz ürünleri satarak kapatmaya çalışıyoruz. Ancak neticede bölgesel anlamda süt fiyatının belli bir seviyeye gelmesi gerekiyor ki biz de bu işten zarar etmeyelim; en azından zarar etmeyelim, kar etmeyi bıraktık zaten."