Son Mühür Tv ekranlarında Gazeteci Ercan Pala’nın hazırlayıp sunduğu Satır Arası programına Dokuz Eylül Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Görevlisi Dr. Ahmet Mehmetefendioğlu konuk oldu. 10 Kasım Pazar günü ölümünün 86. yılı anılacak olan Atatürk’ün, inşa ettiği Cumhuriyet’in 101 yıldır ayakta olduğunu ve Atatürk’ün gösterdiği yoldan ilerledikçe ebediyete kadar süreceğini belirten Mehmetefendioğlu, ‘’Atatürk; sadece bir Kurtuluş Savaşı’nı kazanan kumandan değil, küllerden, yokluktan yeniden şaha kalkan bir ülke inşa eden liderdir’’ dedi.
15 YILDA HER ALANDA ŞAHA KALKAN BİR ÜLKE İNŞA ETTİ
Atatürk’ün savaştan yeni çıkmış, yoksul ve taba olarak görülen bir halktan, bir ulus devlet yarattığını söyleyen Mehmetefendioğlu, ‘’Yüzyıllarca tek adam rejimiyle yaşayan, taba olan halkı özgür ve eşit bireylerden oluşan bir ulus devletin vatandaşı haline getirdi. Cumhuriyet’in ilanı ile başlayan ve vefatına kadar geçen 15 yıllık süreçte rejimden, bilime, eğitimden sanata, temel insan haklarından, adalete, tarımdan, sanayileşmeye her alanda atağa kalkan ve şahlanan bir ülke inşa etti. Tüm bunlar kolayda yapılmadı. Bir yandan Osmanlı’nın borçları ödendi, diğer yandan ülkenin ayağa kalkması sağlandı. Bunu sağlarken bugünde olduğu gibi eleştiriler, isyanlarla da uğraşıldı. Türkiye’nin 15 yılda ki değişimi dünyada ‘’Mucize’’ olarak nitelendirilir. O dönemde birçok alanda örneğin kadın hakları ve eşitlikler konusunda Avrupa’dan, Amerika’dan bile daha ileri seviyeye gelmiş bir ülkeden bahsediyoruz. Biliyorsunuz 2000 yılında dünyamız milenyuma girdi. Bir yüzyıl , bir bin yıl bitti, Dünyada ki son yüzyıldaki tüm liderler orada kaldı. Sadece Atatürk kendi yüzyılını aşan ve hala yaşayan liderdir’’ dedi.
10 YIL DAHA YAŞASAYDI TÜRKİYE BAMBAŞKA BİR ÜLKE OLURDU
Atatürk’ün genç yaşta ve ülkenin şaha kalktığı bir dönemde hayatını kaybetmesinin Türkiye için büyük kayıp olduğunu anlatan Mehmetefendioğlu; ‘’Bizler akademisyen olarak belge ve bilgiler ışığında tarihi değerlendiririz. Ama vatandaşlar arasında da yaygın olan ‘’Atatürk 10 yıl daha yaşasa bambaşka bir ülke olurduk’’ söylemi doğruluk payı içerir. Evet, bu bir temenni, bir görüş ancak 15 yıllık döneme baktığımızda 15 yılda yapılanları değerlendirdiğimizde doğru bir görüş. Tabii ki tarih değişmeyecek ama Atatürk 10 yıl daha yaşasa bilimden, sanayiye, eğitimden sosyal hayata daha da gelişmiş, değişim sürecinin sancılarını atlatmış, bir Türkiye olacağını söyleyebiliriz. Atatürk sonrası dönem, özellikle Demokrat Parti ve sonrasında gelen çalkantılı süreçlerde bir yandan Atatürk’ün ortaya koyduğu değerler üzerinden, diğer yandan Cumhuriyet’in getirdiği kazanımlara yönelik saldırı ve yok etmeye, unutturmaya yönelik çabalar oldu. İçte ve dışta, Ata’nın ‘’Nutuk’’ta da belirttiği gibi ‘Dahili ve harici bedhahlar’’ hep oldu, ancak kim ne derse desin Cumhuriyet ve onun getirdiği haklar, ilkeler bu ülke insanının kodlarına işlemiştir ve günü geldiğinde hep öne çıkar. Cumhuriyet’in 101. yılı, Atatürk vefat edeli 86 yıl olmuş ancak dipdiri ve yaşıyor. Bunu en son 29 Ekim’de, Anıtkabir’i dolduranlar bir kez daha gösterdi. Çünkü Cumhuriyet, özgürlüğü, eşitliği, hakları temsi eder ve ona kim, kimler dokunmaya kalkarsa halk, Cumhuriyet’e daha çok sahip çıkar’’ diye konuştu.
Z KUŞAĞI ATATÜRK’E VE CUMHURİYET’E SAHİP ÇIKIYOR, ÇIKACAK
Z Kuşağı olarak tabir edilen gençlere daha çok güvendiğini ve onların sorgulayıcı, araştırıcı özelliklerinin bunda büyük katkısı olduğunu ifade eden Mehmetefendioğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; ‘’Derslerde bunu görüyor, tanık oluyorum. Her dönem yurdun her yanından öğrenciler geliyor. Bunların içinde, ‘’Samsun’a çıkan Atatürk değil, ona benzeyen bir İngiliz ajanıydı’’ diyenden, ‘’Atatürk, hilafeti kaldırdı, Osmanlıca’yı kaldırdı, dine zarar verdi’’ diyene kadar her çeşit düşünceden gençlerimiz var. Ancak doğruyu aktarınca, onlara kaynak gösterince Atatürk’ün kendisinin de dediği gibi onun devrimlerinin ve ilkelerin neden önemli olduğunu izah edince, anlıyorlar. Yeni nesil, araştıran ve inceleyen bir nesil, yol gösterince gerçeğe ulaşmayı biliyor. Ben bir eğitimci olarak onlardan umutluyum. Dünyanın takdir ettiği, ‘’Mucize’’ olarak nitelendirdiği değişimi onlar daha ileri taşıyacak ve Ata’nın hedefindeki muasır medeniyet seviyesine ulaştıracak.’’
Çeşitli neden ve bahanelerle bayram gibi kutlanması gereken Cumhuriyet kazanımlarına ait günlerin sıradanlaştırıldığı bir dönemde olduğumuzun altını çizen Mehmetefendioğlu; bu konuda ailelere büyük görev düştüğünü o günlerde onların göstereceği saygı ve ilginin aynı şekilde çocuklara geçeceğini bilerek hareket etmeleri gerektiğini vurguladı.