Son Mühür / Arif Enes Durak - İzmir Adliyesi C Kapısı önünde toplanan avukatlar adında basın açıklamasını İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz okudu. Yılmaz, “Bizler Avukatlar Günü’nü bu ahval ve şerait içinde anlıyoruz” dedi.
Sefa Yılmaz, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“Hukukun fiilen ortadan kaldırıldığı, demokrasinin lağvedildiği, yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı gibi söylemlerin herkesin yüzünde müstehzi bir gülümseme yarattığı günlerden geçiyoruz. Demokratik, anayasal haklarını kullandıkları için pırıl pırıl 301 gencimizin cezaevine atıldığı, en ufak bir muhalif sesin bile şiddetle, yargı sopasıyla cezalandırıldığı, korkudan nefes bile alamayacak bir toplum yaratılmaya çalışıldığı bir dönemi yaşıyoruz”
Yılmaz, Anayasa Mahkemesi kararlarına rağmen cezaevinde tutulan milletvekili ve avukat Can Atalay’a ilişkin, “Anayasa Mahkemesi kararlarının tanınmadığı, siyasetten arınmış bir yargılama fikrinin ütopyaya dönüştüğü bir dönemden geçiyoruz” ifadesini kullandı.
İstanbul Barosu yönetimine yönelik soruşturmaları da eleştiren Yılmaz, “Türkiye tarihinde ilk kez bir baronun, İstanbul Barosu yönetiminin hukuki hiçbir dayanağı bulunmayan, salt savunmaya gözdağı vermek amaçlı açılmış bir davaname ile görevden alındığı, görevlerini yaptıkları için haklarında jet hızıyla ceza soruşturması açıldığı ve İstanbul Barosu Yönetim Kurulu Üyesi Av. Fırat Epözdemir’in daha önce kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla kapatılmış olan dosyanın tekrar canladırılarak cezaevine konulduğu bir süreci yaşıyoruz” dedi.
“Hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin dahi kalmadığı bir coğrafyada avukatlık yapıyoruz"
Tahir Elçi’nin öldürülmesi, Ebru Timtik’in ölüm orucu ve Selçuk Kozağaçlı ile Selahattin Demirtaş’ın cezaevinde bulunmasına dikkat çeken Yılmaz, “Hukukun hiçbir kırıntısının kalmadığı, avukatsız bir yargı hayal edenlerin iktidarında görev yapıyoruz. Açık bir cezaevine döndürülen, hukukun hiçbir kırıntısının kalmadığı, en demokratik taleplerin bile şiddet ve hapishane ile bastırılmaya çalışıldığı, kayyum uygulamalarının vaka-i adiyeden sayıldığı, 35 senelik diplomaların bir gecede iptal edildiği, siyasi rakiplerin şafak operasyonlarıyla hapse atıldığı; tüm bunlara karşı ses çıkaranların ise terörist ilan edilerek soruşturma/tutuklama sopası ile ses çıkaramaz hale getirilmek istendiği bir ülkede, hiç kimsenin can ve mal güvenliğinin dahi kalmadığı bir coğrafyada avukatlık yapıyoruz” diye konuştu.
Sefa Yılmaz, “İzmir Barosu avukatlarının kararlılığı tüm Türkiye’de önemli bir etki yarattı. Demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne olan inancımızı en yaratıcı eylemlerle ortaya koymaya devam edeceğiz” diyerek sözlerini noktaladı.
Basın açıklamasına katılan avukatlar; “Avukata şiddete son”, “Avukat güvende değilse yurttaş tehlikede”, “Avukatın sesi kesilirse yurttaşın nefesi kesilir” yazılı pankartlar taşıdı. Katılımcılar, “Susmuyoruz korkmuyoruz biat etmiyoruz” sloganları attı.