İsrail'in İran'a gerçekleştirdiği hava saldırılarında Tahran yakınlarındaki Parchin ve Khojir askeri tesislerindeki yapıların vurulduğu bildirildi.
Eski bir BM silah müfettişi olan David Albright ve Washington'daki Deniz Analizleri Merkezi'nde (CNA) yardımcı araştırma analisti olan Decker Eveleth, saldırıların ardından ticari uydu görüntülerini inceledi.
Albright ve Eveleth, İsrail hava saldırılarının her iki tesiste de roket motorlarında katı yakıt karıştırmak için kullanılan binaları hedef aldığı sonucuna vardı. Araştırmacılar Parchin tesisinin İran'ın geçmişteki nükleer silah programıyla ilgili olduğunu, Khojir tesisinin ise bir füze geliştirme ve üretim kompleksi olduğunu tespit etti.
Reuters'a konuşan Albright, “Parchin'deki tesisler bir zamanlar İran'ın nükleer silah geliştirme çabalarının bir parçasıydı” dedi. “Saldırılar, katı yakıt üretimi için gerekli olan ve İran'ın füze kapasitesini sınırlayan 12 endüstriyel karıştırıcıya odaklanmış gibi görünüyor.”
S-300 hava savunma sistemi de vuruldu
New York Times, Parchin ve Khojir'in yanı sıra bir diğer hedefin de Tahran'daki İmam Humeyni Uluslararası Havaalanı yakınlarında konuşlu bulunan ve İran'ın hava savunma kapasitesi açısından kritik önem taşıyan Rus yapımı S-300 hava savunma sistemi olduğunu bildirdi. Times'ın aktardığı kaynaklar İran Devrim Muhafızları Ordusu'na (IRGC) ait çok sayıda füze üssünün de vurulduğunu belirtti.
İranlı yetkililer saldırılarda iki kişinin öldüğünü doğruladı ve bu ölümleri Tahran'ın güney ve batısındaki askeri tesislere yapılan saldırılara bağladı. İsrail güçleri İran'a ait askeri varlıkları ilk kez hedef almıyor: Nisan ayında da İran'ın Natanz nükleer tesisi yakınlarındaki benzer bir S-300 sistemini vurdukları bildirilmişti.
İsrail, denizaşırı operasyonlarla ilgili belirsizlik politikasına uygun olarak yorum yapmayı reddetti. Ancak analistler bu eylemleri İsrail'in doğrudan bir tehdit olarak gördüğü İran'ın balistik füze kabiliyetlerini sınırlamaya yönelik daha geniş bir stratejinin parçası olarak görüyor.