NATO Devlet ve Hükümet Başkanları Zirvesi'nde NATO'nun caydırıcılık ve savunma yapılanmasını tahkim etmek, müttefiklerin imkan ve kabiliyetlerini güçlendirmek amacıyla istişarelerde bulunacaklarını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "NATO'nun kuruluşunun 75. yıl dönümüne tekabül etmesi hasebiyle zirvemiz ayrı bir anlam taşıyor. Geçen sene Vilnius'ta aldığımız kararların takibini yapacağız. Bu vesileyle bir oturumda Avrupa Birliği temsilcilerinin de katılımıyla Asya Pasifik bölgesindeki NATO ortakları olan Avustralya, Güney Kore, Japonya ve Yeni Zelanda'yla liderler düzeyinde bir araya geleceğiz" dedi.
"NATO'nun gayretlerinin arttırılması gerektiğinin de altını çizeceğiz"
Son oturumu ise NATO Ukrayna Konseyi formatında icra edeceklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Zirveden beklentimiz müttefiklerin milli güvenlik hassasiyetlerini gözeten, ittifak dayanışmasını ve birlik ruhunu güçlendiren neticelerin elde edilmesidir. Terörle mücadele ve müttefikler arasında savunma sanayi ticareti önündeki engellerin kaldırılması konusunda Vilnius'ta aldığımız kararların uygulanması bu bakımdan mühimdir. Yapacağımız görüşmelerde başta yakın çevremiz olmak üzere, dünyada artan terör tehdidine dikkat çekeceğiz. Terör örgütleriyle kararlı ve bütüncül bir mücadele yürütülmesi noktasında NATO'nun gayretlerinin arttırılması gerektiğinin de altını çizeceğiz" diye konuştu.
"Elimizi başından itibaren taşın altına koyduk"
Türkiye'nin Ukrayna'nın toprak bütünlüğüne, egemenliğine ve bağımsızlığına olan bağlılığının ve desteğinin herkesin malumu olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ukrayna'yı desteklemek için atılacak adımları tasarlarken NATO'nun savaşın tarafı haline getirilmemesi yönündeki ilkeli duruşumuzu da muhafaza ediyoruz. Adil bir barışın kaybedeninin olmayacağını ilk günden beri ifade ettik. Bu uğurda İstanbul Süreci başta olmak üzere önce ateşkesi temin, ardından da kalıcı barışa giden yolu açmak için elimizi başından itibaren taşın altına koyduk" değerlendirmesini yaptı
Üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz
"Silahların konuştuğu, kan döküldüğü ve can kaybının yaşandığı her gün bizim ne kadar isabetli bir yerde durduğumuzu göstermektedir" diyen Erdoğan, "Washington'da yapacağımız istişareler NATO'nun güney bölgesine yönelik yeni vizyonunun tespiti bakımından da önemli katkılar sağlayacaktır. Siber dünya, dezenformasyonla mücadele ve yükselen teknolojilerin beraberinde getirdikleri sınamalar da gündemimizde yer alacaktır. Washington zirvesi Avrupa Atlantik bölgesinin güvenliğindeki merkezi rolün NATO'ya ait olduğu hakikatini bir bir kez daha kayda geçirecektir. Türkiye, NATO'nun misyonlarına ve harekatlarına en fazla katkı sağlayan ilk beş müttefikten biridir. Külfet paylaşımı noktasında üzerimize düşeni fazlasıyla yapıyoruz. Karada, denizde ve havada geliştirdiğimiz imkan ve kabiliyetlerle, NATO'nun bel kemiği ülkelerin başında yer alıyoruz. Tehditlerin çeşitlenerek arttığı bu dönemde ittifaka verdiğimiz önem açıktır. Ortak değerlerimizin samimiyet testinden geçmekte olduğu Gazze'de Filistin halkına yönelik süre giden katliamları gündeme taşıyacağız" açıklamasını yaptı. Zirvede bu vahim tablo karşısında uluslararası camianın İsrail'i durdurmakta yetersiz kaldığını ve Filistin'de adil, kalıcı barış tesis edilmeden küresel vicdanın rahat bir nefes almasının mümkün olmayacağını vurgulayacaklarını belirten Erdoğan şunları söyledi: "Tam bütün bu meseleleri en yüksek derecede gündeme getirirken ilişkin değerlendirmelerimizi müttefik devlet ve hükümet başkanlarıyla yapacağım ikili görüşmelerde de ele alacağım."
"Kuzey Kıbrıs'ı burada tam üye noktasına nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz"
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin kendi nezdinde zaten Türk devletlerinin tam üyesi konumunda olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu konuda başta Azerbaycan olmak üzere onların yaklaşımı da bizimle hemen hemen aynı konuma gelmiştir. Son Şuşa zirvesinde de malum Kuzey Kıbrıs orada bulundu, o zirveye katıldı. Bizim arkadaşlarımızdan da Cevdet Bey ve Hakan Bey onlar da o zirvede bulundular. Şimdi bundan sonraki süreçte de bizler Kuzey Kıbrıs'ı burada tam üye noktasına nasıl taşırız, bunun gayreti içerisindeyiz. Özellikle de Türk devletleri içerisinde hukukumuzun en ileri derecede olduğu Türk devletleriyle de bunu geliştiriyoruz. Ve mümkün olduğunca da şu anda Kuzey Kıbrıs Cumhurbaşkanı Ersin Bey'in o devletlerin başkanlarıyla olan münasebetlerini de geliştiriyoruz" ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin rolü üst düzeyde olmuştur
Türkiye'nin NATO'nun ilk beş ülkesinden bir tanesi olduğunu bir kez daha yineleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rutte sonrası döneme yönelik değerlendirmelerini paylaştı. Erdoğan, "Yani bunu mali destek noktasında söylüyorum. Ayrıca NATO'ya güç katma noktasında söylüyorum. Türkiye'nin buradaki durumu bu noktada ilk beş ülke derken yani bunu laf olsun diye söylemiyoruz. Bu artık NATO üyesi ülkelerin hepsinin bir yaklaşımıdır ve Türkiye'ye bakışı da hepsinin böyledir. Biz bundan sonra da NATO'daki bu konumumuzu aynen güçlendirerek devam ettiriyoruz, devam ettireceğiz. Buradan beklentimiz nedir denilirse, Vilnius'ta neler görüştüysek, neler konuştuysak, bundan sonraki süreçte de aynı durumları gerek Dışişleri Bakanım, gerek Milli Savunma Bakanım yaptıkları görüşmelerle de teyit ediyorlar. Tabii yeni genel sekreter olarak Rutte'nin oraya gelişinde Türkiye'nin rolü üst düzeyde olmuştur. Şimdi Rutte'yle de Amerika'da ayrıca görüşmelerimiz olacak. Göreve başlamadan Türkiye'yi ziyaret edeceğini bana söylemişti. Biz de şimdi tekrar bu görüşmelerimizi yapmak suretiyle adımlarımızı nasıl Stoltenberg'le çok samimi bir havada süreci işlettiysek, inanıyorum ki Rutte'yle de aynı şekilde yürüteceğiz" dedi.
"NATO'yla İsrail-Filistin konusunda istediğimizi alamadık"
Erdoğan, "NATO'nun 2010 strateji belgesinde de belirtildiği gibi terör tehdidiyle başa çıkmak bugün ittifakın önemli önceliklerinden biri. Bu tehdidin bertaraf edilmesi ancak müttefikler arasında dayanışma ile mümkün. Türkiye'nin terörle mücadelesinde ittifak ortaklarından yeterli desteği aldığını düşünüyor musunuz? Müttefiklerden somut beklentilerinizi sıralayabilir misiniz" sorusuna şöyle cevap verdi: "Tabii NATO'yla bu noktada istediğimiz konumda mıyız? Açık, samimi söylüyorum. İşte şu anda bunları aşmanın gayreti içerisindeyiz. Özellikle NATO'yla İsrail-Filistin konusunda istediğimizi, beklediğimizi henüz alabilmiş değiliz. Temennim odur ki, şu anda Amerika'daki görüşmelerimizde inşallah bunları tekrar gündeme getirip beklediğimiz neticeyi de alırız diye düşünüyorum. Burada tabii Dışişleri Bakanımın görüşmeleri var. Milli Savunma Bakanımın görüşmeleri var. Bütün bu görüşmelerle birlikte kendilerini bu noktada da uyaracağız."
"Biz sabırla tabii süreci takip ediyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Gazze'de kalıcı ateşkesin sağlanması adına Katar'ın ara buluculuğunda görüşmeler devam ediyor. Sizin de bu görüşmeleri yakından takip ettiğinizi biliyoruz. Hatta Almanya dönüşünde olumlu gelişmeler var demiştiniz. Bu durumu zora sokan hep İsrail olmuştu bugüne kadar. Sizin bu görüşmelerden beklentiniz nedir? Acaba yakın zamanda bir kalıcı ateşkes sonucu çıkabilir mi" sorusunu ise şöyle yanıtladı: "Doha'da çok ciddi görüşmeler oldu. Hatta biz o gün uçakla dönüşümüzü yaparken, MOSSAD'ın başkanı da Doha'ya gitmişti. Doha'daki görüşmelerde de özellikle olumlu bazı adımlar atılmıştı. Fakat o günden bugüne henüz o adımlar noktalanmadı. Fakat biz sabırla tabii süreci takip ediyoruz. Gerek İstihbarat Başkanımız gerek Dışişleri Bakanımız süreci takip ediyorlar. İnşallah kısa zamanda buradan beklediğimiz neticeyi alırız."