İzmir'de, İl Sağlık Müdürlüğü önünde bir araya gelen ebe ve hemşireler, "Aile Hekimliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" olarak bilinen ve kamuoyunda "Eziyet Yönetmeliği" olarak adlandırılan düzenlemeyi protesto etti. Hekimler de açıklamaya destek verdi.
Sağlık emekçileri adına yapılan basın açıklamasında, yönetmeliğin hem sağlık çalışanlarına hem de vatandaşlara eziyet içerdiği vurgulandı. Sağlık çalışanları, yönetmelikte yer alan "altı ayda bir zorunlu hasta takibi" uygulamasının koruyucu sağlık hizmetlerini aksatacağını ve kaynak israfına yol açacağını belirtti. Ayrıca, ebe ve hemşirelerin performans puanlama sistemiyle maaşlarının kesintiye uğramasına tepki gösterildi.
"Sadaka değil, hakkımızı istiyoruz"
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"Biz müşteri hizmetleri değiliz. Sağlık çalışanlarının emeğini ticarileştiren bu sisteme karşıyız. Bakanlık, olmayan aşıyı yaptırmadığımız için savunma istiyor, aile planlaması malzemeleri olmadan hizmet vermemizi bekliyor. Pandemi döneminde 'Hakkınız ödenmez' denildi ama ödenmedi. Şimdi ise maaşlarımızı formüllerle, katsayılarla kesiyorlar."
Sağlık çalışanları, iş güvencelerinin ellerinden alındığını, çalışma koşullarının her geçen gün daha da zorlaştığını ifade ederek, şunları ekledi:
"Yetinemiyoruz, yetiremiyoruz. Biz artık yorulduk. Bakanlığın politikalarından usandık. Bugün burada, emeği sömürülen, meslek onuru zedelenen sağlık çalışanları olarak hakkımızı istiyoruz."
"Aylardır aşı dolaplarımız boş"
Sağlık çalışanları, "Sesimizi duyuyor musunuz?" sloganıyla seslerini duyurmaya çalışırken, "Bakan Memişoğlu nerede?" sorusunu yönelterek yetkililere çağrıda bulundu. Açıklamanın devamında şu ifadeler kullanıldı:
Bu ülkede yıllardır aile planlaması malzemesi temin edilememektedir.
Doğum kontrol hapı yok, aylık iğne yok, üç aylık iğne yok, ria yok, kondom yok! Buna rağmen bizlere baskı yaparak, tutanak tutarak, 15-49 yaş kadın izlemi yapılması istenmektedir.
Aylardır aşı dolaplarımız boş, aşımız yok!
Bakanlık aylardır aşı temini be lojistiğini sağlayamamaktadır. Hastalarımızın menfaatini düşünen bizler, performans kaygısı gütmeden, tane hesabı verilen aşıları önce en gerekli gördüğümüze uygulama yönünde inisiyatif kullanmak zorunda bırakılmaktayız.
Aşıyı temin edemeyenler, lojistiğini de sağlamayıp tane hesabı verdikleri aşıyı görev yerlerimizi bırakıp gidip bizim almamızı talep etmektedir.
Yaşadığımız bunca eksikliğe ve aksaklığa rağmen şifa veren eller olmaya yılmaz bir gayret ile devam etmekteyiz.
Bu kadar iş yükünün altında, imkansızlıklarla çalışan bizleri bir de maddi zorluklarla karşı karşıya bırakmaktasınız.
Bakanlığın istedim oldu, yaptım oldu politikalarından yıldık, yorulduk.
Kamu binası olmayan, dükkandan bozma, güneş ışığı bile almayan yerlerde çalışmaya çalışmaktan yorulduk.
Olmayan aşı yapamadığımız için savunma vermekten yorulduk.
Olmayan malzemeyle aile planlaması hizmete vermeye çabalamaktan yorulduk."