ALPER TEMİZ / SON MÜHÜR İzmir'in su arıtma ve kanalizasyon ile ilgili sorunları bitmiyor. Geçtiğimiz dönemlerde hemen hemen ulusal çapta da gündem olan kötü koku sorunu ve denizin kirliliği nedeniyle nüfusu artan deniz marulları problemi ve müsilaj, kamuoyunda büyük tepkilere neden olmuştu. Havaların ısınmaya başlaması ile birlikte dış mekanlara yavaş yavaş yönelmeye başlayan İzmirliler, benzer sorunların, bu sefer daha da artarak karşılarına çıkmasına yine isyan etti.
Bayraklı Belediyesi'ne ait Bayraklı Havuz Cafe Restaurant ve Nikah Salonu kanalizasyonunda biriken ve oldukça kötü kokulara neden olan atık birikintisi, çevredekilerin tepkilerine neden oldu. 2 metre yarı çapındaki borunun ve biriken atığın, İzmir'deki kanalizasyon sorununun genel bir yansıması olduğunun altı çizildi. Alanı bizzat inceleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Eski İnşaat Müdürü Sedat Üstündağ ve Su Altı Araştırmaları Dernek Başkanı Cem Kıraç çarpıcı bilgiler aktardı.
"PANDEMİDEN BU YANA İLAÇLAMA YAPMIYOR"
İzmir'de yağmur suyu ve kanalizasyon suyunun aynı hattan boşaltım yaptığının altını çizen Üstündağ, "İZSU rögar kapaklarında ara ara ilaçlama yapardı. Bu ilaçlama, kapaklarda kokuyu giderirdi. Ancak pandemiden bu yana bu hizmet yerine getirilmiyor. Sanırsam, ana nedeni mali kriz. İZSU, yağmur suyu ve pis su kanallarını çok dar tutuyor. Bu alışılagelmiş çalışma düzeni çok yanlış bir uygulama. Mesela Buca Çevik Bir Meydanı çoğu zaman Venedik gibi oluyor. Şimdi Üçkuyular ve Çevik Bir çevresindeki boruların çapı genişletildi ve yenilendi. Bekleyip, sonucu hep birlikte göreceğiz. Bugün ise Bayraklı Havuz Cafe'den çıktık ve hemen 2 metre yanı başındaki yağmur suyu borusundan gelen kokuyu ve atıkları inceledik. İnsanlar bazen bu boruya, pis su borusu da bağlıyor. Herhangi bir teftiş yok üstelik herhangi bir ızgara da bulunmuyor. Normalde bu borularda ızgara olmalı ve atık, elenmeli. Ancak bu dahi yerleştirilmemiş. Burhan Özfatura döneminde kredi alınamadığı için TANSAŞ satıldı ve arıtma tesisi yapıldı. O dönemden bu yana ben, ciddi bir çalışma ve yenileme yapılmadığı kanaatindeyim. İşte, İzmir'in kanayan yarası bu" açıklamasını yaptı.
"İLERİ BİYOLOJİK ARITMA İZMİR’DE BULUNMUYOR"
Su Altı Araştırmaları Dernek Başkanı Cem Orkun Kıraç ise, arıtma teknolojilerinin artık çok geliştiğini ve İzmir'deki mevcut sistemin oldukça eski dönem bir sistem olduğunu belirtti. Kıraç, "İzmir’in kanayan yarası diyoruz. Ancak aslında bu gibi sorunlar, artık 'sorun' olmaktan çoktan çıkmış olmalıydı. İleri Biyolojik Arıtma sistemleri diye adlandırdığımız uygulamalar var. Pis su maalesef denizlere atılıyor. Bu su içindeki atıklar, deniz alglerinin gereğinden fazla çoğalmasına neden olurken, ölen algler ise müsilaj gibi kirlilikleri yaratıyor. Oysa bu olmamalı. İleri Biyolojik Arıtma, bu atık suları ayrıştırıyor ve açığa çıkan su, tarımda kullanılırken, ayrışan katı pis atıktan da fosfor ve azotu ayrıştırıp gübre hammaddesi olarak kullanılması sağlanıyor. Ancak bu gibi uygulamalar Türkiye'de yok denilecek seviyede. İzmir'in arınmasının yolu burada" diye konuştu.