Diyarbakır'daki Narin cinayetinin yarattığı travmanın etkileri sürerken bu kez İstanbul'da 6 yaşındaki Şirin'den gelen acı haber yürekleri dağladı. Kendini koruyamayacak masum yavruların katledilmesi haberlerinin çoğalması İstanbul Barosu' u harekete geçirdi.

İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi adına yapılan duyuruda '31 Ekim’de kaybolan Şirin’in cansız bedeninin bir mezarlıkta bulunmasının derin üzüntüsünü ve öfkesini yaşıyoruz. Şirin, Narin, Leyla, Sıla, yeni doğan servislerinde öldürülen bebekler, sadece son birkaç ayda zihnimize kazınanlar…

Gerçek şu, çocukların en temel insan hakkı olan yaşam hakkı korunmuyor. Oysa mutlu ve sağlıklı bir çocukluk yaşamak, huzur ve güven içinde büyümek bütün çocukların en doğal hakkıdır' hatırlatmasında bulunuldu.
İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi'nden yapılan açıklamada şu bilgiler paylaşıldı...

Sistematik şiddet sarmalı...

Türkiye’nin taraf olduğu Çocukların Cinsel Suistimal ve Cinsel İstismara Karşı Korunmasına İlişkin Avrupa Konseyi Sözleşmesi (Lanzarote Sözleşmesi) başta olmak üzere taraf olunan uluslararası çocuk hakları sözleşmeleri ve ulusal mevzuatımıza göre çocuklar için güvenli yaşam koşulu sağlamak devletin görevidir. Evde, okulda, sokakta çocukların tehlike altında olmadan, korkusuzca yaşayabildiği bir ülke, devletin varlık sebebi, bütün toplumun sorumluluğudur. Çocukların katledilmesinin münferit elim hadiseler olmadığının, sistematik şiddet sarmalının bir parçası olduğunun bilincindeyiz.

Tüm sorumlulardan hesap soracağız...

 Şirin kayboldu, bir mezarlıkta ölü bulundu, onu koruyamamanın utancı hepimizin. Herkes bilsin ki İstanbul Barosu Çocuk Hakları Merkezi olarak biz bu davanın takipçisiyiz, etkin bir soruşturma ve kovuşturma yürütülmesi için üzerimize düşeni yapacağız, sadece faillerden değil tüm sorumlulardan hesap soracağız. 
 Tek bir çocuğun daha yitip gitmemesi, bu ülkenin kadınlar ve çocuklar için bir cehenneme dönmemesi için acilen yetkilileri asli sorumluluklarını yerine getirmeye çağırıyoruz.  

Muhabir: Bünyamin Dobrucalı