Ege Bölgesi'nin en büyük doğal gölü olan Bafa Gölü, bu yıl yetersiz yağışlar nedeniyle kuraklık riskiyle karşı karşıya kaldı. Muğla ile Aydın arasında yer alan ve 8 bin yıllık kaya resimleriyle ünlü Beş Parmak Dağları'nın gölgesindeki bu sulak alan, doğal güzellikleri ve zengin biyolojik çeşitliliği ile uluslararası öneme sahip. Ancak, kuraklık nedeniyle göl su seviyesinin 30 metre geri çekilmesi, bölgedeki ekosistemi tehdit ediyor. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi’nden Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Bafa Gölü’nün durumu ve su kaynakları yönetimi üzerine açıklamalarda bulundu.
"Bölgede ki barajlarda da su seviyesi geriledi"
AA’nın haberine göre, Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) İnşaat Mühendisliği Bölümü Su Kaynakları Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Ceyhun Özçelik, Bafa Gölü'nü besleyen Büyük Menderes Nehri'nin taşıdığı kirleticiler nedeniyle zaman zaman kirlilik sorunları yaşandığını ifade etti. Özçelik, "Son yıllarda Bafa Gölü kuraklık nedeniyle oldukça zor dönemler yaşıyor. Bu her yıl gittikçe artıyor. Aslında kuraklık büyük Menderes Havzası'nın tamamında söz konusu. Bölgedeki barajlarda da su seviyeleri gerilemiş durumda." dedi.
"Burada su tahsisi ve yönetimini havza bazında gerçekleştirmemiz gerekiyor"
Yaşanan durumların göldeki balık türleri, göçmen kuşlar ve diğer canlılar üzerinde de olumsuz etkiler yarattığına dikkat çeken Özçelik, şöyle konuştu:
"Burada su tahsisi ve yönetimini havza bazında gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu, yalnızca göl için değil, aynı zamanda bölgenin doğal ve kültürel değerlerinin korunması açısından da büyük bir önem taşıyor. Yaz aylarında yağışların azalması nedeniyle Büyük Menderes Havzası'nda ciddi bir akış eksikliği yaşanıyor. Bu durum, sanayi tesisleri ve tarım alanlarından gelen atık sulardaki kirleticilerin konsantrasyonunu artırarak kirliliği yoğunlaştırıyor. Bu kirlilik artışı ve suyun azalması, göle akan su miktarını da düşürüyor. Bu nedenle, su kaynakları yönetimi, göle ulaşan su bütçesinin ve su kalitesinin kontrolü ile göl çevresindeki kirleticilerin denetlenmesi oldukça kritik bir öneme sahip."
Ekim ayıyla birlikte kurak dönemin sona erdiğini ve yeni su yılına geçtiklerini belirten Özçelik, kış yağışlarının gelmesiyle göle akan su miktarında önemli bir artış olacağını ve bu sayede gölün toparlanmasını beklediklerini sözlerine ekledi.