Hayat bir oyun...

Küçük bir oyun bu…

Hayat bir oyun, biz de oyuncuları olduğumuza göre Tiyatro Bayramımız kutlu olsun… Herkes gibi ben de oyun oynamayı severim. Yaptığım meslek gereği bazen farklı roller biçerim kendime… Kimi zaman doktor konuğum olur. Kimi zaman bir siyasetçi ile söyleşirim. Bir iş insanı ile buluşur, onun işinin uzmanıymışım gibi olurum. Önemli olan, seçtiğin rolü en iyi şekilde oynamak... Daha önceki bir yazımda yazdığım gibi her insan bir kitap gibidir. Bir insandan öğrendiğin bilgiler, senin o role adapte olmanı sağlar. Ama rolünüzü içtenlikle yapmanız gerekir. Oynadığınız rolde ruh yoksa karikatür gibi olursun. “Devamı Var”

Anılar…

Yer: Buca Belediyesi Kültür Merkezi

Yıldız tarihi, 27 Mart 1991

Tiyatro hocamız Macit Sonkan’ın yönetiminde çok özel bir program hazırlamıştık. Sonkan, İzmir Devlet Tiyatrosu oyuncusu olduğu için o akşam sahnede olması gerekiyor. Biz ise onun yanımızda olmasını istiyoruz. Ancak bu mümkün değil bir gün önce öyle bir konuşma yapıyor ki hepimizin içinde onun ruhundan parçalar yayılıyor. Keskin bakışları ve gür sesiyle “Başaracaksınız yeter ki birbirinize güvenin ve ekip olun. Tüm kalbimle size inanıyorum çocuklar… Son provadaki gibi olsanız yeter zaten… Sonuna yetişeceğim merak etmeyin seyirciyi avucunuzun içine alın. Onları birlikte selamlayacağız. Uzun zamandır bu gece için çalıştınız her şey kusursuz olacak…”  Yeşil Jeep’in onu bize zamanında getireceğini biliyoruz. “Seninle her şeye varım ben”

Günümüzde kilise olan Buca Kültür Merkezi’nin mistik ortamında seyirciyi karşılıyoruz. Onlarla eşit seviyedeyiz. Seyirci çember olmuş biz de içindeyiz çemberin… Çemberin içinde oynayacağımız oyunlardan replikler söyleyerek dönüyoruz hepimiz… Biraz şaşırıyorlar, onları provalarda yaptığımız kuramsal çalışmalarla ısıtıyoruz. Doğaçlama çalışmamız bittikten sonra, ay şeklinde yere oturuyoruz. Dünya Tiyatrolar Günü Evrensel Bildirisi’ni hepimiz birer cümle seslendirerek okuyoruz.

Ve Oyun zamanı…

İki farklı bakış açısıyla sahnelediğimiz “Broadwayli Kadın Oyuncu” oyununu önce Sezgin oynuyor... Sonra Arzu ve Ümit sahneye çıkıyor. Tennessee Williams’ın “Çökme Tehlikesi” eserini  canlandırıyorlar… “Tek yıldızsın sen mavi göğümde bir göz kırpsana bana…”  İpek’in “Broadwayli Kadın Oyuncu”yorumunu izledikten sonra… Ve sahne benim, daha doğrusu benim olacaktı. Wolfgang Borchert’ in “Kapıların Dışında” tek başına oynayacaktım. Ancak hocam benim tek başına Beckman Çavuş olmama dayanamadı Tüm ekip koro olarak bana katıldı. Sonuç çok daha etkili oldu. O parıldayan gözleriyle geleceği görüyor gibiydi sanki. Provalar çok sancılı geçti. Topal bacağımla her yerde Beckman Çavuştum. Macit Hocam “onu hisset” dediği için Emsal ile yürürken topallamaya, onun gibi konuşmaya başlamıştım. Bir savaş gazisi gibiydim. (O süreçte çektiklerinden dolayı GSF sınavlarına girmemi istememiş, onun yerine Ege Tv’ye benim adıma iş başvurusunda bulunmuştu. Onun sayesinde medyaya adım atmıştım.) “Caddeler hala kan kokuyor çünkü gerçeği orada öldürdüler.” Savaş karşıtı, savaşın gereksizliğini anlatan bir oyun… “ İnsanın karnı tok, sırtı pek oldu mu başkalarının yoksulluklarını okuması merhamete gelip iç çekmesi ne tatlıdır… Aşağıda insanların kulakları tıkalı yukarıda Tanrı’nın! Tanrı uyuyor, bizse yaşamaya çalışıyoruz…” İkinci Dünya Savaşı’nı anlatan, tüyleri diken diken eden, bıçak sırtı bir oyun… “Oysa seyirciler gülmek ister cimciklenmek değil” Oyun bitiyor… Salonda sessizlik… 20 sn sonra ayakta alkışlanıyoruz. Hepimizin gözleri dolu… Macit hoca son dakikalar yetişmiş söz verdiği gibi… Kemal Kaşgar ve Hakan Dündar gururlu… Çiçeklerle doluyor ellerimiz… Nedense bu oyunları bir daha sahnelemiyoruz. Ertesi gün yeni bir oyuna hazırlanmaya başlıyoruz. “Yunus Emre” O gün sahneyi paylaştığım dostlarımın çoğu bugün birer yıldız… “Her şeyden Çok”

27 Mart 2015

Bozyaka SGK Hastanesi…

Yüz felci geçirdiğim için gördüğüm tedavinin son günleri, odamda Buca Gençlik Sahnesi videolarını izleyip, fotoğraflara bugünü kutluyorum. Ege Tv’den dostlarım ziyaretime geliyor. Gazete ve kitap getiriyorlar.  Bakioğlu Holding’in Halkla İlişkiler Koordinatörü Nadide Sele, özel olarak ilgileniyor. Her gün telefonla konuşuyoruz. 03 Nisan’da hastaneden çıkıyorum. Funda alıyor arabayla, evde de bir süre dinleneceğim. Radyoyu açıyoruz. Kayahan şarkısı çalıyor. “Hayatta vazgeçmem senden…” Şarkı sonrası acı haber Büyük Usta’yı kaybetmişiz.  “Nasıl ayrılacağız seninle?” Sağlığı kötüye gidiyordu. Kanser aldı bizden… Şarkıları bizimle… Hayat bir oyun “Mevsim hala sen”

Bir Mudhik Oyun…

İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Derneği Atölye Açıkapı ile güçlerini birleştirerek Etkinlik ve Eğitim Merkezi'ni açtı. Atölye Açıkapı İzmir Kültür Sanat ve Eğitim Derneği'nin Etkinlik ve Eğitim merkezi olma yolunda ilk adımını attı. Dernek Başkanı Fatih Ay ve Atölye Açıkapı üyeleri Azat Serhat Koca, Andaç Beyhun ve Gizem Elif Asil' in organize ettiği güne kıymetli katılımcılar katıldı. Derneğin Etkinlik ve Eğitim Merkezi açılışını Burak Budak'ın yönettiği ve oynadığı “Bir Mudhik Oyun” ile yaptı. Bornova sanatın merkezi olma yolunda hızla ilerliyor. “Söz Güzelim”

Pul Koleksiyonu…

Özdilek Alışveriş Merkezi’nde muhteşem bir sergi açıldı. Çanakkale Zaferi özel pul koleksiyonunu görmeden alışveriş yapmayın. “Çanakkale geçilmez” sözünü hatırlatan sergide zaferin nasıl kazanıldığını göreceksiniz… “Seninle her şeye varım ben”

O bir Efsane…

Nadide Sele… Çaktırmadan öyle şeyler öğrendim ki ondan… Haftada bir gün Ege Tv ve Radyo Ege’ye gelir bir kahve molasında sohbet ederdik. Geçtiğimiz günlerde emekli oldu. Bakioğlu ailesi şanına yakışır biçimde uğurladı efsanemizi… Ben onun çalışma hayatından uzaklaşacağını zannetmiyorum. Bakalım göreceğiz. Bize aktaracağı çok bilgi var. Meslekte 41 yıl, holdingde 29 yılı geride bıraktı. O, her konuya pozitif bir bakış açısıyla yaklaşan ve daima gülümseyebilen bir iş insanı… Önce iş felsefesine sahip bir kadın… Ege Orman Vakfı’nın büyümesi için yaratıcı fikirler sunan kişi... 1996-2017 yılları arasında birlikte çalışmaktan onur duyduğum ablam… O bir efsane, onunla çalışmak çok güzeldi. Bizim ot olmamıza engel olup, hayatı öğrettiğin için teşekkürler… “Büyük Aşkım”

Alaçatı Ot Festivali…

Şimdi Çeşme zamanı, birbirinden özel etkinlikler ve otlu lezzetleriyle bu hafta sonu mutlaka Alaçatı’da olmalısınız. Havada ısındı. Nihayet bahar geldi… Hadi ne duruyorsun yolda okumaya devam edersin. “Emrin Olur”

Son Nefesime Kadar…

Fox Tv’de yayınlanan “Son Nefesime Kadar” dizisinin nefesi çok kısa sürdü. Düşük reytingler 5. bölümde final yapmasına neden oldu. Aslında ilginç bir konusu ve iyi oyuncuları vardı. Gerçek anlamda bir final bölümü değildi her şey havada kaldı. Bu ilk değil maalesef sonda olmayacak. Bu tür hamleler izleyiciyi de kaçırmakta ve kanala güven kalmamakta. Artık platformlar daha ön plana çıkmaya başladı. En iyisi sosyal medya sayfalarımızda SON MÜHÜR’ü takip edin. “Bir Aşk Hikayesi”

İzmir’in Gururu Marble…

30 Mart Çarşamba günü Marble kapılarını açıyor. 2 Nisan Cumartesi gününe kadar açık olacak fuarda Fuar İzmir’in her alanı kullanıldı. Yurt içi ve yurt dışından birçok alım heyetinin geleceği organizasyonda İzmir kazanacak. “Anla Halimden”

Büyük Usta…

3 Nisan 2015 tarihinde kaybettiğimizi anlattığım Kayahan’ın doğum günü ise 29 Mart’ta… Kızı Beste Acar çok özel bir doğum günü organizasyonu hazırladı. “Cennetten Besteler” adını taşıyan etkinlikte birçok sanatçı Kayahan şarkıları seslendirecek. İyi ki doğdun Büyük Usta… “Sen Mühimsin”

Sütlerin Efendisi veda etti…

Tire Süt Kooperatifi’nde 20 yıldır başkanlık yapan Mahmut Eskiyörük genel kurulda kaybetti. Kooperatifin yeni başkanı Osman Öztürk oldu. Yeni başkana başarılar dilerim. Eskiyörük, sonucun ardından sosyal medyada yaptığı paylaşımda traktör üstünde fotoğrafın altına “Bugünden itibaren geldiğim yere geri dönüyorum. Umarım kooperatif yaşamına devam eder. Hayırlı olsun “yazdı. “Allahım Neydi Günahım?”

Açın radyonuzun sesini…

Radyo Ege’de, Kayahan şarkılarının değerini arttıran sanatçımız Nilüfer söylüyor. “Esmer Günler”

Sen beni bırakıp böyle gitmezdin hiç, yapmazdın
Ayları geçti ayrılık, sen delisin
Sen beni bırakıp böyle gitmezdin hiç, yapmazdın
Ayları geçti ayrılık sen delisin

Yapma yapma
Sen de mi? Aklıma sığmıyor sen de mi?
Sen misin? Her şeyi silmekten bahseden
Böyle gitmek var mıydı?

Demek yine bana hüsran
Bana yine hasret var
Yine bana esmer günler düştü eyvah!
Yine bana hüsran, bana yine hasret var
Yine bana esmer günler düştü

Bitimsiz dostluklara, daima gülümseyin…