İstanbul’un Fatih ilçesinde yaşanan dehşet verici cinayet kamuoyunu derinden sarsmaya devam ediyor. 19 yaşındaki Semih Çelik’in Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner'i vahşice katletmesinin ardından toplumda büyük bir tepki dalgası oluştu. Birçok ünlü isim bu cinayetlere yönelik tepkilerini sosyal medya hesapları üzerinden dile getirirken kadına yönelik şiddet konusu bir kez daha gündemin en üst sıralarına taşındı.
Şevval Sam sessiz kalmıştı
Son dönemde kadın cinayetleri hakkındaki toplumsal duyarlılık artarken, ünlü oyuncu Şevval Sam’ın konuya dair sessizliği dikkat çekti. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir davette basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Şevval Sam kendisine yöneltilen kadın cinayetleri sorularını yanıtlamamayı tercih etti.
"Kötü şeylerden bahsetmeyelim"
Ünlü oyuncuya, Ayşenur Halil ve İkbal Uzuner cinayetleriyle ilgili sorular yöneltildiğinde Şevval Sam şu sözlerle tepki vermişti; “Hiç kötü şeylerden bahsetmeyelim. Ne olur hiç girmeyin, çok saçma oluyor ya. Yapmayın ne olur. Zaten kanayan yara, bu gece değil.” Bu sözleriyle basının sorularını geri çeviren Sam konu hakkında konuşmaktan kaçındı.
Eleştiri oklarının hedefinde
Şevval Sam’ın kadın cinayetleri hakkında konuşmaktan kaçınması sosyal medya kullanıcıları arasında tartışmalara yol açtı. Pek çok kişi Sam’ın bu tutumunu eleştirirken konunun hassasiyeti karşısında sessiz kalmanın yanlış bir mesaj verdiğini dile getirdi.
Sam’dan açıklama geldi
Sosyal medyada artan eleştirilerin ardından Şevval Sam kendi sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Ünlü oyuncu kadın cinayetleri konusunda sessiz kalma nedenini şu sözlerle açıkladı:
"Süslü cümleler kurmayacağım"
"Herkese merhaba. Ben bugüne kadar, başta kadın, çocuk ve hayvan hakları olmak üzere, toplumsal olaylar karşısında durduğu yerden bir milim şaşmamış, rüzgâra göre omurgasını eğmemiş ve ziyadesiyle de bunun bedelini ödemiş olarak biri olarak konuşuyorum. İki - üç gündür yapılan yorumları gördükçe, inanın şaşkınlığım daha da arttı. 'Ünlüler ne dedi?', 'Ne tepki verdi?' telaşı, esas konuşulması gereken konunun içinde bulunduğumuz sıkıntılı süreci değerlendirme gerekliliğimizin önüne geçmeye başladı maalesef. Kendimiz bizzat doğru ifade etmek adına da birkaç gün beklemek istedim. Önce şu durumu bir aydınlatmak istiyorum; evet, o akşam, o mecrayı doğru bulmadığım için konuşmak istemedim. Orada geçiştirme kurulacak üç cümlenin, üst üste gelen acılı haberlerin ve kurbanlarının çektiği acıya saygısızlık olacağını düşündüm. Eğer benden beklenen süslü cümleler ise bunu hiçbir zaman yapmayacağımın bilinmesini isterim.
"Çok ciddi bir konu"
Üzerine konuşulması gereken, sisteme dair ve bunca acıya sebep olan yapısal problemler bir magazin ortamında değil, çözüm odaklı ve dönüştürücü etkiyi yaratmak amaçlı konuşulması gereken çok ama çok ciddi bir konudur. Özellikle kitlelerin takip ettiği bazı kişilerin kendilerine birkaç kurban bulup popülizm yapma ya çalışmalarını da çok tehlikeli buluyorum. Bu insanları birbirine düşürmekten ve nefretten başka hiçbir şeye yaramaz, çözüme dair de en ufak bir faydası olmaz. Biz tam tersi el ele verip, güçlerimizi birleştirip, bu acıların nasıl son bulabileceğine dair ciddi bir biçimde konuşmamız gerektiğine inanıyorum. Ben bugüne kadar, toplumsal sorumluluğu kalbimde hissetmiş ve üzerime düşen görevi her fırsatta yerine getirmiş olduğuma dair en ufak bir şüphe duymuyorum. Bana haksızlık etmekte hiçbir beis göremeyen toplumsal figürlerin de bir dolu yapısal sorunu çözmeye dair daha fazla kafa yormaları gerektiğini düşünüyorum. Umarım kendimi anlaşılır biçimde ifade edebilmişimdir. Teşekkür ederim." dedi.