Prof. Dr. Eşen, Karşıyaka’daki yangın öncesinde bölgede bulunan bitki örtüsünün yağış sonrası yüzeysel akışı yavaşlattığını ve bu sayede sel riskini azalttığını belirtti. Yangın sonrası bölgede çıplak araziler kaldığını ve bu durumun özellikle kış aylarında sel olaylarına yol açabileceğini vurgulayan Eşen, "Su hasadı yöntemleri, bu tür risklerin önüne geçmek için etkili bir çözüm sunabilir. Bu yöntemler, yağışların ardından yüzeysel akışın yavaşlatılmasını ve suyun toprağa depolanmasını sağlar, bu da sel oluşumunu engeller" dedi.
Küresel iklim değişikliği, su kıtlığı ve orman yangınlarının sıklığının artmasıyla birlikte, İzmir ve Ege Bölgesi'nde yaşanan büyük yangınlar sonrası sel tehlikesinin de arttığına dikkat çeken Eşen, "İklim değişikliğiyle birlikte kuraklık ve yangın olayları daha sık yaşanır hale geldi. İzmir'de yaşanan büyük yangın sonucunda büyük bir alan tahrip oldu ve geriye çıplak bir arazi kaldı. Bu nedenle, öncelikli hedefimiz, zarar gören alanları yeniden ağaçlandırmak" şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Eşen, yangından zarar gören sahalara 'su hasadı' yöntemleriyle yaklaşmanın önemine değinerek, "Bu yöntemler eski dönemlerden beri kullanılan ve başarılı sonuçlar alınmış bir tekniktir. İKÇÜ Orman Fakültesi olarak, yangından zarar gören sahalarda toprağı çeşitli şekillerde düzenleyerek, bu bölgelerin yeniden hayat bulmasını hedefliyoruz" dedi.
Sel riskine karşı 'Su Hasadı' ve ağaçlandırma stratejileri
Sel riskinin önlenmesi için su hasadı yöntemlerinin yanı sıra, dikilecek ağaç türlerinin de doğru seçilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Eşen, "Yöremize uygun ve geniş yapraklı ağaç türlerine öncelik vermek, yangına karşı daha dirençli bir ekosistem oluşturabilir. Ilgın, erguvan, çitlembik, sandal, keçiboynuzu, meşe ve akasya gibi türler, hem kuraklığa dayanıklı hem de peyzaj açısından değerli doğal seçenekler sunmaktadır" ifadelerini kullandı.
Prof. Dr. Eşen ayrıca, ağaçlandırma çalışmaları sırasında yangının yayılmasını önlemek için 'yangın emniyet şeritleri' ve 'malç' kullanımının önemine değindi; "Yangın emniyet şeritleri, yanıcı maddelerin bulunmadığı alanlar oluşturarak yangının ilerlemesini yavaşlatır. Malç kullanımı ise toprağın nemini korur, bitki büyümesini destekler ve yangın riskini azaltır." dedi.
V şeklinde mikro havzalar ile ağaçlandırmada başarı
İKÇÜ Orman Fakültesi öğretim üyesi Doç. Dr. Bülent Toprak, kuraklığın etkileriyle mücadele etmek için 'V şeklinde mikro havzalar' yönteminin başarılı sonuçlar verdiğini belirtti. Bu yöntem ile verim elde edilemeyen alanlarda yüksek başarı sağlandığını ifade eden Toprak, "Geleneksel yöntemlerle teraslara dikilen fidanlar genellikle kururken, 'V şeklinde mikro havzalar' yöntemi ile dikilen ağaçlarda yüzde 80-90 oranında başarı elde ettik. Bu yöntem, özellikle kuraklık ve su kıtlığı gibi sorunlarla başa çıkmak için etkili bir çözüm sunmaktadır" dedi. Toprak, Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde yangın sonrası ağaçlandırma çalışmalarının artırılması gerektiğini ve 'V şeklinde mikro havzalar' yönteminin bu süreçte önemli bir rol oynadığını sözlerine ekledi.