35 yaşındaki Çiğdem'in vahşice öldürülmesine tepkiler geldi. Hükümetin göç politikalarının eleştirildiği açıklamalarda "Savaşlardan kaçarak oluşan kitlesel göçler yüzünden daha kaç evladımızı, kaç kadını toprağa vereceğiz?" diye soruldu.
"Kitlesel göçler yüzünden kaç kişiyi daha kurban edeceğiz?"
Türkiye İttifakı Partisi İzmir İl Başkanı Seçkin Boyunağa meydana gelen cinayete tepki gösteren Boyunağa "Çiğdem kardeşimizin Konya’da katledilmesi, düzensiz göçün ülkemizdeki ne ilk ne de son yarasıdır. Kocaeli’de Ayşegül’ün, İzmir’de Batuhan’ın katledilmesi neyse, Çiğdem de bizim için aynı derecede önemlidir. Çözüm, yasadışı kaçakların Edirne hududunda yakalanması değil, Suriye, Irak ve İran sınırında yakalanması ve ülkemize girmelerinin engellenmesidir." diye konuştu.
"Savaşlardan kaçarak oluşan kitlesel göçler yüzünden daha kaç evladımızı toprağa vereceğiz" diye soran ve partisi adına çağrı yapan Seçkin Boyunağa, "Ümmet fikri ya da sosyalist saiklerle yumuşatılmaya çalışılan farklılıklar; her saldırıda, her cinayette bir kez daha kendini göstermektedir. Türk Milletinin her tepkisine “ırkçılık” yaftası yapıştıranlar bilmelidir ki, yarın kendi çocukları ve sevdikleri, sınır ötesinden ithal edilen psikopatların saldırısına uğradığında ah vah etmek için çok geç olacak. Bu nedenle Türkiye İttifakı Partisi olarak tüm siyasilere en başından beri aynı çağrıyı yapıyoruz. Gelin demografik yapımıza sahip çıkalım, gelin sınırlarımızı, ailelerimizi, kadınlarımızı, evlatlarımızı koruyacak politikalarda birleşelim." ifadelerini kullandı.
"Türk milletinin sabır taşı çatladı"
İYİ Parti Konya Milletvekili Ünal Karaman da yaptığı açıklama ile Çiğdem'in öldürülmesine tepki göstererek şunları paylaştı: "Konyamızda 5 aydır kayıp olan Çiğdem’in Afgan uyruklu 4 kansız cani tarafından bıçaklanarak öldürüldüğünü ve bir evin bahçesine gömüldüğünü büyük bir öfkeyle öğrendik! Çiğdem kardeşimize Yüce Allah’tan rahmet diliyorum, fakat kimseye sabır dilemeyeceğim! Çünkü artık Türk milletinin sabır taşı çatlamış, öz yurdunda garipliğe tahammülü kalmamıştır.
İnsan olmayı dahi beceremeyen bu vatansız kaçkınlar, toplumsal güvenlik değil aynı zamanda milli beka sorunudur. Daha kaç masum canımızı toprağa vermemiz gerekiyor ki bu gerçek anlaşılsın! Kendi ülkelerinde sıradanlaşan hukuksuzluğu ve haydutluğu Türk yurdunda da devam ettirme hevesinde olan soysuzlara daha ne kadar göz yumulacak?
Türk vatandaşların canına kast eden, doğduğu, büyüdüğü toprakları güvensiz hale getiren bu kansızlara sessiz kalmak, suça ortak olmaktır.
Şehirlerimizin huzuru, Türk milletinin güvenliği için hemen harekete geçmek ve sığınmacı / kaçak sorununu ülke gündeminden sonsuza dek çıkartmak bir seçenek değil, en önemli vatan borcudur!"