Son Mühür / Arif Enes Durak - İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne yönelik yolsuzluk operasyonu kapsamında Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasıyla başlayan protestolar, Türkiye'nin dört bir yanına yayıldı. Özellikle üniversite öğrencilerimnin protestolarına ise polis müdahaleleri damga vurdu. Başta; İstanbul, Ankara ve İzmir'de emniyet güçleri TOMA'lar ve biber gazları ile protestoculara müdahale etti.

CHP İzmir Milletvekili Sevda Erdan Kılıç, yaşanan müdahaleleri araştırmak üzere TBMM’ye iki ayrı araştırma önergesi sundu. İlk önergede göstericilere yönelik müdahalelerin, ikinci önergede ise avukatlara yapılan baskıların araştırılması talep edildi.

“Barışçıl gösterilere orantısız güç”

CHP’li Kılıç, sunduğu önergede vatandaşların anayasal haklarını kullandığına dikkat çekerek, “İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınması ve tutuklanma süreci, üniversite öğrencileri başta olmak üzere toplumun kalabalık kesimleri tarafından yurt genelinde yapılan eylemlerle protesto ediliyor. Halk, Anayasal hakkı olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkını kullanmak üzere kent meydanlarında barışçıl gösteriler düzenliyor. Vatandaşlarımızın Anayasal haklarını kullanmaları; yöneticiler tarafından hoşgörü ile karşılanması gerekirken maalesef tam tersi bir tablo ile karşı karşıya bırakıldık. Cumhurbaşkanı ‘sokak terörü’ diyerek, insanların demokratik hak mücadelelerini kriminalize etti. Ardından İçişleri Bakanı olaylar için ‘müsamaha gösterilmeyecektir’ ifadesini kullandı. Yöneticilerin yaptığı açıklamalarla birlikte, vatandaşlarımızın Anayasal haklarını kullanma girişimleri maalesef orantısız güçle karşılık buldu" diye konuştu.

"Müdahale, 'orantısız güç kullanımı’ boyutuna varmıştır"

İktidarın açıklamalarının ardından polis müdahalelerinin sertleştine dikkat çeken Kılıç, "Vatandaşlarımızın barışçıl gösteri ve yürüyüşlerine TOMA’lar üzerinden tayzikli su sıkılarak, biber gazı sıkılarak, göstericilerin üzerine plastik mermi atılarak, jopla ve fiziksel yolla müdahale edilmiştir. Olaylarda çok sayıda gösterici yaralanmıştır. Olaylarda çok sayıda gösterici de gözaltına alınmıştır. Göstericiler gerek protesto alanlarında, gerek gözaltına alınırken, gerekse de gözaltı araçlarında kötü muameleye maruz kaldıklarını bildirmişlerdir. Kolluk kuvvetlerinin barışçıl gösteri düzenleyen gençlerimize ve vatandaşlarımıza yönelik müdahalesi, Anayasa Mahkemesi kararları ışığında da değerlendirildiğinde kesinlikle ‘orantısız güç kullanımı’ boyutuna varmıştır. Hatta bu müdahaleler kötü muamele yasağını da ihlal eder niteliktedir. İnsanların toplantı ve gösteri yürüyüşü yapabilme hakkı Anayasal ve demokratik bir haktır. Vatandaşlarımızın Anayasal haklarını kullanırken uğradıkları orantısız müdahale ve kötü muamele olaylarını asla kabul edilebilir bulmuyoruz" dedi.

"Savunma tehlikedeyse, adalet de tehlikededir"

CHP’li Kılıç, yalnızca göstericilerin değil, avukatların da hedef alındığını belirterek, "Öte yandan protesto ve gösteri olayları sırasında müvekkillerinin yanında yer alan, olay yerlerinde delil toplayan ya da sadece demokratik haklarını kullanmak için sokağa çıkan avukatlar da açıkça hedef haline getirilmiştir. Çok sayıda avukat sokaklarda gözaltına alınmış, polis müdahalesine maruz kalmış, yaralanmış, ev baskınlarıyla evlerinden gözaltına alınmış ya da iş yerleri olan Adliyelere alınmamıştır. Bu ve benzeri uygulamalar ile avukatların görevlerini yapmaları engellenmiştir. Avukatlara yönelik bu uygulamalar sadece bireysel bir hak ihlali değil savunma hakkında yönelik saldırıdır. Avukatların mesleklerini özgürce ifa edebilmeleri engellenmeye çalışılmaktadır. Avukatların özgürce görevlerini ifa edebilmeleri savunma hakkı ve hak arama hürriyetinin devamının teminatıdır. Avukatların yani savunma makamının güvenliğinin sağlanması gerekmektedir. Savunma tehlikedeyse, adalet de tehlikededir" ifadelerini kullandı.

"Çocuklarımızı rahat bırakın"

Hükümete, kolluk kuvvetlerine ve tüm siyasi partilere çağrıda bulunan Kılıç, açıklamalarını şu sözlerle noktaladı:

“Öncelikle iktidar mensuplarının demokratik haklarını kullanmak isteyen halkımızı kriminalize eden söylemlerden kaçınmaları çağrısında bulunuyorum. Kolluk kuvvetlerine çağrım, suç işlemekten vazgeçin, çocuklarımızı rahat bırakın. Tüm siyasi partilere de Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan binlerce yurttaşa yönelik olarak kolluk kuvvetlerinin orantısız güç kullanımı ve kötü muamele olaylarının araştırılması, faillerin belirlenmesi, olaylarda sorumluluğu olan kamu görevlilerinin tespit edilmesi ve gerekli işlemlerin başlatılması amacıyla verdiğimiz Araştırma önergesine destek vermeleri çağrısında bulunuyorum. Gençlerimiz bizimdir, yarınlarımız bizimdir. Hep beraber demokrasi mücadelemize sahip çıkacağız.”

Muhabir: Arif Enes Durak