İzmir’e, yaşam kültürüne, geleceğine sahip çıkmak için haydi sandık başına
Atanmışları ve seçilmişleriyle birlikte AKP’nin tek hedefinin laik ve demokratik cumhuriyet olduğunu ifade eden CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu şunları söyledi; “Önümüzdeki pazar günü gerçekleştirilecek seçimler 2028 seçimi için de bir bakıma belirleyici bir nitelik taşımakta. Sandığa yansıyacak irade, bugüne kadar uygulanan politikalara ve önümüzdeki dönemde nasıl yönetileceğimize onay verip vermemek anlamına gelmekte. Bu doğrultuda her ne sebeple olursa olsun küsmek, sandığa gitmemek gibi bir lüksümüz yoktur.
İzmirlilik kültürüyle özdeşleşen demokrasi ve özgürlük temelli kazanımlarımızı korumak ve cemaat, tarikat ile çeteler gibi yapılara karşı irademizi sandığa yansıtmak, bütün İzmirlilerin yurttaşlık görevidir. AKP’nin en güçlü olduğu dönemlerde bile İzmir ve İzmirliler kendine yakışanı yapmıştır. Dik duruşuyla, kararlılığıyla, demokrasiye ve özgürlüğüne sahip çıkmıştır. İradesini satmamıştır. Şimdi de yıllarca “Gavur İzmir” yakıştırması yapılan, bütün yatırımları engellenen, üstüne 5 alınıp 1 verilen İzmir’e göz dikilmiş durumda. Oysa Anadolu’da bir söz vardır. “Tarlada izi olmayanın harmanda yüzü olmaz” diye. Bunun bilincinde olan İzmirliler pazar günü sandığa gidecek, şehrine, yaşam kültürüne ve geleceğine sahip çıkacak, bu zihniyete karşı gereken mesajı verecektir.” ifadelerini kullandı.
İzmir marşına alerjisi olanların bu şehre kazandıracakları bir değer yoktur.
AKP adayının algı ve illüzyon yaratma üzerinden bir kampanya yürüttüğünü ama İzmirlilerin bunlara karşı karınlarının tok olduğunu vurgulayan Nalbantoğlu; “Hem 22 yıldır ülkeyi tek başınıza yönetip, ülkeye çağ atlattığınız iddiasında bulunacaksınız hem de girdiğiniz seçimde partinizin adını ve amblemini yok sayarak insanların aklıyla oynamaya çalışacaksınız. Siz bağımsız aday mısınız? Yoksa partinizin bu ülkeye karşı işlediği günahlardan kendinizi sıyırmaya mı çalışıyorsunuz? Ürettiğiniz gerçekliği olmayan kurgularla, ötekileştirme ve kutuplaştırma temelli politikalarınızla bu ülkeye en büyük kötülükleri yaşattınız. Müflis tüccar gibi ne var ne yok sattınız. Yetmedi dağına taşına, havasına suyuna, ormanına denizine daldınız. Şimdi de senaryo aynı, yöntem aynı. Algı operasyonlarıyla, göz boyamaya yönelik kampanyalarla ülkeyi düşürdüğünüz duruma İzmir’i de çekmeye çalışıyorsunuz. Hem de iktidarınızın çöküş döneminde. Anayasa başta olmak üzere hak ve hukuk tanımayan, toplumu ekonomik, sosyal ve kültürel yozlaşmaya sürükleyen, iktidarda kalmak için her yolu mubah gören ve bütün yurtta coşkuyla söylenen İzmir Marşı’na bile alerjisi olanların bu şehre kazandıracakları bir değer yoktur. İzmirliler bunu görmüyor mu sanıyorsunuz? Yanılıyorsunuz ve kısa bir süre sonra bir kez daha gerçeklerle yüz yüze kalacaksınız.” dedi.