Annelerle ilgili klişeleri duymaktan bıkmış olabilirsiniz: "Cennet onların ayakları altındadır," "Anne sevgisi dünyadaki en saf sevgidir" falan... Ama işin tuhaf yanı, bu klişeler annem söz konusu olduğunda birden gerçek oluveriyor. Tabii onun cennet gibi ayakları, çoğu zaman benim dağınıklığımı toparlamaktan biraz yorgun…
23 Aralık Pazartesi onun 18. yaş gününü kutladık. Evet, her yıl tekrar tekrar 18. yaşına giriyor. Ama bir yandan da haklı: Annem yaşlanmıyor. O sadece bizim düzensizliklerimizi ve bitmek bilmeyen isteklerimizi taşımaktan zaman zaman yorgun düşüyor. O yüzden şimdi sadece "İyi ki varsın" desem de yetmiyor , çünkü zaten ne desem yetmeyecek.
Bizi Her Gün Yeniden Doğuruyor
Bu yıl da sözde onun doğum gününü kutladık. Ama gerçekte o, bizi her gün yeniden doğuruyor. Sevgiyle, sabırla ve bazen de o kendine has sarkastik bakışlarıyla..söylemeden söylüyor her şeyi. İşte annem tam da böyle biri: Sessizce kahraman, kendinden ödün vererek çevresini aydınlatan, ama bu ışığın farkına çoğu zaman varmayan biri.
Hayatta başardığım her şey onun sayesinde. Bugün kendimle gurur duyuyorsam, aslında dolaylı yoldan onunla gurur duyuyorum. Bir insanın sevgiyle neler yapabileceğini görmek ve sadece şefkat ve sevgiyle büyümek beni her durumda daha iyi bir insan yaptı… Yaşamın kendisi bile onun kadar görgülü ve sabırlı olsaydı, eminim dünya daha yaşanılır bir yer olurdu. Annemin bana olan arkadaşlığı ile daha güçlü bir insan oluyorum. Daha az ciddiye alabiliyorum. Çünkü bazen "Yapamadım," dediğimde, "önemli değil," diyecek kadar bilge. En üzüldüğüm anlarda tekrar ayağa kalkarsın diyebilecek kadar cesur ve bana inanan, şikayet etmek yerine sabreden, gözyaşı hep gözünün ucunda beklese de çok güçlü biri… iyi ki iyi ki benim annemsin.
İyi ki doğdun, canım annem. Seni çok seviyorum. Dünyanın senin gibi insanlara daha çok ihtiyacı var, Benimse sana hep ihtiyacım var… İyi ki benim annemsin, iyi ki hayatımın en önemlisi sensin..
Tekrar görüşünceye kadar hoşça kalın.