Tarımda üreticilerin yaşadığı sorunlar yurt dışına ihraç edilmek istenen tarım ürünlerinde pestisit çıkması nedeniyle ayrı bir boyut kazandı. CHP Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem pestisit var gerekçesiyle geri dönen ürünler konusunda hiçbir açıklama yapılmamakta, bu ürünlerin akıbeti tamamen belirsiz kalmaktadır. Bu sahipsizlik, hem ihracatçıyı maddi zarara uğratmakta hem de çiftçiyi destekten yoksun bırakmaktadır' uyarısında bulundu.
Avrupa kapısından dönmesi...
CHP Genel Başkan Yardımcısı Erhan Adem’in yazılı basın açıklaması şöyle:
“Türkiye’nin tarım sektörü, yalnızca üreticiler için değil, tüketiciler ve ihracatçılar için de alarm veren bir noktaya gelmiştir. Pestisit kalıntıları nedeniyle ihraç edilen tarım ürünlerinin Avrupa kapısından dönmesi, ülkemizin tarımsal itibarını zedelediği gibi halk sağlığını da ciddi bir tehlikeye atmaktadır. Daha da vahimi, bu tablo sadece üreticinin veya ihracatçının hatası değildir. Ortada bir yönetim boşluğu vardır ve bu boşluğun sorumlusu, etkin bir tarım politikası ve çiftçiye rehberlik eden bir otoritenin eksikliğidir.
Son yıllarda pestisit kalıntıları, Türkiye’den ihraç edilen yaş meyve-sebzelerde sıkça tespit edilmekte, birçok ürün geri dönmektedir. Ancak bu sadece ihracatı değil, iç piyasayı da tehdit eden bir sorundur. Türkiye’nin pestisit kullanımında dünya sıralamasında çok üstlerde yer almamasına rağmen, denetim eksikliği ve üretim süreçlerindeki plansızlık nedeniyle geri dönen ürünler, iç piyasaya sunuluyor ya da başka ülkelere satılıyor. Halk sağlığını tehlikeye atan bu döngü, yalnızca çiftçiyi değil, tüketiciyi ve ülkenin itibarını da ciddi şekilde etkilemektedir.
Hiçbir açıklama yapılmıyor...
Bugün Türkiye’de bir tarım bakanlığı var mı? Kâğıt üzerinde evet, ama sahada çiftçiye rehberlik eden bir tarım politikası olmadığı açıktır. Avrupa Birliği normlarına uygun mevzuatlar hazırlanmış olmasına rağmen, bunlar uygulanmamakta ve denetim mekanizmaları işlememektedir. Geri dönen ürünler konusunda hiçbir açıklama yapılmamakta, bu ürünlerin akıbeti tamamen belirsiz kalmaktadır.
Bu sahipsizlik, hem ihracatçıyı maddi zarara uğratmakta hem de çiftçiyi destekten yoksun bırakmaktadır.
Tarım sektöründeki bu plansızlık ve yönetim boşluğunun bedelini, üretici emeğinin karşılığını alamayarak, ihracatçı ürünleri geri döndüğü için zarar ederek ve tüketici güvenli gıdaya erişemediği için ödemektedir. Ancak bu tablo, çiftçinin ya da ihracatçının değil, denetim yapmayan ve mevzuatları uygulamayan yönetimin sorumluluğundadır.
Türkiye, tarım sektöründe yeniden bir güven ortamı yaratmak istiyorsa, öncelikle aşağıdaki adımları atmalıdır:
1.Pestisit kullanımı ve ürün kalitesi üzerinde sıkı denetim mekanizmaları kurulmalıdır.
2.Geri dönen ürünlerin akıbeti ve pestisit kullanımı ile ilgili tüm veriler kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
3.Çiftçilere pestisit kullanımı ve alternatif tarım yöntemleri hakkında rehberlik edilmelidir.
4.Avrupa Birliği standartlarına uygun üretim süreçleri için teşvik ve destek mekanizmaları kurulmalıdır.
Bugün Türkiye tarımı, üreticiden tüketiciye kadar her alanda bir yönetim boşluğunun bedelini ödemektedir. Pestisit sorunu, bu sahipsizliğin en somut göstergesidir. Ülkemizin tarımsal itibarını korumak, halk sağlığını güvence altına almak ve üreticiyi desteklemek için gerçekçi, şeffaf ve uygulamaya geçecek bir tarım politikası zorunludur.
Türkiye’nin tarımı, sadece bir ekonomik faaliyet değil, aynı zamanda milli bir güvenlik meselesidir. Bu anlayışla hareket edilmediği sürece, ne Avrupa kapısından dönen ürünlerin ne de tüketicinin güvenli gıdaya erişim sorunlarının önüne geçilemeyecektir.”.