Cem Garipoğlu’nun intihar ettiği dönemde görev yapan iki önemli isim, açıklamalarda bulundu. O dönem aileden alınan örneklerle gerçekleştirilen DNA incelemelerinin, Garipoğlu’nun kimliğini doğruladığını belirten Prof. Dr. Sermet Koç, iple boğulma iddialarını reddetti. Koç, Garipoğlu’nun başına poşet geçirip kendini havasız bırakarak bayıldığını ve ölümünün bu şekilde gerçekleştiğini ifade etti. Ayrıca, otopsi sırasında kamera kaydı yapıldığını ve fotoğrafların çekildiğini de aktardı. Metin Arda ise intiharın sabah sayımını yapan personel tarafından fark edildiğini söyledi.
Önemli açıklamalar
Garipoğlu’nun ölümüyle ilgili olarak dönemin Silivri Cezaevi’nden sorumlu Cumhuriyet Savcısı Metin Arda, intihar olayının ardından yıllar sonra ilk kez konuştu. Arda, Garipoğlu’nun ellerinin serbest olduğunu belirterek, havasız kaldığında can havliyle poşeti neden yırtmadığını olay yerinde görevli Adli Tıp personeline sorduğunu söyledi. Arda, bu durumu "Uyuşma ve baygınlık" şeklinde ifade ettiğini aktardı.
''İple intihar etmedi''
Haberi aldıktan sonra kurum müdürüyle birlikte koğuşa gittiklerini belirten Arda, savcı gelene kadar Garipoğlu’nun başındaki poşete hiç müdahale edilmediğini ifade etti. Arda, “Pencerede ip kalıntısı vardı. Onu bir denemiş. Onda sanırım cesaret edememiş olabilir. Bu poşet yöntemini denemiş.” ifadelerini kullandı.
Neler yaşanmıştı
Bahçeşehir'de 2009 yılında Münevver Karabulut'u acımasızca katleden Cem Garipoğlu’nun, 2014 yılında Silivri Cezaevi’nde intihar ettiği bildirilmişti. Ancak Karabulut ailesi bu ölümle ilgili şüphelerini dile getirerek mezarın açılmasını istemişti. Bu talep üzerine, hem Karabulut hem de Garipoğlu aileleri, kamu vicdanını rahatlatmak amacıyla mezarın açılmasına onay vermişti.