GAMZE ESKİKÖY- Suriye’de yaklaşık 13 yıl boyunca süren iç savaşın bitmesiyle birlikte Türkiye’de geçici koruma statüsüyle bulunan 3 milyondan fazla Suriyeli, ülkelerine dönme hazırlığı yapmaya başladı. Bu gelişme, Suriyelilerin dönüşünün ekonomi ve politika üzerindeki etkilerinin yanı sıra sosyolojik etkileri beraberinde getiriyor. Türkiye’de sığınmacı ve göçmen tartışmaları, toplumsal uzlaşının nadir sağlandığı konuların başında geldiğini ifade eden Sosyolog Doç. Dr. İrfan Özet, “Bugün kamuoyu yoklamalarında görüldüğü gibi, Türkiye’deki kültürel ve sınıfsal kutuplaşma, göçmen kitlelerin geri dönüşü meselesinde büyük ölçüde sönümlenmektedir. Farklı kesimlerin sığınmacıların geri dönüşü arzusunda anlamlı bir uzlaşma içinde olduğunu gözlemliyoruz. Geri dönüşlerle ilgili kamu politikalarının kararlı bir doğrultuya evrilmesi durumunda, öncelikli odağın büyük şehirlerde kentli-kamusal alana iktisadi düzeylerde tutunamamış, entegre olamamış tabakalara yöneleceğini ön görmekteyim” dedi.
Türkiye ve Avrupa geri dönüşte hemfikir
Hem Türkiye’nin hem de Avrupa’nın göçmenlerin geri dönüşü konusunda uzlaşı halinde olduğunu söyleyen Özet “Bugün kamuoyu yoklamalarında görüldüğü gibi, Türkiye’deki kültürel ve sınıfsal kutuplaşma, göçmen kitlelerin geri dönüşü meselesine geldiğimizde büyük ölçüde sönümlenebilmektedir. Yani kültür, yaşam tarzı, kamusal alanın yönetimi gibi meselelerde farklılaşmış kesimler, sığınmacıların geri dönüşü arzusunda anlamlı bir uzlaşma halinde. Bu gerçeklik iktidar çevrelerinin özellikle yerel seçimlerde kozmopolitan büyük kentlerdeki gerilemesinde etkili bir faktör. Diğer taraftan benzer dinamikler, Avrupa ülkelerinde siyasal dengelerin göçmenlik karşıtı hareketlerden yana değişiminde de karşımıza çıkmakta. Bu tür sağ, milliyetçi, göçmen karşıtı hareketler etrafında toplanma Batılı kamuoyunun rutini olarak, ‘göçmen hareketliliğin kontrol edilme’ talebi görülmektedir” diye konuştu.
Suriye'nin yeniden inşasına küresel katkı
Uluslararası arenada, Türkiye’nin ve Batılı ülkelerin Suriye’nin yeniden inşasına yönelik ciddi bir sermaye aktarımı yapacağını vurgulayan Özsert , “Enflasyon, istihdam talebi, sosyal refah ve istikrar gibi bir dizi alanlardaki gerilemelerde kolektif hoşnutsuzluğun yöneldiği öncelikli adres, göçmenler olarak karşımıza çıkmaktadır. Tüm bu gerçekler üst üstte konulduğunda, özellikle Batılı uluslararası toplum ve kurumların yeni dönemde Suriye’nin inşasında anlamlı bir sermaye aktarımı olası görünmekte. Böylesi bir girişim kapsamında gelişecek devasa imar ve inşa sürecinin göçmen kitle için anlamı, sadece yaşam alanlarına kavuşmayla sınırlı kalmayacak. Aynı zamanda ciddi bir istihdam talebinin de açığa çıkması muhtemeldir” ifadelerine yer verdi.
Geri dönüşlerde sınıfsal farklar belirleyici
Yakın dönemde Batı’dan çok Suriye sınırına yakın alt gelir düzeyine sahip insanların geri dönüşünün daha fazla olmasını beklediğini söyleyen Özet, “Ancak geri dönüş trendiyle ilgili bu senaryoda kişisel kanaatim, öncelikle Suriye sınırına yakın illerde meskun ve alt gelir düzeyine sahip olanların hareketleneceği yönünde. Yani İstanbul, Bursa, Kocaeli gibi metropollerde 10 yılı aşkın süredir yaşamış, buradaki hayata bir şekilde entegre olmuş ve geleceğini burada görme arzusundaki tabakalarda geri dönüşlerin daha düşük seviyelerde yer alacağını öngörüyorum. Dahası göçmen tabakalardaki profillerin Batıdaki metropollerde yatırım yapmış, sermaye sahibi, eğitimli orta sınıflara doğru gidildikçe geri dönüş trendinin daha da zayıflaması olası görünüyor. Son olarak geri dönüşlerle ilgili kamu politikalarının kararlı bir doğrultuya evrilmesi durumunda, öncelikli odağın büyük şehirlerde kentli-kamusal alana iktisadi düzeylerde tutunamamış, entegre olamamış tabakalara yöneleceğini ön görmekteyim” dedi.