Son Mühür / Merve Turan - İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Orman Fakültesi Havza Amenajmanı Anabilim Dalı Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Ufuk Özkan’ın katılımıyla gerçekleştirilen seminerde, Çiğli’nin çevresel, sosyal ve ekonomik yapıları ele alındı.
Seminerde, bölgenin sürdürülebilir kalkınma potansiyeli üzerinde yoğunlaşılarak, doğal kaynakların korunması ve havza yönetiminin önemi vurgulandı. Dr. Özkan, özellikle çevre koruma ve doğal kaynakların etkin kullanımı konularında değerli bilgiler sunarak, Çiğli’nin sürdürülebilir kalkınması için çözüm önerileri sundu.
Taşkın ve sel riskleri artıyor
Dr. Ufuk Özkan, Çiğli’de son yıllarda sıcaklıkların arttığını ve özellikle 1990’lardan bu yana kentsel ısı adası etkisinin belirginleştiğini ifade etti. “Kentsel ısı adası, kırsal alanlara kıyasla daha yüksek sıcaklıklara maruz kalan kentleşmiş alanları ifade etmektedir” diyen Ufuk Özkan, iklim değişikliğinin İzmir genelinde etkili olduğunu, ancak yağış miktarının değişmemesine rağmen düzensizleşen yağışlar nedeniyle taşkın ve sel risklerinin arttığını belirtti.
Su kaynaklarını koruma stratejileri
Dr. Ufuk Özkan, artan sıcaklıkların ve gece sıcaklıklarının yükselmesinin, bitkilerin kuraklık stresi yaşamasına ve su kaynaklarının azalmasına yol açtığını vurguladı. Su kaynaklarının korunmasının, hem insan sağlığı hem de ekosistem açısından kritik olduğunu belirten Özkan, Çiğli’nin kıyısal ekosistemlerinin korunmasının gerekliliğini dile getirdi.
İlçede yeşil alanların artırılması, geçirgen yüzeylerin yaygınlaştırılması ve dere kenarlarının korunmasının büyük önem taşıdığını söyledi. Ayrıca, dere kenarlarında beton yapılar yerine, en az 30 metre genişliğinde yeşil alanların oluşturulması gerektiğine dikkat çekti.
Yeşil koridor anlayışı
İzmir’in 2030-2050 yılları arasında tarım alanında ciddi zorluklar yaşayabileceğine dikkat çeken Dr. Özkan, bu süreçte su kaynaklarının yetersizliği nedeniyle gıda krizi ve işsizlik gibi sorunların gündeme gelebileceğini belirtti.
Orman arazilerinin yanlış kullanımının ve yangınların ormanları tehdit ettiğini ifade ederek, bu tehditlere karşı su tutma bahçeleri, yağmur bahçeleri ve yeşil çatılar gibi uygulamaların yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Ayrıca, Çiğli’deki yamaç arazilerinin su birikinti alanlarına dönüştürülmesi ve yeşil koridor projelerinin hayata geçirilmesi gerektiğine değindi. Yol ve kavşaklara ağaç dikilmesi, sulak alanların korunması ve artırılması gerektiğini belirten Dr. Ufuk Özkan, bu adımların su kaynaklarını koruyarak karbon salınımını azaltacağını vurguladı.
“Bu sorumluluğun bilincindeyiz”
Çiğli Belediye Başkanı Onur Emrah Yıldız, seminerde iklim değişikliğinin etkilerine karşı kararlı adımlar atacaklarını belirtti. Çiğli’nin kıyısal ekosistemler ve sanayi bölgeleriyle iç içe olmasının, bu bölgedeki iklim krizinden daha fazla etkilendiğini ifade eden Başkan Onur Emrah Yıldız, "Kentsel Su Yönetimi seminerimizde de gördük ki, iklim krizinin etkileri her geçen gün daha fazla hissediliyor.
Özellikle Çiğli gibi kıyısal ekosistemlere sahip, sanayi bölgeleriyle iç içe olan ilçeler bu durumdan daha fazla etkileniyor. İklim değişikliğinin yağış rejiminde yarattığı düzensizlikler, sel ve taşkın riskini artırırken, artan sıcaklıklar su kaynaklarımız üzerinde baskı oluşturuyor.
Biz, bu sorunun farkında olarak, yeşil alanları artırmak, suyun doğal döngüsünü destekleyen projeler geliştirmek ve Çiğli’nin ekosistemini koruyacak adımlar atmak için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çünkü biliyoruz ki, bugün aldığımız önlemler, yarın çocuklarımıza bırakacağımız Çiğli’nin kaderini belirleyecek.
Bu kapsamda, bilim insanları ve uzmanlarla iş birliği yaparak, Çiğli’yi iklim krizine karşı dirençli bir kent haline getirmek için kararlı adımlar atmaya devam edeceğiz. Yaşam kaynağımız olan suyu korumak hepimizin sorumluluğu ve biz bu sorumluluğun bilincindeyiz” dedi.