Türkiye'de asgari ücret, Temmuz ayında yapılan zammın ardından, milyonlarca çalışanın geçim sıkıntısı yaşamasına neden olan seviyelerde kaldı. Şimdi gözler, Ocak ayında yapılacak yeni zam oranına çevrildi. Ancak şu ana kadar açıklanan ve önerilen rakamlar, işçilerin umudunu pek artırmıyor.
Yabancı kuruluşlardan düşük zam önerileri
Yerli işçiler, hem patronların hem de hükümet temsilcilerinin yaptığı açıklamalardan bir sinyal bulamadıkları gibi, yabancı finans kuruluşlarının düşük zam önerileri ile de karşı karşıya kaldı. Deutsche Bank ve IMF'nin ardından S&P'nin de benzer bir yaklaşım sergilemesi, işçi kesimi için moral bozucu oldu.
S&P, Türkiye ekonomisine ilişkin değerlendirmesini yayımlarken, ülkenin kredi notunu "B+"dan "BB-"ye yükseltmiş ve kredi notu görünümünü "durağan" olarak belirtmişti. Bu değerlendirmede, enflasyon ve asgari ücretle ilgili önemli açıklamalar da yer aldı.
Enflasyon hedefleri
S&P, 2025 için hedeflenen yüzde 17'lik enflasyon oranı yerine, 2024'te beklenen yaklaşık yüzde 44'lük enflasyon oranının dikkate alınmasının, enflasyonla mücadele programı için bir risk oluşturduğunu kaydetti. Açıklamada, asgari ücret artışının bu iki uç nokta arasında belirleneceği ve yüzde 30'dan yüksek herhangi bir artış oranının enflasyonla mücadele sürecini uzatacağı vurgulandı.
Deutsche Bank'ın Türkiye ziyaretindeki ekonomistleri de benzer bir görüşü paylaştı. 2025 asgari ücret artışının enflasyonla mücadelede kritik bir unsur olduğunu belirten bankanın uzmanları, asgari ücretteki artışın yüzde 25-30 arasında olması gerektiği düşüncesindeydi. Bu oranın üzerinde bir artışın, ekonomik durumu zorlaştıracağı ve enflasyon beklentilerini olumsuz yönde etkileyeceği kaydedildi.
IMF'nin Türkiye misyonu başkanı Jim Walsh da, asgari ücretin yüksek bir oranda artırılmaması gerektiğini belirterek, bu durumun enflasyon beklentileri üzerinde olumsuz bir etki yaratabileceğini vurguladı.
Merkez Bankası ve patronların görüşleri
Merkez Bankası Başkanı Fatih Karahan, Washington'daki yatırımcılarla yaptığı görüşmelerde, asgari ücret artışının 2025 para politikasında dikkate alınacağını ifade etti. Bloomberg'e konuşan kaynaklar, Karahan'ın yetkililerin yabancı yatırımcılara yüzde 25 civarında bir artışın enflasyon görünümüyle uyumlu olacağını ilettiğini aktardı.
Patronlar da Karahan'ın görüşünü destekledi. Ankara Ticaret Odası Başkanı Gürsel Baran, asgari ücrete yapılacak zammın bu seviyede olması gerektiğini belirterek, işçilerin yaşadığı sıkıntıları anladıklarını, ancak işletmelerin de sürdürülebilirliği açısından bir denge kurmaları gerektiğini ifade etti.
Türkiye Giyim Sanayicileri Derneği (TGSD) Başkanı Ramazan Kaya, hükümetten taleplerini sıralarken, asgari ücretin OVP’deki yeni dönem enflasyon hedefi ile belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Kaya, bu yaklaşımın maliyet dengelerini sağlayacağını belirtti.
Umutlar zayıfladı
Tüm bu gelişmeler, Türk işçisinin açlık sınırının altında sürdürmek zorunda olduğu yaşam mücadelesini daha da zorlaştırıyor. Uluslararası kuruluşlardan gelen düşük zam önerileri, yerli işçilerin umutlarını zayıflatırken, hükümetin alacağı kararların 2025'teki enflasyon görünümüne göre şekillenecek olması, işçilerin bekleyişini daha da belirsiz kılıyor. Ekonomik istikrar sağlanmadan yapılacak artışlar, emekçilerin yaşam standartları üzerindeki olumsuz etkiyi artırmaya devam edecek gibi görünüyor.