Cumhurbaşkanı Erdoğan, BRICS zirvesi dönüşünde uçakta basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Uçaktaki medya mensuplarının Devlet Bahçeli'nin Abdullah Öcalan'a yönelik çağrısına dair soru sormaması ve Erdoğan'ın bu konuya değinmemesi dikkat çekti.


TUSAŞ'a yapılan silahlı saldırıyla ilgili açıklamalarda bulunan Erdoğan, saldırının 'Suriye'den sızma şeklinde' düzenlendiğinin tespit edildiğini söyledi. Erdoğan açıklamasında şöyle konuştu: 


"Bu saldırıda TUSAŞ gibi güzide bir kuruluşumuzun seçilmiş olması manidardır.  Sadece bir kuruluşu değil, Türkiye’nin huzur ve güvenliğini hedef almışlardır...  Bu saldırının Suriye’den bir sızma hareketi şeklinde gelişmiş olduğunu özellikle öğrenmiş bulunuyoruz. Buna yönelik de tüm gece boyunca 40 ayrı noktaya operasyonlar yapıldı. Bu operasyonlarla çok çok ağır bedeller ödetildiği de ortada."


 İşte Erdoğan'a sorulan sorular ve yanıtları:


"Hedefimiz terörsüz bir Türkiye"


SORU: Türkiye, terörle mücadelesinde büyük mesafe aldı. Bundan sonra terörle mücadele nasıl devam edecek? “Terörsüz bir Türkiye inşa edelim” demiştiniz, bu nasıl olacak?


Terörle mücadeleden kesinlikle taviz vermemiz mümkün değil. Bu, kararlılıkla devam edecek ve terörü kaynağında yok etme politikamızı yine aynen sürdüreceğiz. Bundan da taviz söz konusu değil. Teröre sebep olan siyasi ve toplumsal nedenlerden finansal kaynaklara, dış desteklere kadar geniş bir yelpazede mücadele stratejisi belirledik. Bu stratejiyi çok boyutlu ve daha kapsamlı bir şekilde devam ettireceğiz. Şunun bilinmesini isterim, teröristler kukladır, bunlar taşerondur. Bizim hedefimiz terörsüz bir Türkiye’dir. Bundan taviz vermeyeceğiz, veremeyiz. Hedefimiz tam bağımsız, bir, bütün ve müreffeh Türkiye’dir. Kesinlikle şu andaki hükümetimizin “laf ola beri gele” şeklinde bir anlayışı söz konusu değildir. Biz terörü tamamen kaynağında kurutmak üzere çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Bunun kaynağı Suriye mi, Suriye… O zaman oradaki kaynak neyse biz orada gereğini, dün akşam yaptığımız gibi yaparız. Bundan sonraki süreçte de aynen bu şekilde bu kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz. Birliğimize saçılan nifak tohumlarını temizlemek, bu ayrık otlarını ayıklamak ve hepimizin olan bu vatanı aydınlık yarınlara hep birlikte taşımak zorundayız ve taşıyacağız. Bundan da taviz söz konusu değil. Bölgemizdeki gelişmeler bu gerçeği bir kez daha önümüze koymuştur. Ayrışan değil, kucaklaşan Türkiye idealine doğru kararlılıkla yolumuza devam ediyoruz.


SORU: PKK’nın Suriye kolu PYD/YPG ile mücadele ne durumdadır? Bununla birlikte Amerika’nın bölgeden çekilmesine yönelik tartışmalar uzunca bir süredir devam ediyor. Eğer böyle bir şey olursa PKK Suriye’de himayesiz kalır ve tasfiye edilir, böyle bir değerlendirmeniz var mı?


PKK’nın Suriye’deki kolu olan PYD/YPG özellikle terk edilmeye, yalnız bırakılmaya mahkumdur. Amerika bu terör örgütünü bir süre kucağında taşır, ama o süre dolunca da bunları kendi başına bırakmak zorunda. Suriye’deki istikrarsızlıktan faydalanan terör örgütünün, bazı Batılı ülkelerin himayelerine girmek için gösterdikleri gayret boşunadır. Bu ilanihaye devam etmez. Amerika’nın bölgeden çekileceği yönündeki tartışmalar, hatırlayın uzun zamandır sürüyor. Çekilmenin taktiksel olacağı, stratejik bir çekilme olmayacağı da tartışmaların uzamasıyla zaten ortaya çıktı. Amerika’nın bölgedeki terör örgütlerini kendi çıkarları ve İsrail’in güvenliği için kullandığı artık bilinen bir gerçek. Amerika bölgede İsrail’e her türlü araç, gereç, mühimmat tüm destekleri veriyor mu, veriyor. Para veriyor mu, veriyor. Bizim gözümüz de, kulağımız da topraklarımızın yanı başında yaşanan bütün gelişmelere açıktır ve bunlardan da taviz veremeyiz. Biz kendi topraklarımızın korumacısı, onların hamisi olacağız. Suriye’den veya farklı yerlerden bize herhangi bir sızma hareketi olabileceğini her an düşünmek durumundayız. Onun için de bütün güvenliğimizi ona göre almak durumundayız. Biz bölgedeki tüm terör örgütleriyle mücadelemizi kendi milli çıkarlarımız, sınırlarımızın güvenliği için sürdürüyoruz. Buna devam edeceğiz.


"BRICS ile ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz"


SORU: BRICS Zirvesi’ne katılarak önemli temaslarda bulundunuz. Şunu sormak istiyorum, Türkiye’nin BRICS’e üyelik başvurusu kamuoyunda duyulduktan sonra başlayan bir yön değişimi tartışması, soru işareti vardı. Siz de önceki açıklamalarınızda “BRICS’e katılma isteği NATO’ya alternatif değil” vurgusu yapmıştınız. Kazan Zirvesi sonrasında gelinen noktayı sormak istiyorum, Türkiye’nin durduğu yeri nasıl değerlendirirsiniz? Bir de Türkiye Kazan Zirvesi’nden ne tür sonuçlarla ayrılıyor?
BRICS yükselen ekonomilerin özellikle bir arada olduğu büyük bir platform. Bu gerçeği görmek durumundayız. Türkiye olarak BRICS ile ilişkilerimizi geliştirmek istiyoruz. BRICS üyesi ülkelerle ikili olarak zaten uzun yıllara dayalı ilişkilerimiz, birlikteliğimiz söz konusu. BRICS de diğer platformlar ve uluslararası oluşumlar da bizi ekonomik açıdan güçlendiren unsurlardır. Bunları da biz görmezden gelemeyiz. Hem Doğu hem Batı ülkesi olduğumuzu sürekli anlattık. Türkiye’nin BRICS ile iş birliğini ilerletmesi, ekonomik ortaklıklarımızın sayısını artırmayı karşılıklı saygı çerçevesinde bu dayanışmayı sürdürmemiz, “kazan-kazan” esasına göre hem BRICS ülkelerinin hem de ülkemizin çıkarınadır. Nitekim başta dönem başkanı olarak Sayın Putin olmak üzere yaptığımız ikili görüşmeler, bunları çok açık net ortaya koyuyor. Bu anlayıştan birilerinin bize yapmış olduğu telkinlerle vazgeçemeyiz. Kendi kararımızı kendimiz vermek suretiyle yolumuza devam edeceğiz.


"Arzumuz iki ülke arasında barış için müzakereleri başlatmak"


SORU: Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve Rusya heyetiyle yaptığınız görüşmeye dair biraz daha detaylı bilgi vermeniz mümkün mü? Ukrayna Savaşı'nda ateşkes arayışları ve Türkiye'nin arabuluculuk misyonuna dair yeni bir konu gündeme geldi mi? Bir de Putin de bu savaşı bitirmeye dönük yeni bir irade gözlemlediniz mi?


Amerika'da Türkevi’nde Ukrayna Devlet Başkanı Sayın Zelenski ile yaptığım görüşmede olduğu gibi, Sayın Putin’in de daimi ateşkesin sağlanması noktasında bir arayışının olduğunu gördük. Bunu zaten Dışişleri Bakanımız Hakan Fidan Bey ile Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov İstanbul’da yaptıkları görüşmelerle teyit ettiler. Karadeniz Tahıl Koridoru’nun canlandırılması, mayınların temizlenmesi konularının yanı sıra, dün akşam Sayın Putin ve heyetiyle yaptığımız görüşmede de esir takaslarıyla alakalı beklentilerin olduğunu gördük. Şu anda bu esir takaslarına yönelik adımları da yakın takibe almış bulunuyoruz. Biz sorunların diplomasi yoluyla çözülmesi konusunda elimizden geleni yapmaya devam edeceğiz. Arzumuz bir an önce iki ülke arasında barış için müzakereleri başlatmak, hayırlı neticeye ulaşacak yolu açmaktır. Buna muvaffak olmak için yorulmadan çalışmaya devam edeceğiz. Savaşın kazananı, barışın ise kaybedeni olmayacağını vurgulamaya devam ediyoruz. Bu savaş elbet bitecektir, bizim gayretimiz daha fazla kan ve gözyaşı akmadan tamamlanması içindir.

Muhabir: ALPEREN ÖZDEMİR