CHP Genel Başkanı Özgür Özel, “50 yıldır Mardinliler, Kürtler kendi iradelerini temsil etmek üzere her sandık önlerine konulduğunda Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Bu irade ile inatlaşılmaz. Birileri bizi kavga, çatışmanın parçası yapmak, buradan kendilerine önce güç devşirmek, yarattıkları korkuyla bu ülkeyi yönetmek istiyorlar.

Bu korkuya teslim olmayacağız. Türkiye’nin büyük sıkıntı içinde olan vatandaşları var. Açlık var, yoksulluk var, işsizlik var, hayat pahalılığı var, gençlerimizin ümitsizliği var. Bu sorun görülmesin diye gençleri, yoksulları, işsizleri, çatışmaya, kavgaya, gerginliğe sürüklemeye çalışıyorlar. Buna teslim olmayacağız” dedi.

Programımı kesip gitmiştim...

CHP lideri Özgür Özel, Mardin Büyükşehir, Batman ve Halfeti belediyelerine kayyum atanması sonrası Mardin Büyükşehir Belediyesi önünde konuştu.

Özel, “Değerli Mardinliler, bundan yaklaşık 15 gün önce Diyarbakır’dan başlayan, Van’da bitecek olan bölge ziyaretimde Diyarbakır’ın ertesi günü Mardin’e gelmeye, Mardin Büyükşehir Belediye Eş Başkanlarımız Sayın Ahmet Türk’ü ve Sayın Devrim Demir Başkanı ziyaret etmeye kararlıyken, o gün TUSAŞ’ta yaşanan terör saldırısından dolayı programımı kesmiş ve geri gitmiştim. Ahmet Başkanımı aramıştım. En kısa zamanda bu ziyaretimi yapacağımı ifade etmiştim” dedi. Özel şöyle devam etti:


Üçüncü kez kayyum atandı...

“Bu ziyareti yapmayı planlarken bugün sabah Mardin halkının iradesini tanımayan, Mardin’i seçimlerle alamayan bir akıl, Mardin Belediyesi’ne üçüncü kez kayyum atamaya kalktı. Ben haberi televizyonda gördüğüm anda yanımdaki arkadaşım dedi ki ‘Tüh, Ahmet Başkanı ziyaret edemeden görevden aldılar’. Ben de ona dedim ki ‘Hayır, Ahmet Başkanı gidip bugün ziyaret edeceğim. Mardin Büyükşehir Belediye Başkanın kim olduğuna Recep Tayyip Erdoğan değil, Mardinliler karar verir.’ Ben 1974 doğumluyum. Ahmet Başkan ben doğduğumda Cumhuriyet Halk Partisi’nden milletvekiliydi.

Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da il başkanlığı yapıp Beyoğlu Belediye Başkanı olmak istediği dönemlerde Ahmet Başkan SHP’den iki dönem milletvekiliydi. 23’üncü, 24’üncü dönemde Ahmet Başkanın ikinci döneminde bir aradaydık. Bugün DEM Parti’nin geçmişte kapatılan siyasi partilerden Meclis’te görevliydi. 50 yıldır Mardinliler, Kürtler kendi iradelerini temsil etmek üzere her sandık önlerine konulduğunda Ahmet Türk’ü seçiyorlar. Bu irade ile inatlaşılmaz.” 

Eşitlik, kardeşlik, barış demeye geldim...

“Bugün buraya Genel Sekreterimiz Selin Sayek Böke, Diyarbakır Milletvekilimiz Sayın Sezgin Tanrıkulu, İstanbul Milletvekilimiz Sayın Türkan Elçi, İl Başkanımız Mahmut Duyan, Parti Meclisi üyelerimiz ve çok sayıda siyasi arkadaşımızla birlikte dayanışmak için, Mardin’in iradesinin karşısında olanlara karşı iradenizi selamlamak için buraya geldik. Ahmet Başkanımızın tecrübesiyle, Devrim Başkanımızın eğitimiyle, gençliğiyle bu Mardin’e kayyumlu iki dönemden sonra güçlüklere rağmen el atmaya, el vermeye, güç vermeye çalışırken, elinde iki dönem burayı tutup da kurutanlar, perişan edenler, şunu düşünemediler.

Biz bunu ilk kez yapmıyoruz. Biz Ahmet Başkanı daha önce kayyum atadığımız ilk dönemde aldığımızda, iki Mardinliden birinin oyunu almıştı. İkinci seferde biz görevden aldık ‘Mardin olmaz’ dedi, yüzde 56 ile getirdi.

Yine görevden aldık, bu sefer yüzde 58 ile getirdi. Ey Recep Tayyip Erdoğan, ey Türkiye’nin iradesine müdahale eden kötü akıl burada bu akla ‘devlet aklı’ diyorsanız bu ne devletin aklıdır, her kimin aklı olursa olsun bu akıl kötü bir akıldır. Milletin vicdanında bu akla yer yoktur. Memleketim Manisa’da neredeyse 100 yıla yakın süredir, Manisalılar kimi seçerlerse 80 yıldır seçimler olduğundan beri o kişi belediye başkanı oluyor.

Devlet Bey’in Osmaniye’sinde Osmaniyeliler belediye başkanlarını seçebiliyorlar. Tayyip Bey’in Rize’sinde Rizelilerin dediği oluyor. Ama Ahmet Türk’ün Mardin’inde Mardinliler belediye başkanını seçiyorlar. Eğer Tayyip Bey’in aday gösterdiğini seçseler görev yapacak, sizin istediğiniz seçilince kayyum atıyorlar. Peki bu mu eşit vatandaşlık? Ben diyorum ki Türkiye Cumhuriyetinde her Kürt kendini Manisalı, Osmaniyeli, Rizeliler kadar eşit hissedene kadar demokrasi mücadelesi vereceğiz. Bunun için illa da eşitlik, illa da kardeşlik, illa da barış demeye geldim.” 

Ahmet Türk barış güvercinidir...

“Efendim, biz ‘Kürt meselesi’ deyince yokuz, ‘Kürt meselesi yoktur’ diyeceğiz ama birtakım pazarlıklarla kendimiz için bir avantaj sağlayacağız. Bakın Ahmet Türk, 50 yıl önce ben doğmadan siyasette olan bu kişi siyasette Türkiye siyasetinde diyaloğu temsil eden, barışı temsil eden, kardeşliği temsil eden, çatışma yerine barışı savunan, hepimize bu konuda önderlik eden bir barış güvercinidir.

Bugün kayyum atama meselesi de nereye atarsan ata, Hakkari’de de yanlıştı, Esenyurt’ta da yanlış, Halfeti’de de yanlış, Batman’da da yanlış, burada da aynı yanlış. Ama be Allah’ın adamı ‘devlet aklı, devlet aklı’ diyorsun. Bütün Türkiye’ye kayyum atasan buna aklın öyle kesse, buna hakkın olsa ki hiçbirine yok, Ahmet Türk’e gelince duracaksın. Ahmet Türk kayyum atanacak biri değil. Mardin Devrim Başkanı seçmiş, görev vermiş. Sen bu iradeye karşı çıkarsan, bu Mardin’in tarihini, bu Mardin’in kardeşliğini, bu Mardin’in kutsallığını, bu Mardin’in kadim medeniyet anlayışını hiç anlayamamışsın demektir.

O yüzden hem bir yandan dönüp adına ‘sorun’ demediğin bir şeye çözüm arayacağına ikna edeceksin, hem ‘Türkiye’de siyasette barışı kim savunur?’ dendiğinde akla gelen ilk ismin, halkın neredeyse yüzde 60 iradesiyle verdiği kararına, desteğine rağmen orada kayyum siyaseti yapacaksın. Burada o dediği akıl da yok, burada vicdan da yok. Burada bir oyun var ama o oyundan ne bize hayır var, ne bu millete hayır var. Emin olsun kendisine de hayrı yok.” 

O sözü susturmayın...

“Söz söylemeye geldim çünkü sözü savunuyoruz, demokraside söz kıymetlidir. Söz söylenebilmelidir. Bugün haberi gördüğüm anda dedim ki, ‘Artık sözün bittiği yerdeyiz’. Bir kez daha uyarıyorum; söz bitmesin, söz kıymetlidir, söz önemlidir, söz konuşabilmek demektir, söz kardeşliktir, söz her zaman sözümdür, sözsüz çözüm olmaz.

Mardin seçimde sözünü söylemiş, o sözü kısmayın. O sözü susturmayın. O sözün temsilcilerine bu zulmü yapmayın. Ben buradan Türkiye siyasetindeki tüm aktörlere çağrıda bulunuyorum: Bir cinnet gününü yaşadık ama bugün orada bırakıp bu yanlışlardan dönün. Bu kayyum meselesinde ileri adım atmayın.

Aksine gelin geri adım atın. O KHK‘yla, OHAL’de çıkardığınız o ahlaksız kanundan bu süreçten vazgeçin. Belediye meclislerine, belediye meclis üyelerini kanunsuz sokmamak, görevden herhangi bir sebeple alınan belediye başkanı yerine, örneğin yolsuzluk yapanın yerine biri gelirken, meclis içinden geliyor. Niye?

Çünkü hepsi hırsız değil, birisi hırsızlık yapmış. Ama iş kayyum olunca mahkemenin bitmesi beklenmeden, ikinci kademede istinaf beklenmeden, Yargıtay’da kesinleşmeden daha başlatılan soruşturmayla kayyum atıyor ve diyor ki, ‘Mahkemeyi beklemem, bence sen teröristsin’. Sonra da belediye meclisine dönüyor diyor ki, ‘İçinizden seçtirmem, çünkü hepiniz teröristsiniz’. Bu anlayış tamamen ötekileştiren, iten, kakan, halkı karşısına alan, bu anlayış demokrasiyi değil, devleti değil, düşmanlığı güçlendiren bir anlayıştır.”

Sonuna kadar zorlayacağım...

“Onun için yarından itibaren Türkiye Belediyeler Birliği başkanı sıfatıyla -ki orada encümende DEM Parti’nin temsilcilerinden biri de Ahmet Başkanım-. Birlikte Türkiye Belediyeler Birliği yönetimini şekillendirdik. Yarın toplanacak ve Başkan Ekrem İmamoğlu tüm siyasi partili liderlerinden Erdoğan hariç, Bahçeli dahil teker teker randevu isteyecek. Türkiye’nin hangi görüşten olursa olsun tüm belediyeleri adına siyasi ziyaretleri hızla yapacağız. Ben kiminle görüşmem gerekiyorsa, sivil toplumla, sendikalarla, meslek örgütleri ile kanaat önderleri ile, siyasetçilerle, tüm diyalog kanallarını sonuna kadar zorlayacağım.

Birileri kavga, çatışmanın bizi parçası yapmak, buradan kendilerine önce güç devşirmek, yarattıkları korkuyla bu ülkeyi yönetmek istiyorlar. Bu korkuya teslim olmayacağız. Türkiye’nin Manisa’da da Mardin’de de büyük sıkıntı içinde olan vatandaşları var. Açlık var, yoksulluk var, işsizlik var, hayat pahalılığı var, gençlerimizin ümitsizliği var. Bu sorun görülmesin diye gençleri, yoksulları, işsizleri, çatışmaya, kavgaya, gerginliğe sürüklemeye çalışıyorlar. Buna teslim olmayacağız.

Türk gencinin de, Kürt gencinin de hayalini bu ülkede kurmasını omuz omuza, halaya durmasını bu ülkeyi nasıl ki dedeleri birlikte kurtardı, torunların bu ülkede kardeşçe ve eşit yaşamasını savunuyoruz, bunun arkasında duracağız.

Ahmet ve Devrim Başkanlarımın şahsında iradenizi selamlıyorum. Onların şahsında Mardin’i selamlıyorum. Onların şahsında siyaset arkadaşlarını selamlıyorum, sonuna kadar mücadelenin, sonuna kadar dayanışmanın sözünü veriyorum. Hepinizi saygıyla selamlıyorum. Sağ olun, var olun.”

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı