Bursa’da yaşayan Batuhan Eren Kılıç, yaz dönemini değerlendirmek için dayısı M.G.’ye ait, plastik ambalaj paketleme tesisinde çalışmaya başladı.

10 Ağustos günü saat 22.00 sıralarında, iddiaya göre dayısının, asma kattaki ofisten su getirmesini istediği Batuhan, merdivenden düştü.

Dayısı tarafından yerde hareketsiz yatarken bulunup özel hastaneye kaldırılan Kılıç, kurtarılamadı.

“SES DUYUP İÇERİ GİRDİĞİMDE YEĞENİM YERDE YATIYORDU”

Dayı M.G. polise verdiği ifadede iş yerinin kapısının önünde dururken, içeriden bir ses duyduğunu belirterek, “Batuhan üst kata su almak için gitti. Ben kapıya doğru dışarıya çıktım. 8- 10 dakika sonra ses duydum. İçeri girdiğimde, yeğenim iş yerinin tam ortasında merdivenlere yakın yerde yatıyordu. Nefes alıyordu ve nabzı atıyordu. Kendine gelmesi için iki kez tokat atıp, dilini çıkarmak istedim. Yüzüne su döktüm. Kendine gelmeyince kollarından tutup otomobilime taşıyarak hastaneye getirdim.” dedi.

Dayı M.G., Batuhan’ın hastaneye geldiğinde yaşadığını sonrasında ise yaşamını yitirdiğini söyledi.

OTOPSİDE ÖLÜM NEDENİ BELİRLENEMEDİ

Üzerinde sadece iç çamaşırı, şort ve bir toka bulunan Kılıç’ın ölümünü şüpheli bulan Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturma başlattı.

Yapılan otopside, Kılıç’ın ölüm nedeninin düşmeye bağlı travma, iç kanama, kırık ve zehirlenme olmadığı belirlendi.

Adli Tıp Kurumu 1. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun raporunda, “Kişinin ölümünün otopside tanısı konulamayan hastalık sonucu meydana gelmiş olduğu oy birliği ile kabul edilmiştir.” denildi.

Bir hastalığı olmayan oğlunun ölümünü şüpheli bulan Fırat Kılıç, otopsi raporuna itiraz ederek avukatı Figen Şahin Sarıbal aracılığı ile savcılığa suç duyurusunda bulundu.

Kılıç’ın dayısı M.G.’nin olay günü verdiği ifadeler ile Batuhan Eren Kılıç’ın ölmeden dakikalar önce ve olaydan sonra, iş yerinin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinin çelişkili olduğunu belirten avukat Sarıbal, Batuhan’ın ölüm nedeninin, Yüksek Sağlık Şura Kurulu veya üniversite hastanesinde heyet tarafından özel olarak incelenmesini talep edeceklerini söyledi.

“3 DAKİKADA BU ÇOCUĞA NE OLDU?”

Avukat Sarıbal, olaydan önceki güvenlik kamerası görüntülerinde iş yerine doğru yürürken, üzerinde pantolon, siyah tişört ve ayakkabısı olan Batuhan’ın, öldükten sonra ise üzerinde sadece iç çamaşırı, şort ve bir toka bulunduğunu, ellerinde de motor yağı olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Görüntüler çok düşündürücü. Üzerinde pantolon, tişört ve ayakkabısı bulunan Batuhan, ölmeden kısa süre önce üst kata, yanında Suriye uyruklu çalışan bir kişiyle çıkıyor. Daha sonra dayısı otomobili ile hızla olay yerine geliyor. 3 dakika sonra Suriye uyruklu kişi omzunu tutarak olay yerinden ayrılıyor. Bu sırada, ellerinde motor yağı bulunan, üzerinde sadece iç çamaşırı ve şort ile toka bulunan Batuhan, dayısı tarafından hastaneye getiriliyor. Batuhan, 3 dakika önce kamera kayıtlarında elleri ve kıyafetleri temiz vaziyette olarak görülüyor. 3 dakika içeride ne oldu da bu çocuğun elleri motor yağı oldu? Adli Tıp raporundan gelen sonuç, nedeni tespit edilemeyen ölüm veya hastalık nedeniyle ölüm. Alınan ifadeler ile görüntülerin uyuşmaması üzerine bir kez daha suç duyurusunda bulunduk.”

“OLAY YERİNDE 3 KİŞİ DAHA VARDI, DAYI BUNLARI SÖYLEMEDİ”

Sarıbal, güvenlik kamerası görüntülerinde Batuhan’la birlikte iş yerine yürüyen ve 3 dakika sonra omzunu tutarak dışarıya çıkan Suriye uyruklu kişinin kimliğinin tespit edilmesi ve ifadesinin alınmasını da istediklerini belirtti.

Dayı M.G.’nin güvenlik kamerasına yansıyan görüntülerinde, Batuhan’ı hastaneye götürmek için bindirdiği otomobilde bir kişinin, iş yerinde de bir kişinin daha olduğunu ve M.G.’nin bunu ifadesinde belirtmediğini söyleyen Sarıbal, şöyle devam etti:

“Biz olay yeri inceleme CD çözümleme tutanağını okuduğumuzda, hastaneye ne şekilde gittiği, çocuğun iş yerinden ne şekilde çıkartıldığı tespit edilemediği yazıyordu. Daha sonra CD’yi inlemek üzere kendimiz aldık. CD’yi incelediğimizde ise çocuğun olaydan 3 dakika önce yanında bir şahısla beraber yürür vaziyette, elleri temiz, kıyafetleri temiz, iş yerine doğru yürüdüğü, 3 dakika sonra çocuk işyerinin içerisindeyken, dayısının siyah renkli özel aracıyla oldukça hızlı bir şekilde işyerine geldiği, yaklaşık 3 dakika sonra iş yerinden maktul çocuğun iş yerine beraber girdiği şahsın omzunu tutmak suretiyle iş yerinden çıktığı, dayısının ise yaklaşık 5 dakika sonra, çocuğu araca yüklediği, zorla tıktığı, aracın içerisinden bir şahsın indiği ve olay yerinde başka bir şahsın daha olduğu, aracın farlarından yansıyan görüntülerde çok net bir şekilde görüldüğünü tespit ettik. Buna ilişkin de biz savcılığa yeniden beyanda bulunduk. Dedik ki; bu çocuğun kamera kayıtlarında yanında bulunan şahıs tespit edilsin. Dayının çocuğu taşıdığı sırada işyerinde bulunan, diğer 2 şahıs tespit edilsin. Bunların ifadelerine başvurulsun. Ve dayı neden gerçek dışı beyanda bulundu, bu araştırılsın.”

Editör: Eylül Oşulkoca