Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli asistan doktor Uğurcan Ağcaoğlu'nun ölüm haberi bir anda asistan doktorların çalışma şartlarını gündeme getirmişti. Yaşadığı baskılar ve mobbing yüzünden hayatının baharında yaşamına son verdiği ortaya çıkan Uğurcan Ağcaoğlu'nun ölümünün milat olacağını düşünenler haksız çıkacak gibi görünüyor.
Antideprasan kullanmayan asistan yok!..
Dokuz Eylül Üniversitesi'nde görevli asistan doktorların seslerini duyurmak için gönderdikleri bir yazı, kurum içinde asistan doktorların yaşadıkları sıkıntıları gözler önüne serdi. Yazıda, 'tüm asistanlar olarak tükenmişliğimizi hocalarımıza anlattık, bazı arkadaşlarımız nöbete geç geldiklerinde intihar etmiş olmalarından korktuğumuzu, acilde antidepresan kullanmayan neredeyse asistan kalmadığını anlattık' vurgusu dikkat çekti.
İşte medyaya ''Merhaba,9 eylül acil asistanları olarak problemlerimizi anlattığımız bir yazımız var ve sesimizin duyulmasını istiyoruz. Ortak yazımızdır ismimin yayınlanmadan yazımızın yayınlanmasını istiyoruz yardımcı olabilirseniz çok seviniriz'' notuyla gönderilen o mesaj...
Şiddet, ağır çalışma koşulları, mobbing, tükenmişlik...
Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi'nde görevli asistan doktor Uğurcan Ağcaoğlu'nun mobbing yüzünden intihar haberinin ardından Türk Tabipler Birliği Merkez Konseyi dikkat çeken şu açıklamayı yapmıştı.
Hekimlerin, tıp öğrencilerinin ve sağlık emekçilerinin intiharlarında şiddet, mobbing, ağır çalışma koşulları, ekonomik kayıplar, güvencesizlik, geleceksizlik ve tükenmişlik başlıca nedenler olarak sıralanmaktadır. Hekimlik mesleğinin ve sağlık ortamının bu çok yönlü krizden çıkarılması gerektiği açıktır.
Kamu otoritesine yaşam hakkının korunması kapsamındaki yükümlülüklerini hatırlatıyor; mesleğimizin onuru, emeğimizin hakkı ve çalışma koşullarımızın iyileştirilmesi için tüm meslektaşlarımızı bir arada olmaya çağırıyoruz.
