Son Mühür - Tarihi kökeni Yavuz Sultan Selim'in eşi, Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Ayşe Hafsa Sultan’ın tedavisi için dönemin ünlü hekimi Merkez Efendi tarafından hazırlanan mesir macununa dayanıyor. 41 farklı baharatın harmanı, Hafsa Sultan'ın izniyle 485'inci kez halkla buluşturulmak üzere karılmaya başlandı. Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği’nin atölyesinde 15 kadın, 5 yüzyıldır süregelen gelenek doğrultusunda mesir macunlarını özenle hazırlıyor. Hazırlanan bu macunlar, özel kağıtlara sarılıp, tarihi Sultan Camii’nin kubbesi ve minaresinden 27 Nisan’da halka saçılmak üzere bekliyor.
Mesir macunu, içeriğindeki 41 baharatla dikkat çekiyor. Tarçın, karabiber, yenibahar, karanfil, çörek otu, hardal tohumu, anason, kişniş, zencefil, hibiskus, zerdeçal, Hindistan cevizi, rezene, kebabiye, sinameki, safran, kimyon, çam sakızı, meyan balı, keten tohumu, keçiboynuzu ve daha birçok baharat, bu özel karışımın içinde yer alıyor. Yüzyıllardır bozulan içerik, her yıl aynı titizlikle hazırlanarak gelenek devam ettiriliyor.
Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, festivalin başlamasıyla ilgili yaptığı açıklamada, 485. kez düzenlenecek mesir festivalinin 22 Nisan'da başlayacağını ve 27 Nisan’da büyük etkinlikle tamamlanacağını belirtti. Geçen yıl 7 ton mesir macunu hazırladıklarını, bu yıl ise miktarı 8 tona çıkararak halkla buluşturacaklarını söyledi. Tanık, bu geleneğin, hem Manisa hem de Türkiye için çok önemli bir kültürel miras olduğunu vurguladı. Mesir Festivalinin sosyal, kültürel ve ekonomik açıdan büyük bir kazanım sunduğunu belirten Tanık, şehrin bu etkinlik sayesinde daha da tanınacağını ve festivale her yıl daha fazla katılım olacağını ifade etti.
Dernek Başkanı Tanık, bu yılki mesir macunlarının hazırlanmasında büyük bir titizlikle 41 çeşit baharat kullanıldığını vurguladı. Festivalin, geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi binlerce kişiyi bir araya getireceğini belirten Tanık, aynı zamanda UNESCO'nun "Somut Olmayan Kültürel Miras" listesine dahil edilen mesir macununun, Avrupa Birliği tarafından Coğrafi İşaret tescili aldığını da müjdeledi. Artık mesir macunu, yalnızca bir tatlı değil, tescillenmiş bir kültürel miras olarak tanınmakta ve yurt dışında da tanınması giderek artacaktır. Tanık, bu tescilin hem sosyal hem de ekonomik açıdan önemli katkılar sağlayacağını söyledi.