ATSO Yönetim Kurulu Başkanı Sami Karaoğlan, tarım sektöründe yaşanan sorunlara çözüm olarak tarımsal reformların hayata geçirilmesi gerektiğini belirtti. Yanlış uygulamalar ve eksik politikaların tarım ve tarıma dayalı sanayi sektöründe ciddi sıkıntılara yol açtığını ifade eden Karaoğlan, “Tarım, geleceğimizdir. Ancak bu geleceği, gıda arzını karşılayacak, sanayicimizin büyümesini sağlayacak doğru ve gerçekçi politikaları bugünden hayata geçirerek inşa edebiliriz” dedi.
İhracat yasakları ve kısıtlamaları da eleştirdi
ATSO Başkanı Karaoğlan, tarım ürünlerinde zaman zaman uygulanan ihracat yasakları ve kısıtlamalarının sanayicinin stok artışına bağlı gelir kaybına ve en önemlisi müşteri kaybına yol açtığını belirtti. Karaoğlan, “Bu durum sanayi ve üreticiyi olumsuz etkiliyor. Çiftçi, ürünü satamadığından milli servet tarlada çürüyor. Sonraki yıllarda yanlış ekim-dikim nedeniyle gıda arzını karşılayamaz hale geliyoruz. Bu da tüm sistemin tıkanmasına neden oluyor. Yasak ve kısıtlamalar ne çiftçimizi ne tarıma dayalı sanayicimizi, ne de tüketiciyi koruyor” diye konuştu.
"Bölgesel ürün havzalarının oluşturulması gerekiyor"
Tarım ve Orman Bakanlığının 10 yıldır üzerinde çalıştığı ‘Bölgesel Ürün Havzaları’nın artık hayata geçirilmesi gerektiğini vurgulayan Karaoğlan, bu havzaların oluşturulmasında bazı kriterlerin büyük önem taşıdığını ifade etti. Karaoğlan, “Bu havzalarda yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının varlığı önemlidir. Ayrıca, lojistik verim, kalite, ithalat ve ihracat, en önemlisi de ülkenin ihtiyaçlarına göre çiftçilerin teşvik ve desteklerle yönlendirilmesi gerekmektedir” dedi.
"Adil sözleşmeli tarım modeline geçiş şart"
Sebze türlerinde “Adil Sözleşmeli Tarım” modeline geçilmesi gerektiğini belirten Karaoğlan, çiftçilerin geçmiş yıllardaki fiyatlara bakarak ürün ekmemesi gerektiğini ifade etti. Karaoğlan, “Çiftçiler, hangi ürünlere ihtiyaç olduğunu değerlendirip buna göre ekim yapmalı, devlet ise bu süreci primlerle ve teşviklerle desteklemelidir” dedi. Adil sözleşmeli tarımın çiftçilerin mağduriyetini önleyeceğini vurgulayan Karaoğlan, “Bugün geldiğimiz noktada çiftçimiz, doğal olarak hangi ürün para ediyorsa ona yöneliyor. Ancak geçen yıl çiftçiye kazandıran ürün, bu yıl kazandırmadığında çiftçimizin durumu perişan oluyor. Bu da üretim fazlasına ve ürünlerin tarlada kalmasına neden oluyor. Tüm bunların önüne hem üreticiyi hem de sanayiciyi koruyacak adil bir sözleşmeli tarım modeli ile geçebiliriz” dedi.
"Aracıya mahkum olmamalıyız"
Karaoğlan, Hal Yasası’nın hala çıkarılmamış olmasının büyük bir sıkıntı yarattığını belirtti. Çiftçinin ürününün elinde kaldığını ve düşük fiyatlara satmak zorunda kaldığını ifade eden Karaoğlan, tüketicilerin ucuz ürünlere erişemediğini belirtti. Karaoğlan, “Üretici, 7-8 liraya sattığı biberin, İstanbul pazarında 50 liraya satıldığını görüyor. Burada büyük bir yanlışlık var. Eğer tüketiciyi uygun fiyatlı gıdayla buluşturmak istiyorsak, Hal Yasası bir an önce çıkarılmalı. Aradaki aracılar da çiftçinin hayatından çıkarılmalı. Aracıya mahkum olmamalıyız” diye konuştu.