Son Mühür- Berivan Kaya/ Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasını protesto etmek için iş bıraktı.
Cumhuriyet Meydanı dolmadı...
Cumhuriyet Meydanı’nda toplanan işçilere Cumhuriyet Halk Partisi, İzmir Emek ve Demokrasi Güçleri de destek verdi. Mitinge, siyasi parti üyeleri, sendikalar, dernekler, öğrenciler ve çok sayıda vatandaş katılım sağladı. DİSK'in yarım gün iş bırakma ve eylem çağrısına rağmen alanın dolmadığı dikkat çekti.
Hapishaneler dolduruluyor
DİSK Ege Bölge Temsilcisi Memiş Sarı mitingde yaptığı açıklamasında, "Milyonların alım gücü hızla düşerken, gelir dağılımı adaletsizliği hızla büyüyor. Halkın çok büyük bir bölümü “asgari” ile yaşamaya mahkûm edilirken küçük bir azınlık servetine servet katmaya devam ediyor.
Gelirde ve vergide adaletsizlik ile beraber ülkede de adaletsizlik büyüyor. Hapishaneler bir yıl önce seçim kazanan siyasetçilerle, işçilerin hakkını savunan sendikacılarla, gerçeklerin peşinde koşan gazetecilerle, itiraz eden yurttaşlar ile dolduruluyor" dedi.
Hukuk dışı operasyon
Gözlatı ve tutuklamalara vurgu yapan Memiş Sarı, "Geçen yıl bu zamanlarda herhangi bir suç isnadı bulunmadığı için aday olabilen Türkiye’nin dört bir yanından yüzlerce belediye başkanı ve belediye meclis üyesi görevden alınıyor, tutuklanıyor. Her gün iktidarın seçim kaybettiği başka bir yerden soruşturma, gözaltı, tutuklama ve kayyum haberleri geliyor. Halk desteğini yitirenler, siyasi rakiplerine yönelik hukuk dışı bir operasyon süreci işletiyor. Buna itiraz eden çocukları, gençleri, işçileri, emekçileri, kadınları, gazetecileri tutukluyor. Anayasal toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanmak tutuklama gerekçesi olarak gösteriliyor" ifadelerine yer verdi.
Tehlikede olan siyasetçiler değil 85 milyondur...
Grev hakkı, sendikalaşma hakkı, toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı, ifade özgürlüğü, seçme ve seçilme haklarına el uzatıldığına dikkat çeken Memiş Sarı, " Bu hakların olmadığı bir ortamda demokrasiden de cumhuriyetten de söz etmek mümkün değildir. Demokrasi ve Cumhuriyet, hangi siyasi görüşten olursa olsun tüm işçilerin, emekçilerin, emeklilerin kırmızı çizgisidir. Seçme ve seçilme hakkının darbe yediği bir ortamda ülkeyi yönetenler sadece kendilerine ve bir avuç ayrıcalıklı kesime çalışır. Demokrasi işçinin ekmeğidir. 35 yıllık diplomayı iptal ederek, yargıyı devreye sokarak siyasi rekabetin ortadan kaldırıldığı bir ortamda yoksulluk, işsizlik, adaletsizlik büyür. Tehlikede olan tutuklanan siyasetçiler değildir. Tehlikede olan soframızdaki ekmektir, çocuklarımızın geleceğidir. Tehlikede olan demokrasidir, cumhuriyettir. Tehlikede olan 85 milyon insanıyla bu ülkedir. Tek kişinin ağzından çıkan her sözün ferman kabul edildiği, kimsenin karşısına aday çıkamadığı, kimsenin hakkını hukukunu arayamadığı bir düzen hepimiz için büyük bir tehdittir" diye konuştu.
Tehdit eden girişimleri püskürtmek ortak görev!
Sarı açıklamasının devamında, "Demokrasiyi, Cumhuriyet, toplumsal barışı ve kardeşliği tehdit eden bu girişimleri püskürtmek hepimizin ortak görevidir. Kimse kendini çok güçlü sanmasın: İşçilerden, emekçilerden, emeklilerden, gençlerden, kadınlardan, kısacası halktan büyük bir güç yoktur. Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir! Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz!" ifadelerine yer verdi.
Öğrencilerden çağrı: Genel grev yapın!
Boykot için çağrı yapan öğrenciler, işçiler genel greve çağırdı. Söz alan Boran Öztürk isimli öğrenci ise, “Günlerdir direniyor, kurulmak istenene faşist tek adam rejimine karşı çıkıyoruz. Karanlığa teslim olmuyoruz ve olmayacağız. AKP, milyonların geleceğini ipotek altına almak istiyor" dedi.
Hodri meydan!
Memiş Sarı ise, "Öğrenciler, ‘biz boykota işçiler genel greve’ diyorlar. Sendikalara sesleniyorum. Haydi, hodri meydan! Biz greve hazırız. Var mısınız?” ifadelerine yer verdi.