Yenikapı'daki cumhuriyet kutlamalarına Ekrem İmamoğlu'nun mesajları damga vurdu. ''29 Mayıs 2023 sabahı “değişim” diyerek yola çıktım. Çünkü bizim Atamıza büyük bir borcumuz var. Cumhuriyetimizin yeniden demokrasiyle buluşması için, Atatürk’ün kurduğu değerlere dönerek bu tarihsel sapmaya son verebilmek için yola çıktım' hatırlatmasında bulunan İmamoğlu, Evlatlarımızı güvende hissetmiyoruz.

Sağlığımızı güvende hissetmiyoruz. Adalete güvenimiz sarsılıyor. Eğitime inancımız sarsılıyor. Hastanelere güvenimiz sarsılıyor. Evde, sokakta, işte, okulda, hastanede, mahkemede hiç kimse kendini güvende hissetmiyor.

Her yerden bir çete fışkırıyor. Bu çürüme koca topluma sirayet ediyor. Eski dönemin aktörlerinden kurtulmalı, bu sayfayı kapatmalı ve yeni bir dönemin kapısını açarak tazelenmeliyiz' diye konuştu.

Bu yürüyüş hepimizin ortak yürüyüşüdür...

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun Yenikapı'daki Cumhuriyet kutlamasındaki tarihi konuşmasından öne çıkan başlıklar şöyle...


En büyük güvencesidir...

Cumhuriyet bu topraklarda doğan ve yaşayan her yaştan, her kökenden, her yaşam tarzından vatandaşların eşit haklara sahip olduğu, düşünce ve ifade özgürlüğünün savunulduğu bir düzen olarak kuruldu.
Cumhuriyet ve demokrasi, asla ve asla güçler ayrılığı olmadan ulusal bütünlüğü sağlayamaz. Yasamanın, yürütmenin ve yargının birbirinden ayrılması, demokratik cumhuriyetin en büyük güvencesidir. Bunun başka bir yolu yoktur.

Çok ağır bir sınavdan geçiyoruz...

Ne yazık ki, Cumhuriyet’imizin 101. yılını idrak ettiğimiz ülkemiz bugün, çok ağır bir sınavdan geçiyor. Demokratik Cumhuriyetimiz büyük kriz içinde. Bunun nedeni, 2016’dan bu yana Türkiye'nin tarihine, demokrasi tecrübesine uymayan, tepeden inme bir zihniyetle karşı karşıya olmamızdır.
Bizlere dayatılan bu sistem, ülkemizin tarihsel yolculuğunda bir sapma anlamına geliyor. Bize dayatılan sistem, her şeyden önce güçler ayrılığını reddediyor. Parlamentoyu küçümsüyor, milletin iradesini göz ardı ediyor.

Güvenimiz sarsıldı...

Adalet kurumlarını siyasetin aracına dönüştürüyor. Ve Cumhuriyet’in temeli olan liyakat ilkesini kökünden ortadan kaldırıyor.
Evlatlarımızı güvende hissetmiyoruz. Sağlığımızı güvende hissetmiyoruz. Adalete güvenimiz sarsılıyor. Eğitime inancımız sarsılıyor. Hastanelere güvenimiz sarsılıyor. Evde, sokakta, işte, okulda, hastanede, mahkemede hiç kimse kendini güvende hissetmiyor. Her yerden bir çete fışkırıyor. Bu çürüme koca topluma sirayet ediyor.

Bu sayfayı kapamalıyız...

Ülkemizi yoran bu zikzaklarla dolu dönemi artık geride bırakmalıyız. Yeniden kendimize güvenmeliyiz. Dün ne başardıysak, nasıl birlikte başardıysak, yine birlikte başarmalıyız! Eski dönemin aktörlerinden kurtulmalı, bu sayfayı kapatmalı ve yeni bir dönemin kapısını açarak tazelenmeliyiz.
Milletin egemenliğini hakim kılacaksak, vatandaşı yoksulluk ve işsizlik içerisinde piyasaların, sermayenin merhametine bırakamayız. Devletimizi, vatandaşlarına hukuki eşitlik kadar, imkan ve fırsat eşitliği de sağlamakla yükümlü hale getirmeliyiz. Sosyal adaleti, devletin temel prensiplerinden biri haline getirmeliyiz.

Atatürk'ün hayal ettiği gibi...

Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, tam da Atatürk’ün hayal ettiği gibi, özgürlük, eşitlik ve adalete dayalı, güçlü ve refah içinde bir ülkeyi inşa etmek sorumluluğuyla karşı karşıyayız.
İşte ben bunun için yola çıktım.
29 Mayıs 2023 sabahı “değişim” diyerek yola çıktım. Çünkü bizim Atamıza büyük bir borcumuz var. Cumhuriyetimizin yeniden demokrasiyle buluşması için, Atatürk’ün kurduğu değerlere dönerek bu tarihsel sapmaya son verebilmek için yola çıktım.

Bu yürüyüş hepimizin ortak yürüyüşüdür...

Bundan sonra her sabaha, “özgürlük, eşitlik ve adalete bir gün daha yakınız” diye uyanacağız. Bundan sonra her sabaha “gelecek endişesi duymadan, insan gibi yaşayacağımız yeni bir hayata bir gün daha yakınız” diye uyanacağız.
Kendi koltuklarından başka hiçbir şeyi düşünmeyen siyasetçilerin bizi “şu, bu” diye ayrıştırmalarına inat, tek yürek olmayı başaracağız. Bu yürüyüş milletin yürüyüşüdür. 86 milyonun yürüyüşüdür.
Bu yürüyüş hepimizin ortak yürüyüşüdür.

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı