Son Mühür / Atakan Başpehlivan Cumhuriyet Halk Partisi'nde önceki Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'na yakınlığıyla bilinen İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, İBB Başkanı ve CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı Ekrem İmamoğlu'nun tutukluk kararıyla ilgili önemli açıklamalarda bulunarak, Avrupa Konseyi Parlamenter Asamblesi'nin aldığı kararı kamuoyu ile paylaştı.
Rıfat Nalbantoğlu: 46 ülkeden 90 parlamenter destekledi
Türkiye'nin 1949'da Avrupa Konseyi'nin kurucuları arasında olduğunu aktaran ve dün Konseyin aldığı kararı paylaşan CHP'li Rıfat Nalbantoğlu, "Bu çok önemli kararı 46 ülkeden 90 parlamenter desteklediler. Sadece AK Parti ve MHP’ye mensup 8 milletvekili karşı oy kullandılar. Karara sadece AK Parti-MHP milletvekilleri itiraz ettiler; taslak metni değiştirmeye yönelik tam 12 değişiklik önergesi verdiler.
Bunların tümü oylamaya sunulmadan reddedildi. Türkiye, demokrasiye inanmış bir avuç Batı Avrupalı ülkeyle birlikte Avrupa Konseyi’nin 1949’daki kurucuları arasında yer alıyor. Bu, bize bir zamanlar Türkiye’nin demokratik hukuk devletinin normlarını koyan, esaslarını belirleyen ülkeler arasında olduğunu söylüyor.
Bugüne dek on yıllarca demokrasisini iyi-kötü yürütmeye çalışan Türkiye, tıpkı 12 Eylül darbesi döneminde olduğu gibi, bugün de kurucuları ve kural koyucuları arasında olduğu, fakat zamanla genişleyen Avrupa Konseyi’nde sınava tabi tutuluyor." diye konuştu.
Nalbantoğlu, Avrupa Konseyi'nin kararlarını açıkladı
Ayrıca, Avrupa Konseyi'nin tutuklu İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu için aldığı kararın içeriğini açıklayarak, konuyla ilgili Avrupa'nın Türkiye'den taleplerini anlatan CHP İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, şu ifadeleri kullandı: "Kararın içeriğinde Türkiye’den talep edilenler. İBB Belediye Başkanı ve Cumhurbaşkanı adayımız Sayın Ekrem İmamoğlu’nun derhal serbest bırakılması, kendisine ve aynı soruşturmada yer alan diğer tüm kişilere yönelik tüm asılsız ve dayanaksız suçlamaların düşürülmesi.
İstanbul Üniversitesi’nin Sayın İmamoğlu’nun üniversite diplomasını iptal kararının yürürlükten kaldırılması. Devam eden kitlesel protestolar bağlamında ifade ve toplanma özgürlüğünün yanı sıra tüm insan hakları ve temel özgürlüklerine eksiksiz olarak saygı gösterilmesi. Protestolar sırasında protestoculara ve gözaltında tutulanlara karşı orantısız güç kullanımının durdurulması. Asılsız suçlamalarla gözaltına alınan tüm protestocuların serbest bırakılması.
Protestolar sırasında ve gözaltında kolluk kuvvetlerinin tarafından şiddet eylemlerinin ve insan hakları ihlallerinin etkili şekilde soruşturulmasının sağlanması. Uluslararası standartlar doğrultusunda gerçek anlamda özgür ve adil seçimlerin yapılmasının temini. Bu kararın sınırsız, şuursuz ve gözü kara bir güç gösterisi ihtirasına kendini kaptıran siyasi iktidarı gerçeklerden tamamen kopuk otoriterlik rüyalarına son verecek bir uyandırma zili olmasını diliyoruz."