ALPER TEMİZ - Yüksek enflasyon orta sınıfın dağılmasına neden oluyor. Çoğu ekonomist ve araştırma şirketi TÜİK verilerine şüpheyle yaklaşırken, "Açıklanan enflasyon oranları ve paralel olarak gerçekleştirilen zamlar ne kadar yeterli" diye sorguluyor. Öte yandan alım gücüne dair yaşanan dalgalanma, üreticileri de büyük bir girdabın içine sürüklüyor. İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa ve Antalya gibi göç alan kentlerde yüksek kira oranları ve fahiş gıda artışları, 'Geçim ekonomisi'ni de kökten sarsıyor.
Ekonomik gidişatın gözlemlenebilir bir diğer bulgusu ise sokakta artış gösteren dilenciler olarak öne çıkıyor. Bazı zabıtalardan edinilen bilgilerde, İzmir'de dilenci sayısının tüm müdahalelere rağmen artış gösterdiğinin altı çiziliyor. İzmir sokaklarında konuştuğumuz birçok dilenci ise "Emekliyim" diye tepki gösteriyor. Edindiğimiz bilgilerde, "Biz bile artık insanların içine düştüğü durum karşısında ne diyeceğimizi bilemiyoruz" ifadeleri kullanılıyor.
İşsizliğin ve barınma hakkının içinde bulunduğu olumsuzluklar sokaklara bir 'bulgu' olarak yansırken, 'dilenme kavramı'nın boyut değiştirdiğinin de altı çiziliyor.
"Çocukların kullanımı, sektör haline geldi"
Edinilen bilgilerde şu detaylar anlatıldı;
"Biz Suriye iç savaşının ilk aylarında birçok toplantı gerçekleştirmiştik. 4 adet ekip kurduk. Bize sosyolog gönderilecek denildi. Ancak bazı aksaklıklar çıktı. O dönemler biz 'dilenme' ile mücadeleyi tek başımıza sürdürdük. Oysa bu mücadele aynı zamanda sosyolojik bir yapıyı da içinde barındırmaktadır. Dilenen vatandaşı bu davranışı nedeniyle yakalıyorsun, alıyorsun, elde ettiği parayı kamulaştırıyorsun ancak, ertesi gün bu vatandaş tekrar dilenmeye başlıyor. Bizim mücadelemiz tam olarak hangi evreye dek sürebilir?
Biz daha sonra tekrardan toplantılar gerçekleştirdik. Konuşulan konular ve hep aynıydı. Dahası şu, her zaman olan bir durum, son yıllarda çok fazla artış gösterdi; o da çocukların kullanılması. Bazı avukatlar bir grup oluşturdu ve bizim çocukları öne sürerek dilenen kişilere karşı yürüttüğümüz mücadelede -avukatların kendi haklılık payları var- bazı davalar açtılar. Bize 'Çocuklara dokunmayın!' dediler. Ancak dilenen insan profili o kadar çeşitli olmaya başladı ki; ciddi anlamda artık cebinde 5 kuruş parası dahi olmayan yaşlı insanlarla karşılaşıyoruz... Diğer taraftan bunu bir 'meslek' haline getiren ya da yalan söyleyerek insanları aldatıp para alanlar da var.
Biz bir mücadele içerisindeyiz ancak dilenmek zorunda kalan insan sayısı o kadar çok artış gösterdi ki. Biz 'dilenciliğe' karşı mücadele ediyoruz. Ancak dilenmeye geçme safhası inanın farklı bir boyut. İzmir'e Manisa'dan gelenler var ve çocukları kullanıyorlar. Ekip halinde bu çocuklar dağılıyor. Onların hiçbirinin günahı yok. Ancak çocuk olduğu için dokunamıyorsun çünkü dava açılıyor. Bu çocukların dilenmesini uzaktan izleyen aileler var ve maalesef ekonomik kriz nedeniyle mi, uyuşturucu nedeniyle mi ya da daha bir çok başka sebep bağlamında mı dileniliyor o an ayırt edilemiyor. İnsanlar maalesef enflasyon içerisinde bambaşka ortamlara sürükleniyor. Kısacası sokakta artış gösteren bir dilencilik faaliyeti var; biz mücadelemizi sürdürüyoruz ancak son dönemlerde artan dilencilik vakası salt bizim alanımız değil ekonomik koşulları da içine alıyor. Artık sadece sosyolojik değil, ekonomik boyutları da bulunuyor. Açıkçası, düzeltilmesi gereken çok şey var."