Yılın sekizinci ayı başladı bugün, Ağustos…
Benim de dünyaya geldiğim aydır Ağustos.
Ama Ağustos hem sıcak hem de hareketli ay…
Anadolu’yu bize yurt eden Sultan Alparslan’ın Malazgirt zaferi ve Anadolu’yu kahpe ve kanlı emperyalist işgalden kurtaran ebedi başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın İzmir’de noktalayacağı büyük zaferin ayı… Ama aynı zamanda emperyalizmin hazırladığı Sevr paçavrasının da yıldönümüdür Ağustos…
Tabii ağustosun İzmir için de özel önemi var, Kültürpark’ın heyecanlı açılış ayıydı ağustos. Ne güzel günlerdi “fuarlı günler”. Galiba son 20 yıldır adım adım geriye gitti… Saçma sapan bahanelerle, tembelce dillendirilmiş gerekçelerle Kültürparkımız kültürsüzlüğün, duyarsızlığın vicdansızlığın markası yapıldı. Hele dibindeki o zenginlerin görgüsüzlük alanına ne demeli? Bir makam mühür sahibi dahi utanmıyor hala mikrop yuvasından? O mikrop çukuru var ya, işte benim yıllardır iddia ettiğim İzmir aidiyetsizliğinin sembolü… Zira atanmışların, seçilmişlerini İstanbul’un arka bahçesi medyanın ve İzmir’in sermayesinin İzmirlilik heyecanı yerlerde sürünüyor. İnanmayan gitsin o çukura bakıp derin nefes alsın!
17 Ağustos mesela, büyük deprem… “depremle yaşamayı öğrenme” icadının ayı. Peki sonuç? 31 Ekim 2020’de her şeyin yalan olduğunu gördük işte…
Bakalım neler yaşayacağız ağustosta… Nasıl varacağız 9 eylüle… Bazıları bu 9 Eylül’de “İzmir yangınını” çıkaracaklarmış öne, doğru ya zaferin coşkusu önemini yitireli kaç yıl oldu! Her şey bir günlük ve önemli olan sadece menfaat! Ortalarda tarihi menfaat kapısı yapan papağan tipler var. Umarım Cemil Tugay ve başkanlar uyanık olur diyeceğim ama sanmıyorum.
Haydi eyvallah milletim, aman dikkat edin ortalık içinde adam olmayan elbiselerden geçilmiyor.