Çağdaş Eğitim ve Köy Enstitüleri Derneği başkanı Doğan Albayrak, Son Mühür TV’de yayınlanan Satır Arası programında Ercan Pala’nın sorularını yanıtladı. Albayrak, kent konseylerinin siyaset üstü ve bağımsız olması gerektiğini vurgulayarak, belediyelerin bu yapıları arka bahçesi gibi görmemesi gerektiğini söyledi. Kent konseylerinin demokratik bir uzlaşma ortamı yaratması gerektiğini belirten Albayrak, bu yapının finansal açıdan da bağımsız olabilmesi için hazine destekli bir bütçeye ihtiyaç duyduğunu dile getirdi.
Eğitim sisteminin çöküşe geçtiğini savunan Albayrak, mevcut müfredatın sorgulamayan, itaatkâr bireyler yetiştirdiğini ve bunun toplumsal çöküşe yol açabileceğini söyledi. Eğitimden kopan öğrenci sayısının arttığını belirterek, bunun nedenlerinin araştırılması gerektiğini vurguladı. Eğitimin yeniden Cumhuriyet’in kuruluş felsefesine uygun hale getirilmesi gerektiğini söyleyen Albayrak, aksi takdirde Türkiye’nin geleceğinin tehlikeye gireceğini ifade etti.
Kent Konseyleri Seçime Gidiyor: Bağımsızlık ve Demokrasi Vurgusu
Kent konseylerinin geçmişe kıyasla daha iyi bir noktaya geldiğini belirten Albayrak, bu yapıyı daha da geliştirmek için çalıştıklarını söyledi. Başkanlık seçimlerine hazırlandığını ifade eden Albayrak, kent konseylerinin tüm vatandaşlara açık olması ve bilinirliğinin artırılması gerektiğini vurguladı.
Kent Konseyinin siyaset üstü olması gerektiğine vurgu yapan Ercan Pala’nın yorumu üzerine Albayrak, “Zaten siyaset üstü bir yer. Bir süreç var. Toplum bunu anlayacak. Siyaseti buna karıştırmayın diyecekler. Siyasi kimlikteki kişiler belirli siyasi grupların ya da belirli siyasi kesimin temsilcisi olarak kendisini oraya yansıtıyordu. Bu dönem öyle bir algılama olsun istemiyorum. Geçmişte yapılan hataların, yanlışların devam etmesini doğru bulmuyoruz. Artık kendi ayakları üzerine basan, adayların arkalarında bir siyasi grubun, noktanın, meclis üyesinin, parti başkanının, yapının olmadığı, kendi iç dinamikleri ile olgunlaşacak ve iç dinamiklerinin ortaya koyacağı bir yapı ile devam etmesi gerekiyor. Bu bir fırsat gibi. Bunu kullanırsa bir sonrakinde bence daha iyi bir noktaya gelecek. Çünkü bunların hepsi bir örnek olacak" ifadelerini kullandı.
Kent Konseylerinde Adaylık Süreci ve Seçim Belirsizlikleri
Albayrak, "Mevcutta 4 aday var. Çoğalabilir, eksile de bilir çünkü son gün adaylık başvurusu yapıyorlar. Kent konseyleri bir uzlaşma ortamı olması lazım. Bir yatay örgütlenme alanı olması lazım. Kent konseyi yönetiminin koordinasyonu sağlaması lazım. Asıl görevi koordinasyon. Örgüt, vakıf, dernek, federasyon, meslek odaları, platformların çalışma esasının onlar tarafından yapılması gerekiyor. Orada süzülen bilgiler kent yönetimine iletilecek. Kent yönetiminde ağırlıklı olarak yerel yönetimler var. Yerel yönetimlerin bunlardan çok büyük faydalar elde edebileceğini düşünüyorum, bu örgütlenmeyi yaygınlaştırabilirsek. Burayı belediyelerin arka bahçesi gibi değil, kendi çalışmalarını iyileştirecek, kendi çalışmalarının ne olduğunu daha iyi görebileceği, kendine bağlı birim değil farklı bir yapı olarak görmesi lazım. Ama belediyelerle de uyumlu çalışması lazım. Çünkü bir köprü görevi görecek." dedi.
Belediyeler ve Kent Konseyleri Arasındaki Yetki Belirsizliği Çözülmeli
Albayrak, "Belediye başkanlarına çok büyük görev düşüyor. Kent konseylerinin demokratik işleyişi, yaygın örgütlenmesi ve yaygın örgütlenmeden gelen görüş ve önerilerin kent yönetimi, kendileri için çok önemli olduğunun farkında olması gerekiyor. Kent konseyi yapısının da son derece siyaset üstü, objektif kararları bir süzgeçten geçirerek ortaya koyulması lazım. Ortaya koyduğu kararların da sanki bir icra kurulu gibi algılamaması gerekiyor. Burada maddi bir sıkıntı var. Tamamen belediyeye de bağlı olduğu belli değil. Bunun belli olması lazım. Önümüzdeki süreçte mevzuatla ilgili çalışma yapmamız lazım ayrıca. 15 yıldır Türkiye’de kent konseyleri var, bir deneyim elde edildi. Bu deneyime uygun olarak bir mevzuat oluşturulması lazım. Bu mevzuat yapısında da yatay örgütlenme, yönetimin başkanı seçip kendi içinden başkanını belirleyebileceği yapı içerisinde görüşlerini özgün bir şekilde ifade edip ilgili yerlere ulaştırabileceği, maddi olarak da kent konseyi bütçeyi harcamamalı ama bütçesini bilmeli. Kent Konseyleri içerisinde de hazineden kaynak ayırması lazım" sözlerini ekledi.
“Eğitimimizin Yeniden Yapılanması Gerekiyor”
Bugün gelinen noktada eğitimin ve eğitimle birlikte kültürün toplumsal olarak yeniden devrimine ihtiyaç olduğunu düşündüğünü belirten Albayrak, “Eğitimin Geldiği nokta o kadar kötü ki yeniden Cumhuriyetin kuruluş değerlerine uygun olarak, Türkiye’nin kuruluş dönemindeki felsefesi, bugün referans felsefedir bu. Buna uygun olarak eğitimimizin yeniden yapılanması gerekiyor. 20 30 yıldır uygulanan eğitim sistemi toplumsal gelişimi ve bizim birey olarak bireylerin gelişmesi, toplumda yer alması açısından yeterli değil. Bunun ciddi anlamda handikaplarını çekiyoruz. Örneğin şiddet. Bu bizim örgün eğitimin ve toplumsal eğitimin eksiklikleri ve yanlışlıkları nedeniyle oluyor. Demokratik çoğulcu anlayışın yerine tek bir kendi görüşün doğruluğunu zikretmek yönündeki davranışların ortaya koyduğu durum olarak görüyoruz. Müfredatın çağdaşlaştırılması yerine, pedagojik gelişimine uygun olarak yapılması yerine daha gerici daha bağnaz daha çatışmacı, tek bir görüşü zikredici yapıya dönüştü. Bunların da değişmesi gerekiyor” ifadelerini kulandı.
Albayrak'tan Çarpıcı yorum: "Müfredattan Birçok Terörist Çıkar"
Türkiye’de çocukların eğitim hakkı giderek daha fazla tehdit altında olduğunu ve okulu bırakan öğrenci sayısı endişe verici boyutlara ulaştığını belirten Albayrak, "2024 yılı için derlediğimiz Milli Eğitimdeki eksiklik ve yanlışları dile getirebilirim. Çocukların haklarına yönelik tehditler arttı. Bunların en önemlisi eğitime erişememesi. Çocukların birçoğu okula gitmek istemiyor, evden çalışmak istiyor. 2022-2023’te ortaokulu bitiren öğrenci sayısı 129322 geçen yıl 129423. Bir yıl içerisinde 263599 öğrencimiz eğitimden kendini çekmiş. Bunun nedenlerine bakılması gerekiyor. Bunun birçok nedeni var. Müfredatın etkisi var. Bu müfredatın düşünemeyen, yorumlayamayan, eleştiremeyen bir insan yapısına yönelik, itaat eden ve o itaat içerisinde de her istenileni yapabilen bir yapı. Buradan ne çıkar birçok terörist çıkar. IŞİD nasıl çıktı. IŞID’i besleyen konular bu. Bunları durdurabilmek lazım" şeklinde konuştu.