İzmir’de son bir aydır artış gösteren ishal, bulantı, kusma ve yüksek ateş şikayetleri nedeniyle acil servislerde yoğunluk yaşanıyor. Acil Servis Uzmanı Prof. Dr. Ersin Aksay, hastanelerde günlük olarak 20-30 vaka görüldüğünü belirterek, bu tür vakalarda tedbirli olunması gerektiğini ifade etti. Prof. Dr. Aksay, hastalığın uzaması durumunda sağlık kuruluşlarına başvurulması gerektiğinin altını çizdi.
"İshalde görülen kana dikkat!"
Son bir ayda, özellikle ishal, bulantı, kusma ve yüksek ateş şikayetleriyle acil servislere başvuru sayısında ciddi bir artış gözlemleniyor. İzmir Ekonomi Üniversitesi Medical Point Hastanesi'nden Acil Servis Uzmanı Prof. Dr. Ersin Aksay, acil servislerde bu tür vakaların gün geçtikçe arttığını belirtti. Prof. Dr. Aksay, “Son bir aydır ishal vakalarında belirgin bir artış görüyoruz. Özellikle hastanemize gelen vakalarda büyük bir artış yaşanmakta. Günde 20-30 vaka gördüğümüzü söyleyebilirim. Bu vakalarda genellikle ishal süresi uzuyor, bazen ishalde kan görülebiliyor ve ateş yüksekliği yaşanıyor.” dedi.
"Viral hastalıklardan kaynaklanıyor"
Prof. Dr. Aksay, hastalığın büyük bir kısmının viral kaynaklı olduğunu vurguladı. “Çoğu hastamızda ishal şikayeti öne çıkıyor. Bazı hastalarda bulantı, kusma, ateş yüksekliği de görülüyor. Yüksek ateşle birlikte yaygın kas ve kemik ağrıları, uzun süre devam eden ishallerde sıvı kaybına bağlı yorgunluk ve halsizlik ortaya çıkabiliyor. Bu vakalar genellikle viral hastalıklardan kaynaklanıyor. Bir kısmı bakteriyel veya parazitsel enfeksiyonlardan kaynaklansa da, hastaların öyküsüne bakarak hangi etkenle enfekte olduklarını belirlemek güç. Ancak çoğunlukla viral hastalıklar olduğunu söyleyebilirim.” ifadelerini kullandı.
"Risk grubundakiler daha dikkatli olmalı"
Prof. Dr. Aksay, hastalığın 3-4 günden fazla sürmesi durumunda hastaların sağlık kuruluşlarına başvurması gerektiğini belirtti. “Uzamış ishallerde ve ateşin yüksek olduğu vakalarda, hastaların kesinlikle bir sağlık kuruluşuna başvurması gerekiyor. Özellikle sistemik hastalığı olan, yaşlı, kemoterapi gören, diyabetik ve böbrek yetmezliği yaşayan bireylerde sıvı kaybına bağlı akut böbrek yetmezliği riski bulunuyor. Bu hasta gruplarının dikkatli olması ve sağlık kuruluşlarına başvurması şart.” dedi.
"Dışarıdan tüketilen yiyecekler etken olabilir"
Ayrıca, Prof. Dr. Aksay, dışarıdan tüketilen yiyeceklerin de dikkatle seçilmesi gerektiğine dikkat çekti. “Çiğ sebzeler ve yetersiz pişirilmiş gıdalar, özellikle su kaynaklarından emin olunmayan yerlerde tüketilmemelidir. Aile içinde bir birey enfekte olduğunda, bu enfeksiyon diğer bireylere de geçebilir. Bu nedenle, dışarıdan alınan yiyeceklerde dikkatli olunmalı; özellikle sebze ve meyveler iyi yıkanmalı, kümes hayvanları uygun şekilde pişirilmelidir. İshal olan bireylerin el hijyenine dikkat etmeleri ve sıvı tüketimlerini artırmaları gerekmektedir. Yağlı gıdalardan kaçınılmalı, sindirimi kolay yiyecekler tercih edilmelidir.” şeklinde uyarılarda bulundu.