GAMZE ESKİKÖY- İzmir Barosu Başkanı Av. Sefa Yılmaz, baro binası önünde 'Özgür Kürsü'de bir açıklama yaptı. Av. Yılmaz, çocukların hafta içi bir gününün okulda dört gününü ise işçi olma yolunu açan MESEM'de geçirildiğinin altını çizerek "Pazartesi itibarıyla okullar açıldı ve yüz binlerce çocuk  eğitim hayatına başladı. Açılan okulların bir kısmında ise MESEM adı altında haftanın bir günü okulda dört günü ise ucuz iş yerlerinde çocuk işçi çalıştırılıp emekleri sömürülüyor. Siyasi iktifar da bu duruma dilini lal etmiş" ifadelerine yer verdi.

''MESEM çocukların yaşam hakkını ihlal ediyor''

İzmir Barosu Başkan Yardımcısı Zöhre Dalkıran, Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulmasının çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere, çocukların pek çok hakkını ihlal ettiğini belirtti.

Dalkıran, ‘’Bu hafta yeni bir eğitim ve öğretim dönemi başladı. Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) uygulaması, çocukların yaşam hakkı başta olmak üzere pek çok hakkını ihlal etmeye devam ediyor.Haftanın dört günü iş yerinde bir günü okulda verildiği söylenen “mesleki eğitim”, tamamen içi boşaltılmış müfredat ve güvencesiz koşullarda çocukların çalıştırılması ile karşımıza çıkıyor. Yeri okul olan çocuklar geleceksiz kılınırken bir yandan da kontrolsüz olarak yetişkinlerle aynı ortamda uzun süre bulunmak zorunda bırakılıyor. Bu durum onları istismara karşı korunmasız kılıyor. Aynı zamanda haftanın sadece bir günü okula giden öğrencilerin, okulla ve rehber öğretmenlerle olan bağlarının zayıflığı ise korunmasız kılınan çocukların yardım isteyeceği yerlerin ellerinden alınması anlamına geliyor’’ dedi.

''MEB çocukları erken bir yaşta ucuz işgücüne dâhil ediyor''

Dalkıran, MESEM uygulaması kapsamında adeta “işçi” olarak çalıştırılan çocukların çalıştırılmaları iş, kendileri işçi olarak hukuki koruma altında bulunmadığı için bir işçinin sahip olduğu haklara dahi sahip olamıyorlar.  Bu da kanunda açıkça çalıştırılması yasak olan kimi yaş grubundaki çocukların da hatta kimi zaman ağır koşullarda  çalıştırılmalarına neden olduğunu açıkladı.

''MEB gereken istihdamı oluşturmuş değil''

4+4+4 olarak ifade edilen eğitim sisteminin bir sonucu olarak çok erken yaşta çocukların okula başlaması nedeniyle erken yaşta lise çağına erişmeleri söz konusu olduğunu belirten Dalkıran, ‘’Bu nedenle de hukuken yasak olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çok erken bir yaşta ucuz işgücüne dâhil ettiğini eleştirdi. Dalkıran sözlerini şöyle sürdürdü:

‘’Mevzuata göre, çocukların ve gençlerin staj görmekte oldukları işletmelerde sağlıklarının ve güvenliklerinin denetiminin sorumluluğu Milli Eğitim Bakanlığında. Fakat MEB, bu denetimi halihazırda yoğun ders programları bulunan öğretmenler aracılığı ile yapıyor. Bu da denetimlerin oldukça seyrek yapılmasına ve kâğıt üzerinde kalmasına neden oluyor. Çünkü sorumluluğun gereği gibi yerine getirilmesi için gereken istihdam ve çalışma planı oluşturulmuş değil.

Bu durum, aynı zamanda çocukların ve gençlerin eğitimlerinin çok ötesinde, normalde yasak olan ağır çalışma koşullarında çalışmalarına ve bu nedenle yaşam haklarının dahi tehlikede bulunmasına neden oluyor. Çoğu kez de çocukları çocukluklarını yaşamaktan alıkoyuyor, potansiyellerini eksiltiyor, fiziksel ve zihinsel gelişimlerine zarar veriyor.’’

''MESEM'ler çocuk emeğinin sömürüsü haline getirildi''

Çocuk emeğinin sömürüsünü kurumsal hale getirildiğini söyleyen Dalkıran, ‘’Türkiye’nin de taraf olduğu Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 32. maddesi, Sözleşmeci Devletlere çocukların ekonomik sömürüsüne karşı çocukların korunması için önlem alma yükümlülüğü yüklemektedir. Madde şu şekildedir: “Taraf Devletler, çocuğun, ekonomik sömürüye ve her türlü tehlikeli işte ya da eğitimine zarar verecek ya da sağlığı veya bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlâksal ya da toplumsal gelişmesiiçin zararlı olabilecek nitelikte çalıştırılmasına karşı korunma hakkını kabul ederler.” Fakat tam da maddede sayılan koşullarda çocukların ekonomik olarak sömürülmesi durumuna karşı önlem almak bir yana, siyasi iktidar bu koşullarda çocukların çalıştırılmasını çalışma politikasının bir parçası haline getirerek MESEM’ler aracılığıyla çocuk emeğinin sömürüsü kurumsal hale getirmiştir’’ dedi.

''MESEM uygulaması derhal son verilmeli''

MESEM uygulamasına tüm bu nedenlerle derhal son verilmelsi gerektiğini vurgulayan Dalkıran, ‘’Uygulama devam ettiği süre boyunca da çocuğun üstün yararı gereğince okulda geçirilen sürenin artması, okul müfredatının zenginleştirilmesi, denetim mekanizmasının işlevsel kılınması, staj amacı taşımayan çalıştırma halleri için işletmelere yaptırım uygulanması, sadece çocukların güvenliklerini ve sağlıklarını tam olarak korumaya yetkin şirketlerin uygulama kapsamına alınması ve bu koşulların denetime elverişli olacak şekilde açıkça düzenlenmesi gerekmektedir’’ diyerek sözlerini noktaladı.

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY