Hasan Tahsin Kocabaş'ın Son Mühür Televizyonu'nda yayınlanan Gündem Yorum programında konuşan 24. Dönem CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, İzmir ve Türkiye gündemine dair konuları değerlendirdi. Çapıcı açıklamalara imza attı. Programa İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Yerel basın arasındaki diyalog damgasını vurdu.

"Bütün İzmir el ele verip yerel basını "ayırmadan" desteklemeli" 

Yüksel, Türkiye'deki ekonomik kriz boyutunun medya sektörünü de derinden etkilediğini belirterek özellikle yerel medyanın desteğe ihtiyacı olduğunu söyledi. Alaattin Yüksel, "Buralar çok ekonomik kalkınması olan yerler değil. Desteklenmesi gereken yerler. Çalışan herkesin görevi çok önemli. Yerel basının bununla ilgili herkesten, iş dünyası olsun, yerel yönetimlerimiz başta olmak üzere desteğine çok ihtiyaçları olduğunu görüyorum. Kendi çabalarıyla bir sürü insan, bir çok arkadaşımız çalışıyor. Onlarında işinden olmasını bütün İzmir el ele vererek engellemek lazım." sözleriyle tüm İzmir'i yerel basını desteklemeye çağırdı. 

"Prangalar olmadan herkes özgürce işini yapabilmeli"

İstanbul ve Ankara medyasında İzmir'in de sesinin duyulması için yerel basının önemini vurgulayan Yüksel, tüm yerel basın temsilcilerine teşekkür ederek "Bizim sesimizi ulusala ancak yerel basın duyuruyor. 'Ayırmadan' hepsini desteklemek zorundayız. Kendine pranga yaratmadan herkes özgürce işini yapabilmeli. Bizim yerel basın olmazsa bir tek İstanbul var Ankara var. İzmir gündemde yok. İzmir'i gündeme taşıyacak olan yerel basındır." dedi. 

"Tıpkı işçi-memur-belediye kaosu gibi, yerel medya ve belediye arasında da bir kaos yaratılmaya çalışılıyor"

Tıpkı son günlerde süregelen büyükşehirin TİS sorununda olduğu gibi, yerel basın ve yerel yönetimler arasındaki diyaloğun da bir kaostan ibaret olduğunu aktaran Yüksel; "Bir kaos yaşanmış. Bazıları desteklenmiş, desteklenmemiş tartışmaları oluyor. Bu kaostan ibarettir. Tıpkı işçi memur belediye krizi gibi. Kaos yaratılırsa çözüm gecikir. Kaos yaratmadan çözmek lazım." diye konuştu.

"Milletvekillerinin sürekli çalışması gerekiyor"

Alaattin Yüksel, milletvekillerinin çevre ve doğa ile ilgili konularda daha fazla hassasiyet göstermesi gerektiğini belirtti. Yüksel, Hasan Tahsin Kocabaş'ın, milletvekillerinin çeşitli konularla daha yakından ilgilenmesi gerektiğine yönelik sorusuna verdiği yanıtta, bu konularla milletvekillerinin, örgütlerinin ve ilçe örgütlerinin ilgilenmesi gerektiğini vurguladı. Yüksel, başkanlığı döneminde Urla'da önemli çevresel mücadelelere imza attığını belirterek, "Son sekiz ayda Urla'da çeşitli çevre koruma çalışmalarına destek verdim. Doğaya zarar vermeden yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik projeleri destekledik. Türkiye, bu konuda büyük bir potansiyele sahip; ancak Almanya'nın yüzde 60'a yaklaşan seviyesinin çok gerisindeyiz. Türkiye'nin dört bir yanında vatandaşlar, geniş alanların santral kurulumları için talan edilmesine karşı eylemde bulunuyor. Urla'da da benzer bir durum yaşandı; dünyanın ender çam ormanlarından biri zarar görmüştü. Urla, dünyadaki nadir oksijen kaynaklarından biridir. Bu durumu engellemek için hem milletvekillerinin hem de bizim sürekli çalışmamız gerekiyor" dedi.

"Rakamlar saçmalık, TÜİK Başkanı'nın cevapları akıl almaz"

24. dönem CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından açıklanan verilerin ve TÜİK Başkanı'nın açıklamalarının "saçmalık" olduğunu ifade etti. Yüksel, TÜİK başkanının son açıklamalarını eleştirirken, "Aladdin Aktaş ekonomi gazetesinde TÜİK'in rakamları nasıl çarpıttığını ortaya koydu. TÜİK Başkanı Çetinkaya'nın verdiği cevaplar ise akıl almaz. Yüzde 45 ile yüzde 75 enflasyon arasında fark olmadığını söylemek, matematiksel ve psikolojik bir yaklaşım olarak nitelendiriliyor. Ancak, bu durumun can yakıcı olmadığını öne sürmek tamamen yanlış" dedi.
Yüksel, TÜİK Başkanı Çetinkaya'nın açıklamalarını eleştirirken, "Peynir fiyatı üzerinden hesaplama yapıldığında, 50 TL'lik peyniri 90 TL'ye almanın can yakmayacağını söylüyor. Bu, gerçek yaşam koşullarını yansıtmıyor. Ayrıca, THY Genel Müdürü'nün 1.8 milyon TL, yardımcısının ise 1.6 milyon TL maaş aldığını öğrenmek, bu durumun ne kadar düşündürücü olduğunu ortaya koyuyor. TÜİK Başkanı'nın da benzer bir maaş aldığını göz önüne alırsak, yüzde 45 ile yüzde 75 enflasyon arasındaki farkı görememesi anlaşılabilir bir durum değil" şeklinde konuştu.

"Gerçeklikten kopmuş bir iktidar var"

Yüksel, TÜİK’in eski arşivlerinden rakamları ortaya çıkaran Aladdin Aktaş’ın makalesinden sonra, TÜİK’in eski verileri web sitesinden kaldırdığını belirtti ve "Aktaş’ın makalesi sonrası eski verileri bulmuştuk, ancak TÜİK bu verileri sitelerinden kaldırmış. Bu durum gerçekten trajikomik" dedi.

Hasan Tahsin Kocabaş’ın, "Bu ortamda muhalefetin bir söylem farklılığı oluşturması gerekmiyor mu?" sorusuna yanıt veren Yüksel, "Halkın gündemi ile siyasetin gündemini karşılaştırdığınızda, gerçeklikten kopmuş bir iktidar görüyoruz. TÜİK Başkanının açıklamaları, Nebati’yi bile kıskandıracak düzeyde. Şimşek, 'Rasyonaliteye dönmeliyiz' demişti. Ancak, TÜİK’in gerçek rakamları açıklayacağı ve şeffaf olacağı yönündeki vaatler yerine getirilmedi" şeklinde konuştu.

Yüksel, işçi sendikalarının ve eğitim alanındaki sorunların da altını çizerek, "TÜSİAD gibi işverenler emek dünyasının kırıldığını, işçi sendikaları ise asgari ücret artışı için bir araya geliyor. Eğitimde ise ÇEDES projesi gibi çağdaş eğitim yerine, imam hatipleri destekleyen bir anlayış egemen. Eğitimde yaşanan büyük sorunlar, öğretmenlerin intiharına kadar varan trajik sonuçlar doğuruyor. Bu, gerçeklikten kopmuş bir iktidarın işaretidir" dedi.

"Halk iktidardan umudu kesmiş durumda"

CHP İzmir Milletvekili Aladdin Yüksel, Hasan Tahsin Kocabaş’ın CHP’nin emekli maaşlarına dikkat çekmek için yaptığı eylemleri ve CHP’nin seçim başarılarını nasıl yorumladığını sormasına yanıt verdi. Yüksel, "Halk, iktidardan umudunu kesti. Gençler ve kadınlar, iktidarla olan bağlarını koparmış durumda" dedi.
Yüksel, yapılan bir araştırmaya atıfta bulunarak, kadınların Erdoğan’a olan bağlılıklarının azaldığını ve yüzde 51’inin AKP’yi terk edip CHP’ye geçtiğini söyledi. Yüksel, "Halkın büyük bir kısmı Türkiye'den gitmek istiyor. Kadınların sosyal yardım bağımlılığı artık yeterli değil. Yoksulluk öyle bir boyuta geldi ki, iktidarı değiştiren son yerel yönetim emekliler oldu. Türkiye şu anda açlık sınırında" şeklinde konuştu.
Kökeni çiftçi olan Yüksel, geçmişte çiftçilerin yaşadığı açlık sorunlarına dair örnekler vererek, "Geçmişte, çiftçiler domatesi, biberi kendi ekerdi ve geçinirdi. Atatürk döneminde ve Ecevit döneminde çiftçilerin durumu da bu şekildeydi. Öğrenciliğimde, Ecevit’in döneminde üzüm fiyatları aniden artmıştı. O dönemde köylüler kendilerine araba almıştı. Şimdi ise durum çok daha kötü" ifadelerini kullandı.

"Halk yeni bir arayış içinde"

CHP İzmir Milletvekili Aladdin Yüksel, Hasan Tahsin Kocabaş’ın tarımdaki sorunlar ve yüksek gıda fiyatlarına yönelik sorularına da yanıt verdi. Kocabaş, pazarda fasulye ve limon gibi temel ürünlerin yüksek fiyatlarına dikkat çekerek, muhalefetin bu konuda nasıl bir söylem geliştirdiğini sormuştu.
Yüksel ise, halkın yeni bir arayış içinde olduğunu belirterek, "Halk, yeni bir yol arıyor ve partilere bu doğrultuda mesajlar veriyor. CHP olarak kurultayda gerçekleştirdiğimiz değişimle önemli bir adım attık ve seçimlerde bunun sonuçlarını gördük. Halk bize 'değişirseniz, yenilenirseniz ve Türkiye'ye yeni bir vizyon sunarsanız, sizi iktidar yaparım' mesajını verdi" dedi.

Yüksel, mevcut iktidarın gerçeklikten kopmuş bir anlayış sergilediğini ifade ederken, muhalefet anlayışının da geçmişte benzer şekilde gerçeklikten uzak olduğunu ancak bu durumun değiştiğini vurguladı. "Türkiye'de seçim sonrası partilerin miting yaptığını görmediniz. MYK'da görev aldığım dönemde, seçimlerden iki ay önce yapılan hazırlıkların yeterli olmadığını deneyimledim" diye konuştu.
Günümüzde, araştırma şirketlerinin ve danışmanların daha etkin çalıştığını belirten Yüksel, köylülerin artık sadece kavga etmenin ötesinde, üretim ve maliyet sorunlarını iktidara ilettiğini söyledi. "Köylüler, buğday ve çay fiyatlarının yanı sıra, asgari ücretle geçinemediğini ve açlık sınırının 19 bin TL’ye çıktığını belirtiyor. Bu konularda Cumhurbaşkanı'na hesap sorulmasını istiyor ve haklarını meydanlarda arıyor" şeklinde konuştu.

"CHP yeni bir hikaye yazmalı ve halkın arayışına cevap vermeli"

24. dönem CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Hasan Tahsin Kocabaş’ın milletvekillerinin bölge halkıyla iletişimi ve genel merkezden gelen talimatlara ilişkin sorularını da yanıtladı. Kocabaş, milletvekillerinin kendi seçildikleri bölgelere öncelik vermesi gerektiğini ve halkla iletişimde yaşanan sorunları gündeme getirmişti.
Yüksel, uzun yıllar milletvekilliği yapmış biri olarak, halkın sorunlarıyla ilgili yoğun bir talep aldığını belirterek, "Halk yeni bir arayış içinde ve biz bu arayışa yanıt vermek zorundayız. Önümüzde tüzük kurultayı var ve ardından katılımcı bir anlayışla program kurultayı düşünülüyor. Geçmişte, Ecevit dönemi gibi yeni bir tüzük ve program geliştirmek için çalışmalara başladık" dedi.

24. Dönem CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, Hasan Tahsin Kocabaş'ın sorularını yanıtladıYüksel, "70'lerde toplandık ve tüzük hakkında konuşmaya başladık. O dönem geriye gitmek yerine, yeni bir stratejik plan yapma ihtiyacımız var. Dünya o kadar hızlı değişiyor ki, en son programı ne zaman yaptık bilmiyorum. Yeni bir tüzük ve program ile halkın 'Aradığım budur' demesi sağlanmalı" şeklinde konuştu.
CHP'nin geçmişteki demokratik yapısına da değinen Yüksel, "80 darbesiyle siyasi partiler yasasında değişiklik yapıldı ve yüzde 10 barajı getirildi. Bu değişiklikler, partilerin ön seçimle ilgili yaşadığı sıkıntıları artırdı. O dönemde genel başkanın iki dudağı arasında olan bir siyaset vardı, şimdi ise herkes genel başkanın talimatlarına odaklanmış durumda" ifadelerini kullandı.

"Halkın sorunlarına cevap vermek zorundayız"

Hasan Tahsin Kocabaş’ın İzmir Büyükşehir Belediyesinin önceki dönem başkanı Tunç Soyer ve  mevcut belediye başkanı Cemil Tugay'ın görev süreleri boyunca yaşadıkları sorunlara dikkat çekerek ve belediyelerin halkla olan iletişimini sorgulaması üzerine Yüksel, Cemil Tugay’ın İzmir’in çıkarlarını koruma konusunda doğru yolda olduğunu belirtti ve "Cemil Başkan, İzmir’in genel sorunlarına yönelik önemli bir konuşma yaptı. İzmir’in yaşadığı sıkıntılar arasında kırsal kesimde dayanışmanın önemine değindi. Memur ve işçilerin sorunlarına da çözüm bulunmalı, sendikalar bu konuda öncülük etmelidir" dedi. Ayrıca, belediye ve sendikalar arasındaki iletişim eksikliğinin sorun yarattığını ifade eden Yüksel, “İzmir Ekonomik Kalkınma Kurulu’nda AKP’li isimler de bulunuyor. Bu kurul, İzmir’in sorunlarını katılımcı bir yönetim anlayışıyla tartışmak için önemli bir platform. Ancak bu süreç, sendika ve belediye tartışmalarına dönüşmemeli” şeklinde konuştu.

Kocabaş’ın 1989’daki Yüksel Çakmur döneminin benzer sorunlar yaşadığına dair endişelerine karşılık Alaattin Yüksel, "3 ay süre kısa olabilir, ancak karşılaşılan sorunlar karmaşık ve tartışmalar çoğu zaman işlerin ilerlemesini engelliyor. Türkiye, 2001 krizinden daha ağır bir ekonomik krizde ve emekliler gibi zor durumda olan kesimler için yapılacak çok şey var. Kreşler, yurtlar ve eğitim gibi temel ihtiyaçlara öncelik verilmelidir" dedi.

Belediyelerle ilgili yapılan eleştirilerin yanı sıra, Kocabaş’ın Cemil Tugay’ın AK Parti il başkanı Bilal Saygılı ile iletişim kurması üzerine olan endişelerine yanıt veren Yüksel, “Cemil Başkan, il başkanımızla da iki kez bir araya geldi ve toplantılar düzenledi. Parti örgütü anlamında herhangi bir iletişim sıkıntısı yaşanmadı. Cemil Başkan, toplantılarda aktif bir şekilde dinledi ve çözüm önerileri üzerinde durdu” şeklinde açıklama yaptı.

Yüksel, 2025’te erken seçim tartışmalarının başladığını belirterek, "Ülke zaten seçimlerden yoruldu. Seçimlerin sonuçları ve halkın beklentileri, ön seçimle netleşebilir. Özgür Özel, seçimin halkın ihtiyaçlarına göre belirlenmesi gerektiğini vurguladı. Şu anda seçim istemeyen bir halk var, ancak krizler ve sorunlar devam ettiği sürece bu tartışmalar da sürecektir" ifadelerini kullandı.

Muhabir: Ayşegül Koç