Halk buluşmasında konuşan TİP Genel Başkanı Erkan Baş sözlerine şöyle devam etti: "İddia ettikleri gibi karşımızda çok büyük bir güç, halkın çok büyük bir bölümünün desteğini almanın verdiği özgüvenle rahatlıkla hareket eden bir iktidar yok. Yarın kaybedebilirim kaygısıyla, korkusuyla yaşayan bir iktidar var karşımızda. Ben iddia ediyorum ki Tayyip Erdoğan şu anda aslında öz itibariyle dünyanın en yalnız insanı. Yani o iktidar koltuğunu, elindeki parayı kaybettiği anda bugün en yakınında olanların bile onu terk edeceğinin bilincinde. Aslında parayla iktidarın gücüyle çevresini kalabalık tutmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız. Burada yaşı benden büyük abilerim, ablalarım var hatırlayacaklar. Turgut Özal'da bunun gibi değil miydi? Hani hiç gitmeyecek diye düşünülüyordu değil mi? Sonsuza kadar kalacak diye düşünülüyordu. Şimdi adını anan kaç kişi kaldı? Kimse hatırlamıyor bile. Daha niceleri. Bu memleket neler gördü geçirdi? Bunlardan hiçbirisine bu ülke kalmadığı gibi Tayyip Erdoğan'a da kalmayacak. Gayet farkında bu durumun. Ama kaybettiği anda işledikleri o kadar büyük suçlar var ki kendisinin ve çevresindekilerin bunun faturasını ödememek için şu anda ne yapıyorlar? Bakın biz geçen gün mecliste yaptıkları şeyin özü de budur aslında. Diyorlar ki siz haklı olabilirsiniz. Doğru olabilirsiniz. Biz size lafla bunun aksini ispat edemeyiz. Biz konuşarak haklı olduğumuzu anlatamayız. O yüzden ne yaparız? Biz kalabalığız, gücümüz çok. Kaba kuvvetle sizi sustururuz, ezeriz, sindiririz diye düşünen bir iktidar anlayışıyla karşı karşıyayız. Bu iktidarın özü ve özeti budur aslında. Bunlar konuşamazlar, anlatamazlar, tartışamazlar."
Emekçiler, yoksullar, halk, bizler hepimiz bir araya gelirsek emin olun biz onlardan çok ama çok daha güçlüyüz
Baş "Vallahi billahi onlar güçlü değiller. Onlar güçlerini bizim örgütsüzlüğümüzden, bizim yalnızlığımızdan alıyorlar. Onların amacı bizi yalnız tek tek yakalayıp istedikleri her şeyi yaptırabilmek. Eğer bu ülkede emekçiler, yoksullar, halk, bizler hepimiz bir araya gelirsek emin olun biz onlardan çok ama çok daha güçlüyüz. Ama ne yapıyorlar? Sürekli olarak insanı insana düşman ediyorlar. Ya sen Kürtsün, o Türk, o Alevi, o Sünni, o kadın, o erkek, o siyah bu beyaz. Sen oralısın bu buralı. Sürekli olarak insanları birbirine düşman ederek bizim farklılıklarımızı kullanarak bizi birbirimize düşman ederek onlar iktidarlığını korumaya çalışıyor. O yüzden benim mesela Soma'daki bütün kardeşlerime sizler aracılığıyla sesimizin ulaştığı her yere söylemek istediğim en önemli şey bu. Beş parmağın beşi bir değil bunu bilelim. Biz hepimiz farklıyız. Farklı renklerdeyiz, farklı kültürlerdeyiz, farklı inançlardayız. Hepimiz farklı farklıyız ve farklılıklarımızla güzeliz aslında. Ama unutmamamız gereken ne? Bu beş parmağın beşi bir değil ama hepsi aynı bilekten çıkıyor. Eğer o bilek kesilirse o bilek zarar görürse beş parmağın beşi de işe yaramaz. Bunlar şunu istiyorlar; onlar istiyorlar ki bu beş parmağın beşi de ayrı ya. Böyle el açıp dilenelim bunlara. Çünkü bunlar günah işlediklerinin farkındalar." diye konuştu...