İzmir Körfezi’nde yaşanan kirlilik ile ilgili iktidar temsilcilerini eleştiren Arslan, Körfez’in Belediye kadar üç bakanlığında sorumluluğunda olduğunu hatırlatarak, “Ülkeyi ekonomik buhrana sokup milyonları sefalete sürükleyenler, bu da yetmezmiş gibi vergi üstüne vergi icat edenler, konu İzmir olunca asli sorumlulukları olan işlerden kaçmaya, kaynak harcamamaya çalışıyorlar. 22 yılda bu ülkenin birikimlerini, kazanımlarını nasıl yerle bir ettiklerine bakmadan, hak ettiği payı alamadığı halde vatandaşa hizmet götüren, gerçek tasarrufu yaparak sadece CHP’li belediyelerin yönettiği şehirlerde değil, ülkemizin dört bir yanında tüm halkımızın ihtiyaçlarına koşan partimizi hedef alıyorlar.” dedi.

AK Partinin İzmirli siyasetçilerine sorular yönelten Arslan’ın yazılı açıklaması şöyle: “Üç bakanlığın sorumluluğunda olan İzmir Körfezi’nde yaşanan kirlilik üzerinden, iktidar temsilcileri gereken sorumluluğu almadan siyasi açıklamalarda bulunmaya devam ediyorlar. AKP iktidarının 22 yıllık beceriksizliklerinin sonunda ülkeyi ekonomik buhrana sokup milyonları sefalete sürükleyenler, bu da yetmezmiş gibi vergi üstüne vergi icat edenler, konu İzmir olunca asli sorumlulukları olan işlerden kaçmaya, kaynak harcamamaya çalışıyorlar. 22 yılda bu ülkenin birikimlerini, kazanımlarını nasıl yerle bir ettiklerine bakmadan, halkımızın aklıyla alay etmeyi bıraksınlar, sokağa çıktıklarında karşılarına çıkan herhangi bir vatandaş AK Parti’nin İzmir Milletvekillerine şu soruları sorar:

Körfezin temizliği için iktidar olarak siz ne yaptınız?

Üç bakanlığın denetimindeki alanlarda çalıştınız mı?

Sanayi atıklarına ceza kestiniz mi? 

Alsancak Limanı’ndaki ve Tersane’deki kirleticileri denetlediniz mi?

Bu bakanlıklar, İzmir’in de bakanlığı değil mi?

Çevre, şehircilik ve iklim değişikliği bakanlığı bugüne kadar körfez için kaç lira harcama yaptı?

Neredeyse 10 yıl önce derelere sanayi atıklarının girmesini engelleyeceğiz diye söz verdiniz, neden halen engellemediniz?

İzmir’i ve Körfezi siyasi çıkarlarınıza kurban etmekten utanmıyor musunuz?

Bu sorulara verebilecekleri somut bir yanıt var mı?

Çünkü sadece İzmir’de değil tüm ülkede; sağlık, eğitim, bilim, hukuk, sanayi, enerji hemen her alanda sorunların ardı arkası kesilmiyor. Halkımızın temel ihtiyaçları artık lüks oldu, bunu gören iktidar sorunlara kalıcı çözüm getirmek yerine umut tacirliği yapmaya devam ediyor. Bir yandan enflasyon düştü, düşecek gibi yalanlarla, TÜİK eliyle vatandaşa yapılacak maaş zamlarını düşük çıkarmaya çalışıyorlar, öte yandan yalandan tasarruf yapan bakanlıkların bütçelerini denkleştirmek için vatandaşın sırtına yeni vergiler yüklüyorlar.

Emeklilere ayda sadece 12 bin 500 TL maaşı hak gören, tarımı desteklemeyerek çiftçinin üretimden çekilmesine sebep olan, esnafın kepenk kapatmasına seyirci kalan, milyonlarca öğrencinin beslenme çantasının boş olarak okula gitmesine göz yuman, temizleyemedikleri okullarda hastalıkların kol gezmesine sebep olan, kadınların sokaklarda katledilmesine seyirci kalan, sokak hayvanlarının canına canice kıyılmasına sessiz kalanlar, çocuklarımızı tacizden ve şiddetten koruyamayan, aksine suçluların korunup kollandığı düzeni destekleyen AKP iktidarı ve temsilcileri artık şunu bilsin toplumun büyük bir kesimi sizin anlattıklarınıza inanmıyor.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Cemil Tugay, 180 günlük Acil Eylem Planı’ndaki tüm vaatlerini yerine getirdi. Temel belediyecilik hizmetlerinin yanı sıra derin yoksulluğa sürüklediğiniz halka, sosyal belediyecilik hizmetlerini de götürdü. Halkımız bunları görüyor ve size gereken cevabı bir sonraki seçimde verecek. Bizler de ülkemizin en büyük sorunu haline dönüşmüş bu iktidarın yarattığı krizleri çözmeye, iktidarın bütün engellemelerine karşın halkımız için çalışmaya devam edeceğiz.”

Muhabir: Ertuğrul TURAN