30 Ekim 2020'de İzmir'de 117 vatandaşın hayatını kaybetmesine yol açan depremin dördüncü yılı geride kalırken, benzer acıların yaşanmaması için kapsamlı önlemler alınmaya devam ediyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi, kentin afetlere karşı dayanıklılığını artırmak ve doğayla uyumlu, güvenli yaşam alanları oluşturmak amacıyla Deprem Master Planı çalışmalarını hızlandırdı.
Uygunluk haritaları hazırlanacak
Deprem Master Planı için oluşturulacak yapı envanteri, depremsellik-tsunami araştırmaları ve mikrobölgeleme etüt çalışmaları tamamlandığında, güvenli bir kent için gerekli veriler elde edilmiş olacak. Tüm araştırma sonuçları entegre edilerek, deprem etkisinde yapı-zemin etkileşimi en doğru şekilde analiz edilecek. Deprem tehlike haritası ve yerleşime uygunluk haritaları hazırlanacak, ayrıca kıyıları etkileyen tsunami tehlikesi modellenecek.
Bilimsel yaklaşımla ele alınacak
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, geçtiğimiz eylül ayında “2024 İzmir Deprem Master Planı Çalıştayı”na ev sahipliği yaparak, İzmir’in olası bir deprem için hazırlıklarını bilimsel bir yaklaşımla ele aldı. Çalıştayda, Deprem Risk Yönetimi ve Kentsel İyileştirme Daire Başkanlığı'nın yürüttüğü tüm çalışmalar değerlendirildi. 102 kurum ve kuruluştan 250 uzmanın katıldığı çalıştayda, 1999 yılında tamamlanan İzmir Deprem Master Planı’nın güncellenmesine yönelik yeni bir yol haritası belirlendi. Master Plan için ayrıca Bilim Kurulu ve Danışma Kurulu oluşturulacak ve projenin bir yıl içinde tamamlanması planlanıyor.
100 bin bina için envanter
İzmir'de yaklaşık 906 bin yapı bulunuyor ve bu yapıların %88'i 1999’daki Deprem Yönetmeliği öncesi inşa edilmiş olup, yapı denetim hizmeti almamış. Bu bağlamda, Türkiye’nin en kapsamlı deprem araştırma ve risk azaltma projelerinden biri olarak, İzmir Büyükşehir Belediyesi, yapı stoku çalışmaları çerçevesinde İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi ile iş birliği yaparak Bornova ve Bayraklı’da yaklaşık 100 bin binanın envanterini çıkardı. Bu çalışma sayesinde, binaların deprem anındaki davranışları belirlenecek ve her bir bina için detaylı bilgi içeren kimlik belgeleri oluşturulacak. Böylece ruhsat, mimari proje gibi belgelere ve en yakın toplanma alanına hızlı erişim sağlanacak. Yapı envanteri ile önceliklendirilen yapılar üzerinden bölgesel sonuçlara ulaşarak yüksek öncelikli kentsel iyileştirme bölgeleri belirlenecek.
“İzmir İli Depremsellik Araştırması Projesi”
Depremsellik-Tsunami Araştırması ve Mikrobölgeleme Etüt Çalışmaları kapsamında önemli adımlar atılmakta. İzmir Büyükşehir Belediyesi, ODTÜ, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi ve İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile iş birliği yaparak bu projeleri yürütüyor. İzmir il merkezini referans alan 100 km. yarıçaplı alanda yürütülen “İzmir İli Depremsellik Araştırması Projesi”, ülkemizin en kapsamlı deprem araştırma projesi olarak öne çıkıyor. Bu proje tamamlandığında, İzmir’in gelecekte karşılaşabileceği depremlerin büyüklükleri ve olası tsunami senaryolarına dair somut bilgiler elde edilecek.
Çalışmalar tüm kenti kapsıyor
Mikrobölgeleme çalışmaları ile İzmir’in zemin yapısı derinlemesine inceleniyor. 30 Ekim İzmir Depremi’nden en fazla etkilenen Bornova baseninin zemin yapısı ve davranış özellikleri üzerine araştırmalar hızla sürdürülüyor. Bornova mikrobölgeleme çalışmaları kapsamında 7 bin 12 hektarlık alanda yaklaşık 1500 adet sondaj kuyusu açılmış durumda. 2024 yılı sonuna kadar Bornova’daki çalışmalara devam edilecek, Konak ve Bayraklı ilçelerindeki çalışmaların ise 2025 yılına kadar tamamlanması hedefleniyor. Karşıyaka ilçesinde de yaklaşık 2 bin hektarlık alanda mikrobölgeleme çalışmaları için ihale süreci başlatıldı. 11 merkez ilçe öncelikli olmak üzere tüm ilçelerde mikrobölgeleme çalışmalarının aşamalı olarak tamamlanması planlanıyor.
İlk kez İzmir’de uygulanıyor
30 Ekim 2020 depreminin etkilediği Bornova'da zemin örnekleri, Türkiye’de ilk kez İzmir’de kurulan Egeşehir Laboratuvarı’nda incelendi. Burada yaklaşık 30 bin deney gerçekleştirilmiş olup, Egeşehir Laboratuvarı, Türkiye’de rezonant kolon ve bender element deneyleri yapabilen ilk ve tek laboratuvar olma özelliği taşıyor. Mühendislik kapsamında konsolidasyon, zeminde tek ve üç eksenli basınç dayanımı, kesme kutusu, kayada makaslama ve kayada üç eksenli basınç dayanımı testleri yapılmakta. Ayrıca, zemin fiziksel deneyleri su içeriği, kıvam limitleri, elek ve hidrometre analizi ile özgül ağırlık ölçümlerini kapsamaktadır.