Türkiye’de yaklaşık 30 bin tip 1 diyabet hastası çocuğu ilgilendiren ve ailelerin uzun zamandır talep ettiği sensör desteği, Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) geri ödeme sistemi kapsamına alındı.  
Dünya genelinde yaklaşık 382 milyon, Türkiye'de ise yaklaşık 7 milyon yetişkin Tip 1 diyabet hastası var. Türkiye’deki hastaların 30 bin civarı 18 yaşından küçük olurken, yaklaşık 15 bini ise ilkokul çağındaki çocuklardan oluşuyor.


Son yıllarda bütün dünyada ve ülkede kullanımı artan sensörler ile doku sıvısından, her beş dakikada bir acısız ve kan glukozuna yakın bir şekilde ölçüm yapabililiyor ancak bu cihazın Sosyal Güvenlik Kurumu’nun (SGK) geri ödeme kapmasında olmaması ve pahalı olması nedeniyle ailelerin büyük çoğunluğu mağduriyet yaşıyordu. 


Cumhurbaşkanlığı tarafından merkezi yönetim bütçesi, 2024 yılı için 11 trilyon 89 milyar 37 milyon 425 bin TL olarak belirlendi. Bütçeden Sağlık Bakanlığı’na 732 milyar 526 milyon 378 bin TL ayrıldı. En düşük sensör fiyatı ise ayda 4 bin TL yani yıllık maliyeti 48 bin TL. Sağlık Bakanlığı’nın 18 yaşından küçük bütün Tip 1 diyabet hastası çocuklara sensör alması durumunda toplam maliyet 1 milyar 720 milyon TL oluyor.


Tip 1 diyabet hastası çocuğu ilgilendiren ve ailelerin yıllardır talep ettiği 'sensör' desteği, Sosyal Güvenlik Kurumu geri ödeme sistemi kapsamına alındı. Yeni uygulamayı Cumhurbaşkanı Erdoğan duyurdu. Söz konusu sensörler çocukların günde en az 300 kez kan şekerini ve glukoz seyrini ölçüyor.
İzmir Eczacılar Odası Başkanı Tuncay Sayılkan, kararı değerlendirerek şunları söyledi:


"Bu kadar gecikmiş olması bile üzücü"


"Aslında böyle kronik hastalıklarla mücadele eden, tedavi gören herkesin, ama öncelikle çocukların yaşamını kolaylaştıracak tüm desteklerin verilmesi lazım. Ülkemizde her alanda olduğu gibi sağlıkta da ciddi bir tasarruf baskısı var. Ancak, özellikle insan sağlığı ve çocuk sağlığı söz konusu olduğunda, bunun öncelikli bir ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Çocukların bu sensörlere muhakkak ulaşması gerekiyor. Bu kadar gecikmiş olması bile bizim için büyük bir üzüntü kaynağı.
Sadece bu değil, birçok tıbbi araç gereç ve ilaca ulaşımda karşılaşılan engellerin kaldırılması gerekiyor. Çünkü insan sağlığı her şeyden daha değerli. Sağlık alanında tasarruf yapmak doğru bir yaklaşım değil. Tasarruf edilebilecek başka birçok alan var; bu nedenle ülkemizin insanlarına nitelikli sağlık hizmeti sağlanması için herkesin üzerine düşeni yapması gerekiyor."


"Bütçeye yük değil"


Sensörün çocukların hayatını nasıl kolaylaştıracağını anlatan Sayılkan şöyle konuştu:


"Şeker ölçümüyle ilgili olarak, sensörler olmadan çocukların çok sık parmaklarını delmeleri gerekiyordu. Ancak sensör kullanıldığında bu işlemi yapmadan, cilt altından ölçüm yapılabiliyor. Sensörler genelde 18 yaş altındaki tip 1 diyabet hastalarına öneriliyor. Yetişkinlerde her gün parmağı delerek kan alınıp ölçüm yapılması gerekirken, çocuklar için bu sensörler sayesinde şeker ölçümü cildin üzerinden yapılabiliyor.
Sensörün fiyatı dar gelirli aileler için oldukça büyük bir rakam. Ancak devletin sağlık harcamalarına ayıracağı bütçe içinde çok büyük bir tutar olacağını zannetmiyorum."


"Yetişkinler için de teşvik edilmeli"


Sayılkan, kararın genişletilebileceğini söyleyerek, olumlu sonuç vermesi durumunda yetişkinler için de sensörün SGK kapsamına alınması gerektiğini şu sözlerle vurguladı: "Çocuklarda olduğu gibi yetişkinlerde de bu sensörlerin kullanımı, eğer benzer sonuçlar veriyorsa, teşvik edilmeli. Çünkü yetişkinlerin de sağlığı çok önemli. Bazı yetişkinler günde 2-3 kez ölçüm yapıyor, bu da ayda 60 kez parmağın delinmesi anlamına geliyor. Bu oldukça zahmetli bir süreç.
Kronik hastalıkların genetik bir yanı olsa da, beslenmeye çok dikkat edilmesi gerekiyor. Türk usulü beslenme tarzından, özellikle hamur işleri ve şekerden uzak durulmalı. Ayrıca, hareket etmeye önem vermek gerekiyor. Her yaş grubunun daha çok yürüyüş yapması ve düzenli spor aktivitelerine katılması sağlanmalı."
 

Muhabir: ERTUĞRUL TURAN