31 Mart seçimlerinin ardından cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş'ı kast ederek 'benim iki santraforum var' diyen Özgür Özel, gazeteci Fatih Altaylı'nın programına konuk olduğu programda bir kez daha her iki potansiyel adaya da yeşil ışık yaktı.

Ekrem İmamoğlu'yla kardeşlik hukukumuz var hatırlatmasında bulunan Özel, 'benim açımdan aday belirlemede Ekrem Bey’i seçtik desem, kimsenin diyecek bir şeyi yok. Ama dediğiniz sebeplerden dolayı, kamuoyu karşılığı açısından bir Mansur Yavaş gerçeği var. Burada ben yükü kendi sırtıma alırsam, bu bencillik olur. Oysa biz, ‘ben’ diyen bir parti olmamalıyız' diye konuştu.
Özgür Özel'in konuşmasından öne çıkan detaylar şöyle.


Ekrem Beyle aramızda fitne savaşı var!


“Bizim Ekrem İmamoğlu ile olan ilişkimiz kardeşlik hukuku. Bunu bozmaya filan çalışanlar oluyor. Gülüyoruz. Her türlü fitneyi birbirimizle ilk biz paylaşıyoruz. Dışarıdan dönüp ‘Yahu Ekrem Bey’e böyle yapmışlar’ demeden Ekrem Bey beni arar. Ben de ona söylerim. Bu yüzden aramızda bir fitne savar var. Bu çok iyi bir şey.

Çünkü biz birbirimize düşürsek parti mahvolur. Bu benimle Mansur Bey için de öyle. Ama benimle Ekrem Bey için özellikle öyle. Çünkü biz Ekrem Bey seçimin ertesi günü ‘değişim’ dedi. Ben de o değişime inanan birisi olarak ve kendisi de değişimi savunan birisi olarak oturduk ve yollarımızı ortaklaştırdık.

Bizim umudumuz, Türkiye’yi yeniden demokrasiye taşıyacak ve insanların sıkıntılarını çözecek bir Cumhuriyet Halk Partisi iktidarını kurmak. Bunun için Ekrem Bey de ben de yeminden daha ileri bir noktadayız. 

Kamuoyunda bir Mansur Yavaş gerçeği var...

Bu sözlerimizle önce kendi namusumuza, sonra birbirimize ve partimize bağlıyız. Hal böyle olunca, benim açımdan aday belirlemede Ekrem Bey’i seçtik desem, kimsenin diyecek bir şeyi yok. Ama dediğiniz sebeplerden dolayı, kamuoyu karşılığı açısından bir Mansur Yavaş gerçeği var. Burada ben yükü kendi sırtıma alırsam, bu bencillik olur.

Oysa biz, ‘ben’ diyen bir parti olmamalıyız. Durumu anlatırken bazen çok, bazen ‘ben’ dediğimiz olsa da siyasette kibirden ‘biz’ diye kendinden bahseden liderler var. Liderlik ve güç tartışılmasın diye ‘ben’ desek de her kararı birlikte alıyoruz. 

Bu yükü sırtıma almayacağım...

Cumhuriyet Halk Partisi’nin MYK’sıyla, PM’siyle. Ben iki ayda bir toplanan PM’yi aday belirleme sürecinde iki ayda 12 kere toplantıya çağırmışım. Net. Ben bu yükü sırtıma almayacağım. Ben bu yükü sadece milletvekili grubuna da bırakmayacağım. Ben bu yükü sadece PM’ye almayacağım.

Örgüte ve belki de daha fazlasına. Çünkü bizim tüzüğümüzde şu yazıyor. Yöntemlerin içinde. Aday yoklaması, ön seçim, geniş halk yoklamaları. Yolunu bulursak bize oy veren seçmene erişmeye, dünyada bazı şeyleri var. 6-8-10 milyon kişiyle bile ön seçim yapmaya razıyız.

Ama bir kere Cumhuriyet Halk Partisi’nin kayıtlı üyeleri, belki şu da bir fikir. Cumhurbaşkanı adayını belirlemek istiyorsan gel partiye kayıt ol. Üyelere sorarak biz Cumhuriyet Halk Partisi’nin adayını Türkiye İttifakı’nın adayı yaparak, aday gösterildiği gün seçimi kazanacağı garanti olarak belirlemek istiyoruz.

Kırmadan, dökmeden. Ekrem Bey’i seçip, Mansur Bey’i ve sevenlerini, Mansur Bey’i seçip, Ekrem Bey’i ve sevenleri kırma lüksümüz yok. Ama demokratik bir şekilde yapacağız. Bu kesin böyle olacak demiyorum ama en doğrusunu arayacağız ve ortak akılla bulacağız. Herkes şundan emin olsun. En doğru adayı belirleyeceğiz. Aday Cumhuriyet Halk Partili olacak ama Türkiye İttifakı’nın adayı olacak. 

Kendi kibrim dahil...

Seçimi kazanacak adayı belirleyeceğiz. Bunun önünde kim engelse, kendi kibrim dahil. Kim engelse onu bertaraf edeceğim. O yüzden ilk ve en olası engeli kendim ortadan kaldırdım. Kendi adaylığımı ihtimal dışı bıraktım. Çünkü karar verme, bizim partide, her partide, genel başkanlık. Partinin Parti Meclisi, o var, bu var ama en üst organı genel başkandır. Çok önemli bir yer.

O genel başkan nefsine düşerse Türkiye’ye çok şey kaybettirebilir. O yüzden dedim ki, burada en büyük engel kimdir? Senin kendi nefsin, şişirecek olanlar olabilir. Bu ihtimali baştan tüket dedim ve en büyük engeli kaldırdım ben. Bunun dışında şu anda dediğiniz gibi iki isim önde. Emin olun ben Ekrem Bey için de söylüyorum. Hani diyoruz ya, tut bir üçüncü isim, bir yerden, partinin içinden elbette çıktı. 

Hepimize yetecek kadar makam var...

Kamuoyu araştırmalarında Ekrem Bey’i geçti, Mansur Bey’i geçti, sonra Ekrem Bey’i geçti ve en yukarıya geldi. Yerleşti. Vallahi Ekrem Bey bana der ki, ‘Başkanım bunu yapalım aday.’ Mansur Bey de ‘Yahu bunun yerine ben aday olmalıyım’ demez. Çünkü onlar biliyorlar ki biz bu seçimi kazanırsak önümüzdeki dönem hem insanlara ve bu ülkeye çok büyük katkılar sunacağız.

Hem de kim, neyi yönetmek istiyorsa fazlasıyla yönetecek zaten. O kadar çok makam, mevki, o kadar çok yapılacak iş var ki. Hepimize yeter. O yüzden ben bu meseleyi buradan görüyorum ve buradan okuyorum.

Süreci böyle yürüteceğiz. Bu süreç yürütümünde meseleyi kişiselleştirmemek, kurumsallık içinde ve mümkün olan en geniş katılıma yaymak lazım. Hata yapmamak için. Bir kişi hata yapar. 1 milyon 600 bin kişi hata yapmaz.”
 

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı