Ülkemizde meydana gelen büyük orman yangının günlerce sürme konusunda belediyelerin kriz yönetimi konusunda eksikliklerini eleştirdi. Kasapoğlu, belediyelerin ve ilgili kurumların yangın anında etkili bir şekilde koordine olamaması nedeniyle söndürme çalışmalarının yavaş ilerlediğini ifade etti.

“Belediyeler yetersiz kaldı”

Yangınların müdahale konusunda yetersizliğine dikkat çeken Kasapoğlu, Tüm kurumların sorumlulukların yerine getirilmesi çağrısında bulunarak şu ifadelere yer verdi: “Yangın anında ilgili tüm kurumların etkin ve birbirleriyle koordinasyon içinde çalışabilmeleri ise yangının hızlı bir şekilde kontrol altına alınması için son derece kritik. Orman yangınlarına karşı ilk müdahale açısından en önemli kurumlar olma vasfı taşıyan belediyelerin, bilhassa bu yıl gerçekleşen İzmir, Bolu, Çanakkale, Manisa, Uşak, Aydın ve Muğla'daki yangınlardaki yetersizlikleri ve ihmalleri, söndürme çalışmalarının en hızlı şekilde gerçekleştirilememesine neden oldu. Belediyelerin yangın anında itfaiye ekiplerini ivedilikle yönlendirmek, su kaynaklarının söndürme çalışmalarında güçlü bir şekilde kullanılmasını temin etmek, halkın bilinçlenmesi için çeşitli eğitimler ve kampanyalar gerçekleştirmek gibi sorumluluklarda daha hassas ve güçlü bir koordinasyonla var olmaları gerekiyor’’ dedi.

‘’Tüm kurumlar sorumlulukların yerine getirmeli’’

Özellikle yaz aylarında yangın çıkma ihtimalinin yüksek olduğunu belirten Kasapoğlu, ‘’Özellikle yaz aylarında yangının çıkma ihtimalinin yüksek olduğu Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerimizdeki belediyeler, hiç vakit kaybetmeden bu konulara eğilip, kurumsal kapasitelerini artırmak mecburiyetindedir. Unutulmamalıdır ki orman yangınları partiler üstü bir meseledir ve ormanlar tüm millete ait olan değerlerdir. Bu nedenle tüm kurumlar milletin çıkarlarını öncelikli tutmalı ve iş birliği içinde hareket etmelidir. Sorumluluklar yerine getirilmelidir'' dedi.

“Dezenformasyona fırsat verilmemeli”

Dr. Kasapoğlu yangınlarla ilgili yaratılan dezenformasyona da dikkat çekerek; “Orman yangınlarıyla mücadele bir diğer hassas konu ise yanlış bilgilendirmelere karşı tetikte olma durumu. Ne yazık ki, yangınlarla ilgili süreçte bazı çevreler tarafından yayılan dezenformasyon, kamuoyunu yanıltabiliyor ve yangınla mücadeledeki bilgi akışını sekteye uğratabiliyor. Özellikle yangın söndürme araçlarının yetersiz olduğu ya da yangınlara müdahale edilmediği yönünde gerçek dışı iddialar ortaya atıldığını görüyoruz. Millet olarak bu dezenformasyonlara karşı gösterdiğimiz hassasiyeti de sürdürmeliyiz. Birlikte, orman yangınlarıyla mücadeledeki kararlılık ve özveriyi gölgelemeye çalışanlara fırsat vermemeliyiz.” ifadelerinde bulundu.

‘’Birey olarak ilk adımı kendimiz atmalıyız’’

Toplumsal bilinci daha güçlü kılmak adına, aile başta olmak üzere hayatın tüm alanlarında hepimize önemli sorumluluklar düştüğünü söyleyen Kasapoğlu, ‘’Toplumsal bilinç için hem çevreyi korumaya yönelik hem de daha yeşil bir çevre oluşturmaya yönelik çabaları güçlü bir şekilde desteklemeliyiz. Öncelikle birey olarak ilk adımı kendimiz atarak hiç kimseden bir şey beklemeksizin duyarlılığımızı yaptıklarımızla topluma yansıtmalıyız. Sadece söylem olarak değil somut adımlarla bu çok önemli misyonu daha güçlü kılabiliriz. Ormanı koruma ve çevreyi daha yeşil kılma bilinci sadece yangınların artış gösterdiği yaz aylarında değil yılın 365 günü gündemimizde olmalı. Evde, okulda, işyerinde, sokakta, çarşıda, ibadethanede, spor tesisinde ve her nerede insan var ise orada gündem olmalı ve bu bilinç diri ve güçlü kılınmalıdır. Türkiye için çevre ve orman sadece bazı kurumların meselesi ve sorumluluğu değil 85 milyon için ortak gaye ve sorumluluktur. Milli bir dayanışma ve kenetlenme vesilesidir’’ dedi.

Muhabir: GAMZE ESKİKÖY