Son Mühür/ Beste Temel- İstanbul Marmara açıklarında bugün peş peşe meydana gelen ve en büyüğü 6.2 büyüklüğünde olan depremler, İstanbul ve çevre illerinin yanı sıra Ege ve İç Anadolu Bölgesi'nde de hissedildi. Depremin yarattığı korku ve "büyük İstanbul depreminin habercisi mi?" endişesi sürerken, TMMOB Jeofizik Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Sinancan Öziçer, önemli açıklamalarda bulundu. Öziçer, mevcut bilimsel verilerle bu depremin büyük bir depremin öncüsü olup olmadığını söylemenin mümkün olmadığını belirtirken, artçı sarsıntıların bir süre daha devam edeceğini vurguladı.

"Büyük depremin habercisi mi?" 

Başkan Öziçer, 6.2 büyüklüğündeki depremin, beklenen büyük İstanbul depreminin habercisi, öncüsü ya da tetikleyicisi olup olmadığı yönündeki spekülasyonlara açıklık getirdi. Mevcut teknolojiyle bu konuda net bir şey söylemenin mümkün olmadığını ifade eden Öziçer, bu tür bir yorumun bilim dışı olacağını ve doğru verilere dayanmayacağını belirtti.

Artçı depremler uyarısı: Bir hafta on gün sürebilir

Meydana gelen 6.2 büyüklüğündeki depremin ardından artçı sarsıntıların beklendiğini dile getiren Sinancan Öziçer, bu artçıların yaklaşık bir hafta ila on gün boyunca sürebileceğini öngördü. Artçı depremlerin 3 ve 4 büyüklüğünde olabileceği gibi, 5 büyüklüğüne de ulaşabileceğini ifade eden Öziçer, 6'nın üzerinde bir sarsıntının ise artçı değil, farklı bir deprem anlamına geleceğini ve bunun da mevcut depremin öncüsü olabileceği ihtimalini doğuracağını ancak şu an için bunun tespitinin mümkün olmadığını kaydetti.

Depremin fay hattı değerlendirmesi: Ana faya bağlı yan kollar

Yaşanan depremin, beklenen büyük İstanbul depremiyle aynı fay üzerinde olup olmadığına dair değerlendirmelerde bulunan Öziçer, "Bir ağacı düşünün çevresinde yan dallar vardır, yaşanan depremin fay hattı da bu ana ağaç dalının yan dalları gibi, yan fay hatları," ifadelerini kullanarak, depremin ana fay hattının yan kollarında meydana geldiğini belirtti.

"Enerji boşalması açısından olumlu gelişme"

Sinancan Öziçer, bu depremin yaşanmasının enerji boşalması açısından bir bakıma olumlu bir gelişme olarak görülebileceğini ifade etti. Ancak bunun, büyük deprem riskini tamamen ortadan kaldırmadığına da dikkat çekti.

İzmir'de hissedilmesinin nedeni nedir?

6.2 büyüklüğündeki depremin İzmir gibi uzak bir noktada hissedilmesinin nedenlerini de açıklayan Öziçer, 2020 Ocak ayında aynı bölgede meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki depremin İzmir'de hissedilmediğini hatırlattı. Bu kez hissedilmesinin nedenini ise İzmir'in deprem dalgalarının ivmesini ve genliğini artıran özel bir zemin yapısına sahip olmasına bağladı. Özellikle Karşıyaka, Bornova ve Bayraklı gibi bölgelerde depremin ciddi şekilde hissedildiğini ve korkuya neden olduğunu belirtti.

"İzmir ve çevresine yapısal zarar yok"

Öziçer, depremin İzmir ve çevresinde yapısal bir zarara yol açmasının beklenmediğini vurguladı.

"Alışverişi acil olmadıkça yapmayın"

Hem İstanbullu hem de İzmirli ve depremi hisseden tüm illerdeki vatandaşlara yönelik uyarılarda bulunan Sinancan Öziçer, AFAD'ın riskli yapılara girilmemesi yönündeki açıklamasının doğru olduğunu ancak hangi binaların riskli olduğunun bilinmediğini ifade etti. Bu nedenle, vatandaşların kendi evleri dışında tanımadıkları ve bilmedikleri binalara girmemelerinin riskli olabileceğini söyledi. Özellikle alışveriş merkezleri, dükkanlar gibi yerlerde zorunlu olmadıkça bulunmamayı önerdi. Kendi evlerinde ise bir sarsıntı hissedildiğinde bazalı yatak, sandık veya çamaşır makinesi gibi eşyaların yanına gitmenin daha doğru olacağını belirtti. Öziçer, vatandaşların günlük yaşamlarına devam etmelerini ancak temkinli olmalarını tavsiye etti.

"Depremle yaşamayı öğrenmek zorundayız"

Son olarak, Türkiye'nin deprem kuşağında bulunduğunu hatırlatan Öziçer, deprem yaşamak istemeyenlerin ya ülkeyi terk edip Kuzey Avrupa'ya taşınması gerektiğini ya da Türkiye'de yaşıyorlarsa depremle yaşamayı öğrenmek zorunda olduklarını sözlerine ekledi.

Muhabir: BESTE TEMEL