Engelli vatandaşlar, günlük yaşamlarında karşılaştıkları bir dizi zorlukla mücadele ederken, bu sorunların başında şehirlerin yapısal düzeni geliyor. Kentlerdeki altyapı eksiklikleri, toplu taşıma ve kamu alanlarındaki yetersizlikler, engelli bireylerin hayatını her geçen gün daha da zorlaştırıyor. İzmir’de de durum farklı değil. Şehirdeki engelli vatandaşlar, ulaşım ve altyapı eksikliklerinden ötürü günlük yaşamlarını sürdürebilmek için büyük çaba harcıyor.
Şehirdeki engelli vatandaşlar, hem kamu alanlarında hem de toplu taşıma sistemlerinde yaşadıkları sıkıntılar nedeniyle hayatlarını kolaylaştıracak düzenlemelerin eksikliğinden şikayetçi.
Özellikle alt yapı sorunları, engelli bireylerin günlük yaşamlarını daha da zorlaştırıyor. Kentin birçok bölgesinde kaldırım sistemlerinin yetersizliği, yokuşlu alanlarda engelliler için uygun rampaların bulunmaması gibi engeller, tekerlekli sandalye kullanan bireylerin büyük zorluklarla karşılaşmasına neden oluyor. Bunun yanı sıra, engelliler için ayrılan park alanlarının sıklıkla başka araçlar tarafından işgal edilmesi, trafikteki aksamalara yol açıyor.
Bir diğer büyük sorun ise, yürüyen merdivenlerin sık sık arızalanması. Engelli bireylerin toplu taşıma istasyonlarına erişimini kolaylaştırmak amacıyla yapılan yürüyen merdivenler, sürekli olarak arızalı durumda kalıyor. Bu da, özellikle hareket kısıtlılığı olan vatandaşlar için büyük bir engel oluşturuyor. İstasyonlarda, engelli vatandaşların ulaşımını kolaylaştıracak asansörlerin yetersizliği de dikkat çekiyor.
Ayrıca, İzmir'deki toplu taşıma araçlarının engelliler için tam anlamıyla erişilebilir olmaması da önemli bir sorun olarak gündemde. Otobüslerde ve metrolarda yer alan engelli rampalarının bazen kullanılamaz halde olması, engelli bireylerin ulaşımlarını aksatıyor. Engelli vatandaşlar, toplu taşıma araçlarında yeterli düzenlemelerin yapılmadığını ve bazen araçlara binebilmek için uzun süre beklemek zorunda kaldıklarını belirtiyor.
İzmir'de engelli olmanın zorlukları
Engelli hakları aktivisti Rıza Mutkilioğlu kenti engellilerin gözümnden değerlendirerek şöyle konuştu: "İzmir'in engelli vatandaşlar için yanaşabilir kir kent olduğunu düşünmüyorum. Özellikle yüksek olan ilçelerde, yani Karabağlar gibi, Buca gibi ilçelerdeki kaldırım sistemi engellilerin geçişlerini, yürüyüşllerini olumsuz etkiliyor. Buna örnek olarak, sadece sırtlarını saymazsak, Karşıyaka'yı düzayak olduğu için olumlu bir örnek olarak verebiliriz. Ama özellikle dediğim gibi Karabağlar gibi ilçelerde, özellikle yokuş yukarı olan mahallelerinde engellilerin kesinlikle zorlandığı bir durum var."
"İhtiyacımız olan toplumsal ahlak ve eğitim"
Vatandaşların bilinçli davranması gerektiğine dikkat çeken Mutkilioğlu Atina örneğini vererek şunları söyledi:
"Bizim galiba ihtiyacımız olan şey toplumsal ahlak ve eğitim. Örneğin, Atina’da iki yıldan bu yana kaldırım yerine sadece sarı çizgi kullanıyorlar. Yani sarı çizgi çiziliyor, bir tarafından araba gidiyor, diğer tarafından yayalar gidiyor. Hiç kimsenin aklına, çizginin öbür tarafına geçip arabaların geçmesini engellemek gelmiyor. Ama biz burada, neredeyse bütün kaldırımların önündeki rampalarda araba parkını görüyoruz ve tekerlekli sandalyeler özellikle bu rampaları kullanamıyor. Bu biraz daha dediğim gibi insanın vicdanı, bakışı ve öngörüsüyle ilgili bir şey. Tabii ki eğitim de çok önemli."
"Belediyeler görevlendirme yapmalı"
Belediyere düşen göreve dair de konuşan Mutkilioğlu "Belediyelerde, imar müdürlüklerinde nasıl mimar ve mühendis çalıştırmak mecburiyse, bütün belediyeler engelliler birimlerini de açmalı ve bu alanda çalışan, erişilebilirlik konusunda bilgisi olan insanlar görevlendirilmelidir. Bu konuda uzman kişiler çalıştırıldığında, belediyenin hizmetleri daha çeşitlenebilir diye düşünüyorum." dedi.