ALPER TEMİZ - Açılışı yıllarca yılan hikayesine dönen, inşaat halindeyken birçok inşaat işçisinin eksik yatan maaşları ile gündem olan Bayraklı Şehir Hastanesi, yine krizlerle boğuşuyor. Açılışının üzerinden çok geçmese de; hastanede yaşanan personel eksikliği, mali kriz ve ulaşım sorunları katlanarak arttı. Hastanede bu defa da işçiler isyan etti. Haziran ayında hastane işçileri, asgari ücret dışında, gerçekleştirdikleri nöbet ücretlerini alamadıkları ve buna rağmen hem nöbet sayılarının artış göstermesi hem normal mesai saatlarinde iş yüklerinin standarttan çok fazla olması nedeniyle eylem düzenlemişti. Gerçekleştirilen iş bırakma eylemi sonrası 10 işçi işten çıkartıldı. Eylem esnasında Hizmet İş Sendikası da işçilere sahip çıkmış ve eylem gerçekleştiren işçileri sendikaya davet etmişti. Ancak hastane yönetiminin işçi haklarına karşı yürüttüğü olumsuz politikayı artırarak devam ettirdiği ifade edildi. İşçiler Son Mühür'e konuştu.

"Sendikalaştıktan sonra tehditler başladı"

İki bebek sahibi olduğunu ve mecbur kaldığı için baskılara katlandığını dile getiren bir hastane işçisi, "2 ay önceki eylemlerimizden sonra hemen hemen tüm hastane işçileri sendikaya üye oldu. Tüm işçiler örgütlü bir şekilde hak arama mücadelesine koyuldu. Sonraki süreçlerde ise hastane şefleri, bizim sendikaya üye olduğumuzu fark etti. Bu durumdan sonra şeflerin bizlere olan baskısı aşırı seviyede arttı. Sendikaya üye olarak hak arama çabamız, herkesi rahatsız etti ve bizim ya sendika üyeliğimizi bitirmek istediler ya da üyeliğini iptal etmeyenleri işten çıkartmakla tehdit ettiler. Ek olaraksa iş yükümüzü eskisinden çok daha ağır bir hale soktular" dedi.

"Nöbet ücretlerimizi bile bile ödemediler"

Engelli bir çalışan olan başka işçi ise, "Acil bölümünde de maaşlar eksik yattı. Bayramda çalıştığımız halde izinli gösteriliyoruz. Kimisinin 3, 4 yevmiyesi eksik yatıyor, kimisinin ise multinet kartına emeklerinin karşılıkları yatırılmıyor. Asgari ücret 17 bin TL ancak bu bile eksik yatırılıyor. Biz nöbetten sonra mesai imzası atıyoruz ancak, bu kağıdı bile yırtıp attıklarını fark ettik çünkü nöbet ücretlerini vermek istemiyorlar. Ben nöbet tuttuğumu kameralardan kanıtlamama rağmen, emeklerimin karşılığını vermediler. Bile bile ödemediler. İnsanlarda işten çıkartılma korkusu var ve maalesef bu hastaneye mecbur kaldığımız için geliyoruz, onlar bizim istifa etmemizi sağlamak için çirkin baskılar uygulasa da... Zaten aramızdan bir çoğumuz istifa da etti" şeklinde konuştu.

Gğltekin Şimşek

"İş verende, kanuna uygun davranma endişesi var..."

Hizmet İş Sendikası İzmir İl Başkanı Gültekin Şimşek ise, "Bundan birkaç ay önce mevcut aylık ücretlerdeki eksiklik ve çalışma koşulları nedeniyle bir protesto gerçekleşti. Biz de haber aldıktan sonra eyleme katıldık ve 'Bu eylemleri sendikalaşarak yürütürseniz daha güzel sonuçlar alınır' dedik. Hem maddi hem manevi olarak daha kanuni sonuçlar almak için sendikaya üye olmaları yönünde çağdıra bulunduk. Daha sonra iş veren ile görüşmeler gerçekleştirdik. İşçiler o protestoları kendi organizasyonları ile gerçekleştirmişti. Daha sonra bazı işçiler 'Bağımsız iş yapıp organize oluyorlar' denilerek işten çıkartıldı. Biz bu işten çıkartılan işçilerin 5 tanesi için hiçbir ücret dahi almadan davamızı açtık. Dava sürüyor. Daha sonraki süreçlerdeyse sendikal anlamda üyelikler devam etti ve birçok işçi Hizmet İş Sendikası'na üye oldu. 


Hastane yönetimine karşı isteklerimizi dile getirdik. Ancak iş veren kötü davranışlarını sürdürmeye devam etti. Sendikanın gelmesiyle de birlikte, sanırım iş veren kanuna daha uygun davranılacağı endişesine kapıldı ve işçilere baskı uygulamaya başladı. Bu maalesef Türkiye'nin kanayan yarası. Biz işçilere 'Sendikalaşma sizin Anayasal hakkınız, buna engel olamazlar' desek de, maalesef baskılarla gelen işçilerin işsizlik endişesi, işçileri eylemsizliğe sürükleyebiliyor. Sonraki süreçlerde işçiler tarafından bize somut şeyler ulaşmadı ancak bunun da sebebi baskı olabilir. Tüm işçiler sendikalaşsa ve kolektif bir şekilde hareket etse taşeron firma işçilere bu şekilde kötü davranabilir mi? Hayır" açıklamasını yaptı. 
 

Muhabir: Alper Temiz