Son yıllarda Türkiye genelinde konut kiralarındaki hızlı artış, ev sahipleri ile kiracılar arasında yaşanan anlaşmazlıkların sayısını ciddi şekilde artırdı. Bu durum, özellikle mahkemelerde açılan davalarda belirgin bir artışa yol açtı. Enflasyonun yükselmesi ve kira artışlarına getirilen %25'lik sınırlama, taraflar arasındaki gerginliği daha da artırmıştı. Ancak, Temmuz ayında yapılan yeni düzenlemeyle birlikte kira artış oranlarının TÜFE'ye (Tüketici Fiyat Endeksi) geri dönülmesi ve bu oranın %65,93 olarak belirlenmesi, kira bedellerinde ani bir yükselişe neden oldu.

Yadel

Denge sağlanmaya çalışılırken memnuniyetsizlik arttı

Avukat-Arabulucu Hayriye Değirmenci Yadel, Son Mühür’e yaptığı açıklamalarda, bu gelişmelerin ev sahipleri ile kiracılar arasındaki dengeyi daha da bozduğunu belirtti. Yadel, "Şu anda iki taraf için de denge sağlanmaya çalışılırken bir tarafın daha memnun, bir tarafın ise memnun olmadığı bir durum ortaya çıktı. Kiracılar, yüksek kira artışlarıyla başa çıkmaya çalışırken, ev sahipleri ise bu artışlara rağmen beklentilerini karşılamayan kira bedellerinden dolayı memnuniyetsizliklerini dile getiriyorlar." dedi. Yadel ayrıca, iş yerleri için herhangi bir yasal düzenleme yapılmadığını ve zam oranlarının TÜFE ile belirlendiğini vurguladı.

Avukat Yadel, özellikle beş yılı aşan kira sözleşmelerinde, kiraya verenlerin kira tespiti davası açarak mevcut TÜFE oranının üzerine rayiç oranları ekleyip kira bedelini yeniden belirlediklerini açıkladı. Ancak, birçok mülk sahibinin %65,93’lük artış oranına rağmen hâlâ memnun olmadığını ifade eden Yadel, "Bu nedenle tahliye taahhütnamelerini devreye sokarak kiracılarla ilgili davalar açıyorlar. Ülkemizde şu an çok yoğun tahliye taahhütnamelerden kaynaklı davalar söz konusu." dedi. Yadel’e göre, bu durum sadece bireysel kiracılarla sınırlı kalmayıp, özellikle ticari kiralamalarda da ciddi anlaşmazlıklar yaşanıyor.

"Daha hızlı ve etkin çözüm: Arabuluculuk"

Yadel, artan dava sayısına dikkat çekerek, arabuluculuğun bu süreçteki kritik rolünü vurguladı. "Mahkemelerdeki dava yükü gün geçtikçe artıyor ve bu da yargı sürecini uzatıyor. Bu anlamda, iki taraf arasında denge sağlanması ve arabuluculuğun aktif bir şekilde kullanılması, sürecin daha hızlı ve etkin bir şekilde çözüme kavuşturulmasını sağlayacaktır." ifadesini kullandı. 

Muhabir: Alperen Özdemir