İZMİR HABERLERİ

Karaburun'un tek sulak alanı İris Gölü kurudu...

Karaburun Yarımadası’nın tek doğal gölü olan İris Gölü, kaçak su kullanımı, kuraklık, enerji yatırımları ve yetersiz koruma önlemleri nedeniyle tehdit altında. Sivil toplum kuruluşları, acil önlemler alınması çağrısında bulunuyor.

SON MÜHÜR - ALPER TEMİZ / Karaburun Yarımadası’nda, Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi sınırları içinde yer alan ve bölgenin tek sulak alanı olan İris Gölü, ekolojik ve biyolojik dengesini kaybetme riskiyle karşı karşıya. Karaburun Sivil İnisiyatif ve Karaburun Yerel Fok Komitesi’nin ortak açıklamasına göre, gölde su seviyesinin azalması, sazlıkların kuruması ve kaçak faaliyetlerin devam etmesi, göl ekosistemini geri dönülemez şekilde tehdit ediyor.

Kuruma ve tahribat tehlikesi

Karaburun Yerel Fok Komitesi ve Karaburun Sivil İnisiyatif tarafından geçtiğimiz hafta yapılan gözlemler sonucunda, gölde su seviyesinin ciddi şekilde düştüğü ve gölü kurutmak amacıyla geçmişte açılmış olan kanallar boyunca su biriktiği tespit edildi. Ayrıca, kaçak su kullanımı, yoğun otlatma ve tarımsal faaliyetler nedeniyle gölün ekolojik dengesi bozulmaya devam ediyor. Buna rağmen, İris Gölü’nden ayrılmayan kuş türleri gözlemlendi.

Sivil toplum kuruluşları, gölün “Kesin Korunacak Hassas Alan” ilan edilmesi ve çevresinde uzmanlarca belirlenecek tampon bölgelerin “Nitelikli Doğal Koruma Alanı” statüsüne alınması gerektiğini belirtti. Ancak bu süreçte yavaş ilerleyen Sulak Alan Tescili’nin bir an önce tamamlanması gerektiği vurgulandı.

İmar planı gölü koruyamıyor

Karaburun Yerel Fok Komitesi tarafından yapılan açıklamada şu bilgiler paylaşıldı, "İzmir İli Karaburun-Çeşme-Urla İlçeleri Karaburun-Ildır Körfezi Özel Çevre Koruma Bölgesi’nin 1/25.000 ölçekli Nazım İmar Planı, göl çevresindeki koruma önlemlerinin yetersiz olduğunu ortaya koyuyor. İmar planında, göl çevresinde faaliyetlerin sınırlandırılması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen, kuzey kısmındaki alan “Hassas Alan B” olarak işaretlendi ve yenilenebilir enerji faaliyetlerine izin verildi.

Mevcut bir güneş enerji santralinin yanı sıra, iki yeni GES projesi için ÇED süreçleri devam ediyor. Bu projelerin gölde termal ısı artışına, kuş ölümlerine ve gölün tamamen kuruyarak çölleşmesine yol açacağı tahmin ediliyor. Ayrıca, Karareis Körfezi kıyılarında ikinci ve üçüncü derece sit alanlarında turizm, ticaret ve ikincil konut alanları planlanıyor."

Geçmişteki tahribat yeniden gündemde

Karaburun Sivil İnisiyatif tarafından yapılan açıklamadaysa şu ifadelere yer verildi, "İris Gölü, 1970’li yıllarda tarım amaçlı yapılan müdahalelerle ciddi şekilde zarar gördü. O dönemde, göl kenarına açılan kanallar suyun boşaltılmasına ve sazlıkların kurutulmasına yol açtı. Daha sonra bölgede yapılan kadastral parselasyon işlemleriyle arazi özel mülkiyete geçirildi. Bu süreç, gölün ekolojik ve biyolojik çeşitliliğinde büyük kayıplar yarattı.

Göl çevresinde bugün hâlâ tarım için su çekimi, kaçak avcılık ve yoğun otlatma gibi sorunlar devam ediyor. Göl arazilerinin büyük bir kısmının özel mülkiyet olması, koruma önlemlerinin uygulanmasını zorlaştırıyor.

İris Gölü, nesli tehlike altındaki bitki ve hayvan türlerine ev sahipliği yapması nedeniyle uluslararası koruma altına alınması gereken bir alan. Ancak, Ramsar Sözleşmesi kapsamında korunması gereken bu sulak alan hâlâ resmi olarak tescil edilmedi."

Sivil toplumun talepleri neler? 

Karaburun Sivil İnisiyatif ve Karaburun Yerel Fok Komitesi, göl çevresinde kaçak avcılığın önlenmesi, kepçe ve traktör gibi araçların girişinin yasaklanması, yoğun otlatmanın durdurulması ve yangın riski yaratan faaliyetlere karşı önlemler alınması için ilgili birimlere taleplerini iletti. Ayrıca, gölün korunması için İris Mevkii’nde bir Jandarma kontrol noktasının tekrar kurulması istendi.

Sivil toplum kuruluşları, Nazım İmar Planı’nın yeniden gözden geçirilmesini ve enerji projeleriyle turizm planlarının göl üzerindeki etkilerinin yeniden değerlendirilmesini talep ediyor.