Cübbeli Ahmet Hoca olarak bilinen Ahmet Mahmut Ünlü gazeteci Fatih Altaylı'yı hedefe koydu. İkiliyi karşı karşıya getiren süreç, Devlet Bahçeli'nin Öcalan'a 'gelsin Meclis'te DEM Grubunda konuşsun, terörün tamamen bittiğini ve örgütü lağvettiğini açıklasın' çağrısına Cübbeli Ahmet'in tepki göstermesiyle başlamıştı.

Bahçeli'ye yakınlığıyla bilinen Alaattin Çakıcı'nın devreye girmesinin ardından Çakıcı'yla buluşan Cübbeli Ahmet Hoca, Bahçeli'yi yanlış anladığını söyleyerek ilk açıklamasından geri adım attı.

Cübbeli'nin tavır değişikliğini gazeteci Fatih Altaylı'nın 'çark etti' sözleriyle değerlendirmesi Cübbeli Ahmet Hova'yı kızdırdı. Cübbeli Ahmet Hoca sosyal medyadan 'Ey Fatih Altaylı! diye seslenerek, 'dün gece saat 04:30’da seher vaktinde sen horhor çeşmede hızar biçerken iyi bir bedduâmı aldın, çünkü benim hakkımda yaptığın terbiyesiz konuşmalar haddini aştı!' mesajı verdi.
Cübbeli Ahmet mesajında şunları söyledi...

Halbuki ben daha dün akşam...

Bana: “Bilmem ne korkusundan çark etti” diyorsun, hâlbuki ben daha dün akşam Bursa sohbetimde, ondan önceki Perşembe sohbetimde ve canlı yayınlarda Apo’nun idam edilmesi gerektiğini, asla affedilemeyeceğini, devletin buna yetkisi olmadığını, kan sahiplerinin yetkili olduğunu, çözüm sürecinin yanlış olduğunu tekrar tekrar beyân ettim. Hangi sözümden döndüm!?

Buldan Esnaf Odası Başkanın kardeş acısı Buldan Esnaf Odası Başkanın kardeş acısı

Devlet Beyi yanlış anlamıştım...

Burada ancak Devlet Bey’in sözünün maksadını ve ne niyetle söylediğini yanlış anlamıştım. Sonra bana gelen haber neticesinde onun bu sözü Apo’nun itibarsızlığını beyân etmek ve kandilin Apo’yu dinlemeyerek İsrail-Amerika’yı dinlediğini meydana çıkarmak için söylediğini bildirdiler. Ben de Devlet Bey gibi milliyetçi bir insanın Apo’yu kurtarmak maksadıyla böyle konuşmayacağına kanaat getirdim ve zaten Devlet Bey’in ismini vermeden yaptığım konuşmadaki bu bölüme açıklık getirdim. Yani yeni bir veri ulaştığında bilgiyi gözden geçirip izah ettim.

Bunun çark neresinde?

Şimdi sen bir şeyler konuşsan sonra ben senin konuştuğun içeriğe itiraz etsem ve reddiye yapsam sonra sen: “Ben bunu aslında bu böyle olsun diye konuşmadım ancak karşı tarafı rezil etmek için konuştum” diye haber göndersen ben de buna kanaat getirip: “O da benim görüşümdeymiş, bu sözleri hasmı ihzâ etmek için söylemiş” desem ama senin sözlerindeki içeriğe itirazımı aynen sürdürsem şimdi bunun çark neresinde?

Millet nasıl bilir?

Tabi ki çarkçıbaşı olanlar başkalarının da çark ettiğini sanırlar ki böylece: “Milleti nasıl bilirsin, kendim gibi” atasözü bir daha yerini bulmuştur. Bir daha beni bu şekilde terbiyesiz ifadelerle anarsan, gece yarılarında bedduâlarım devam edecektir. Zira senin gibi Kurân şerîatına inanmayanlara bedduâ câizdir ve lâyıktır.
Şâirin dediği gibi: “Senin gözlerin uyudu ama haksızlık yaptığın adam uyanıktır. Nasıl olsa Allâh uyumuyor. Gecelerin okları şaşmaz velakin onların bir süresi, o sürenin de bir bitimi vardır.”

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı