Yerel seçimlerin üzerinden iki ay geçti. Bu arada CHP’nin daha doğrusu CHP yönetici iradesinin iktidar partisi ile iletişime geçmesi, eski genel başkan Kemal Bey'in açıklamaları, İYİ Parti'deki lider değişimi ve eski liderin de iktidarla yakınlaşması, kayyumluğun yeniden hortlaması, bazı sokak risklerinin yaşanması, 5 liranın artık metal para olması, eğitimin göz göre göre Araplaştırılması, sokak hayvanlarının uyutulması, dünyanın başına bela olan İsrail iktidarının, bile isteye soykırım yapmaya devam etmesi, başta Araplar olmak üzere dünyanın masum Filistinliler için sadece timsahlar gibi gözyaşı dökmesi derken İzmir limanının Araplara, önemli bir askeri tesisin İzmir sermayesine devri, Kurban Bayramı öncesi hastalıklı et ve hayvanların ortalarda olma kaygısı, İzmir belediyelerinde CHP AK Parti fark etmeden işçi kıyımları, tuhaf atamalar, atananların derhal mobing ve liyakatsiz görevlendirmelerinin tepki çekmemesi, yeni başkanların yoğurtlarını yeren üzerlerine dökmeleri ve egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olduğu iddia edilen milletin hem cehalet hem de sefalet ortamına geçişine çeyrek kalması.
Gündemde o kadar çok kaygılı merak var ki aslında. Ve ne yazık ki iletişimin bunca kolaylaştığı çağımızda, seçilen zevatın halka iletişimden net bir şekilde imtina etmesi.
Bugün pazartesi bakalım yarına gündem nasıl şekillenecek. Ama size hafta başında söyleyeyim, umutsuz değilim lakin çok kaygılıyım. Umarım bir gün haklı çıkan ben olmam. Lütfen her söze kanmayın, her gördüğünüze aldanmayın, kula kulluk ve biattan kaçının. Bizim yolumuz yalnız da kalsak fikri hür vicdanı hür irfanı hür yarınlardır.
Ne mutlu Tüküm diyene.
