Son Mühür / Beste Temel - İzmir Mimarlık Merkezi, yaratıcı sektörlerin geleceğini tartışmak ve kültürler arası iş birliklerini geliştirmek amacıyla önemli bir etkinliğe ev sahipliği yaptı.
“Yaratıcı Köprüler: İtalya ve İzmir” başlıklı konferans, İzmir İtalya Konsolosluğu’nun desteğiyle hayata geçirildi. Etkinlik; Türkiye ve İtalya’dan gelen akademisyenler, tasarımcılar ve iş dünyasının önde gelen isimlerini bir araya getirdi.
Girişimlerin devamı gelecek
Tasarım, moda, mimarlık, teknoloji ve girişimcilik gibi farklı disiplinlerin kesişiminde gerçekleşen konferans, gün boyu süren yoğun katılım ve etkileşimle dikkat çekti. İngilizce ve Türkçe simultane çeviri desteğiyle katılımcıların her aşamada dahil olduğu etkinliğin açılış konuşmasını yapan İzmir İtalya Konsolosu Daniele Bianchi, “Create in İzmir” projesiyle güçlü bir iş birliği zemini oluşturduklarını ifade etti. İzmir’de yaratıcı sektörlerden önemli isimleri ağırlamaktan duydukları memnuniyeti dile getiren Daniele Bianchi, bu tür girişimlerin devamının geleceğini vurguladı.
“Gelecek vizyonuna yön veren stratejik bir adım”
İzmir Ticaret Odası (İZTO) Meclis Başkanı Selami Özpoyraz, yaratıcı endüstrilerin artık yalnızca kültürel değil, aynı zamanda ekonomik ve sosyal kalkınmanın temel bileşenlerinden biri olduğunu belirtti.
Selami Özpoyraz, “Yaratıcılık, yalnızca sanatsal bir yetenek olarak değil; ekonomik büyümenin, sosyal dönüşümün ve uluslararası iş birliğinin anahtarı olarak görülüyor. Tasarım, moda, mimarlık, teknoloji ve girişimcilik gibi alanlarda ortaya çıkan yaratıcı endüstriler, ülkelerin rekabet gücünü belirleyen temel faktörlerden biri haline geldi.
Bu bağlamda, Türkiye ve İtalya gibi güçlü kültürel miraslara ve yaratıcı potansiyele sahip iki ülkenin bir araya gelmesi, sadece akademik bir tartışma değil; aynı zamanda gelecek vizyonuna yön veren stratejik bir adımdır.
Made in Italy kavramı, yaratıcı endüstrilerde dünya çapında bir kalite ve estetik anlayışını temsil ederken, Türkiye’nin de genç, dinamik ve üretken yaratıcı nesli bu vizyonla birlikte ilerleyecek büyük bir potansiyele sahiptir” diye konuştu.
Kurumsal ve toplumsal bir dönüşüm aracı
Değişen dünyada yaratıcı düşüncenin artık bir lüks değil, gereklilik olduğunu ifade eden Selami Özpoyraz, şirketlerin sürdürülebilirlik ve teknolojiyle şekillenen yeni çağda yaratıcı çözümlere yönelmek zorunda olduğunu vurguladı.
Selami Özpoyraz, "Bizler iş insanları olarak, yaratıcılığın yalnızca bireysel değil; aynı zamanda kurumsal ve toplumsal bir dönüşüm aracı olduğuna inanıyor, İzmir Ekonomi Üniversitesi’nin bu dönüşümün bir parçası olmasından gurur duyuyoruz” ifadelerini kullandı.
“Yaratıcı ekonomi için olmazsa olmazdır”
İzmir Ekonomi Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Hakan Abacıoğlu ise, Create in İzmir projesinin yalnızca yaratıcı endüstrileri değil, turizm ve imalat sektörlerini de kapsayan geniş bir iş birliği alanı sunduğunu belirtti.
Avrupa Birliği ve Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı destekli proje, EGİAD, İZKA ve İzmir Vakfı’nın ortaklığıyla yürütülüyor. Yusuf Hakan Abacıoğlu, Üniversiteler, eleştirel ve yaratıcı düşünmeyi, disiplinler arası iş birliğini ve küresel katılımı teşvik ederek bu manzarada önemli bir rol oynarlar; hepsi de gelişen bir yaratıcı ekonomi için olmazsa olmazdır.
Kültür, tasarım ve inovasyona derinden bağlı iki ülke olan Türkiye ve İtalya'dan yaratıcı zihinleri ve profesyonelleri bir araya getiren bu buluşmaya ev sahipliği yapmaktan onur duyuyoruz” dedi.
"İzmir, göçebeler için bir merkez haline gelebilir"
Konferansta düzenlenen “İş Birliği Ağları ve İnovasyon” başlıklı panelde konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Emre Kızılgüneşler, dijital göçebeler için İzmir’in cazip bir merkez haline gelebileceğini dile getirdi ve “Bali, Tayland, Zanzibar gibi lokasyonlar, girişimcilik için önemli cazibe noktaları.
Genç dimağlar için odaklanma gerekli. Bunun bir bacağı da, Creative in İzmir programı kapsamında bu dijital göçebeler olabilir. İzmir'de bir kasabayı göçebeler için inşa edebilirsek, onlar meslektaşlarıyla aynı ortamı paylaşabilir ve fikir alışverişlerinde bulunabilirler. İzmir, göçebeler için bir merkez haline gelebilir” dedi.
Geleceğin zihinlerine yatırım
Emre Kızılgüneşler ayrıca, genç yaş gruplarına yönelik bir dijital eğitim merkezi kurulması önerisinde bulunarak, “Orada, 8-9 yaşındaki çocuklara girişimcilikle ilgili birtakım analitik düşünce biçimlerini kazandırabileceğimizi düşünüyorum. Yüksek IQ seviyesindeki çocukları bir araya getirip uzay, yapay zeka gibi alanlarda birçok önemli öngörüyü aşılayabiliriz” dedi.
AR-GE’nin kurumsal varlık için temel olduğuna değinen Emre Kızılgüneşler, “Elektrik olmadan şirket çalışmaz, aynı şekilde AR-GE olmadan da o şirket işlevini tam oluşturamaz” diyerek inovasyonun önemine dikkat çekti.